SPINOZA: Hafıza hem akıl yardımıyla hem de aklın yardımı olmadan güçlenir
SPINOZA
“Bizi aklın ve melekelerinin bilgisine götürebilecek hiçbir vasıtayı atlamak istemem, bu yüzden şimdi hafıza ve unutkanlıkla ilgili de birkaç söz söyleyeyim.
Burada dikkat edeceğimiz en önemli husus, hafızanın hem aklın yardımıyla hem de aklın yardımı olmadan güçlenebileceğidir: Aklın yardımıyla güçlenir, çünkü bir şey ne kadar iyi anlaşılırsa, o kadar kolay akılda kalır; ne kadar az anlaşılırsa da, o kadar kolay unutulur. Mesela birine birbirinden kopuk kelimeler söyleyin, bunları ha- fızasında tutmada zorlanır, ama aynı kelimelerden bir hikâye oluşturup anlatın, o kadar zorlanmaz. Hafıza, aklın yardımı olmadan da güçlenir; yani hayalgücünün ya da ortakduyu dediğimiz duyunun tekil bir cismin tesirinde kalışıyla. Tekil diyorum, çünkü hayalgücü sadece tekillerin etkisinde kalır. Mesela tek bir aşk hikâyesi okusanız, bu türden başka başka hikâyeler okumadığınız sürece onu gayet net hatırlarsınız; çünkü hayalgücünüzde bir tek o canlı kalır. Ama aynı türden birkaç başka hikâye olsa, hepsi birden hayalinizde canlanır, dolayısıyla da kolayca karışır. Bir de özellikle cisim diyorum, çünkü hayalgücü sadece cisimlerden etkilenir. O halde hafıza hem aklın yardımıyla hem de aklın yardımı olmadan güçlenebiliyorsa, buradan anlayacağımız, hafıza ile akıl birbirinden ayrı şeyler. Akıl kendi başına düşünüldüğünde, onda ne hafıza vardır ne de unutkanlık.
Peki öyleyse, hafıza ne? Beyindeki intibaların yarattığı bir duyumdan başka bir şey değil, bir de aynı anda bu duyumun belirli süresine ilişkin düşünceden. Hatırlama bunun kanıtı. Çünkü hatırlarken zihin duyumu düşünüyor, ama kesintisiz bir süre mefhumu olmadan. Bu yüzden o duyumun mefhumu duyumun süresiyle özdeş değildir, yani hafızayla özdeş değildir.” (s.101-102)
Spinoza,
Aklın Islahı Üzerine Bir İnceleme,
Alfa Yayınları


