Türk Dizilerinde Haset ve Kıskançlık Temsilleri
Türk dizilerinde haset ve kıskançlık temaları, gerek dramatik gerekse toplumsal dinamikleri yansıtma açısından sıkça işlenen motiflerdir. Erdoğan Çalak’ın İçimizdeki Magma: Haset kitabında haset ve kıskançlığın psikanalitik ve toplumsal boyutlarına dair sunduğu çerçeve, Türk dizilerindeki temsilleri anlamak için de bir lens sağlayabilir. Çalak, haseti “benim olmayan bir şeye sahip olma isteği” (iki kişilik bir dinamik) ve kıskançlığı “sahip olduğum bir şeyi kaybetme korkusu” (üç kişilik bir dinamik) olarak ayırırken, bu duyguların bireysel ve toplumsal bağlamda nasıl yıkıcı veya yapıcı olabileceğini vurgular.
Türk dizilerinde bu duygular, genellikle aile ilişkileri, romantik bağlar, toplumsal statü ve güç mücadeleleri üzerinden işlenir. Aşağıda, Türk dizilerinde haset ve kıskançlık temsillerini Çalak’ın perspektifiyle ilişkilendirerek ve çeşitli örneklerle ele alıyorum.
1. Hasetin Türk Dizilerindeki Temsili
Haset, Çalak’a göre, bir başkasının sahip olduğu bir şeye (başarı, güzellik, statü) duyulan özlemle tetiklenir ve genellikle kişinin kendi yetersizlik algısından beslenir. Türk dizilerinde haset, karakterlerin içsel çatışmaları veya toplumsal hiyerarşilerdeki mücadeleleri üzerinden sıkça görselleştirilir.
Özellikler:
- Yetersizlik ve Kıyaslama: Haset, dizilerde genellikle karakterlerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamasıyla ortaya çıkar. Çalak’ın belirttiği gibi, modern dünyanın kıyaslama kültürü (sosyal medya, statü sembolleri) bu duyguyu körükler; diziler bu dinamiği dramatize eder.
- Yıkıcı Eylemler: Haset, karakterlerin entrika, dedikodu veya sabotaj gibi yıkıcı davranışlara yönelmesine neden olabilir.
- Cinsiyet Dinamikleri: Çalak’ın kadınlarda “penis hasedi” ve erkeklerde rekabet odaklı haset vurgusu, dizilerde cinsiyet rolleri üzerinden işlenir.
Örnekler:
- Aşk-ı Memnu (2008-2010):
- Haset Temsili: Bihter (Beren Saat), üvey kızı Nihal’in (Hazal Kaya) babası Adnan’a (Selçuk Yöntem) olan yakınlığına haset eder. Çalak’ın çerçevesinde, Bihter’in haseti, Nihal’in sahip olduğu duygusal bağa duyulan özlemle şekillenir (iki kişilik dinamik). Bu haset, Bihter’in Nihal’e karşı manipülatif davranışlarına yol açar.
- Çalak ile Bağlantı: Bihter’in haseti, kadın cinselliğindeki “tamamlanma arzusu” ile ilişkilendirilebilir; Nihal’in babasıyla bağı, Bihter’in eksik hissettiği bir alanı temsil eder.
- Toplumsal Yön: Dizi, Çalak’ın eleştirdiği tüketim kültürünü yansıtan bir yalı hayatı üzerinden, statü ve imaj odaklı haseti vurgular.
- Yaprak Dökümü (2006-2010):
- Haset Temsili: Ferhunde (Deniz Çakır), Hayriye Hanım’ın (Güven Hokna) ailesindeki saygın konumuna ve maddi refahına haset eder. Ferhunde’nin entrikaları, aileyi yıkıma sürükler. Çalak’ın “haset, başkalarının mutluluğundan rahatsızlık duyma” (s. 75) tanımı, Ferhunde’nin motivasyonlarını açıklar.
- Çalak ile Bağlantı: Ferhunde’nin haseti, yetersizlik hissinden (sosyal sınıf farkı) kaynaklanır ve Çalak’ın “yıkıcı haset” kavramına uyar.
- Toplumsal Yön: Dizi, Çalak’ın kapitalist sistemin eşitsizliklerinin haseti artırdığı eleştirisini destekler; Ferhunde’nin alt sınıf kökeni, hasetini körükler.
- Yasak Elma (2018-):
- Haset Temsili: Ender (Şevval Sam), Yıldız’ın (Eda Ece) zengin bir adamla evlenerek elde ettiği statüye haset eder. Ender’in Yıldız’ı alt etme çabaları, dedikodu ve entrika içerir. Çalak’ın “onda var, bende yok” (s. 70) tanımı, Ender’in motivasyonuna uyar.
- Çalak ile Bağlantı: Kadınlar arasındaki bu haset, Çalak’ın kadın cinselliğindeki kıyaslama ve sahiplenme temasıyla ilişkilendirilebilir.
- Toplumsal Yön: Dizi, Çalak’ın sosyal medyanın teşhirci kültürünü eleştirisine paralel olarak, lüks yaşam ve imaj odaklı bir haset dinamiği sunar.
2. Kıskançlığın Türk Dizilerindeki Temsili
Çalak, kıskançlığı, sahip olunan bir şeyi (sevgi, ilişki, statü) kaybetme korkusu olarak tanımlar ve üçlü bir dinamikle ilişkilendirir. Türk dizilerinde kıskançlık, özellikle romantik ilişkiler ve aile bağları üzerinden işlenir.
Özellikler:
- Kaybetme Korkusu: Kıskançlık, bir üçüncü kişinin (rakip) varlığıyla tetiklenir ve genellikle romantik veya ailevi bağlara odaklanır.
- Cinsiyet Dinamikleri: Çalak’a göre, kadınlarda kıskançlık sahiplenme, erkeklerde ise kontrol ve otorite kaybı korkusuyla şekillenir.
- Patolojik Yönler: Aşırı kıskançlık, Çalak’ın belirttiği gibi, şiddete veya psikolojik sorunlara (örneğin, paranoid eğilimler) dönüşebilir.
Örnekler:
- Bir İstanbul Masalı (2003-2005):
- Kıskançlık Temsili: Selim (Mehmet Aslantuğ), eşi Esma’nın (Ahu Türkpençe) eski sevgilisi Demir’e (Ozan Güven) olan duygusal yakınlığına kıskanır. Çalak’ın “kıskançlık, sahip olunan bir şeyi kaybetme korkusu” (s. 70) tanımı, Selim’in duygularını açıklar.
- Çalak ile Bağlantı: Selim’in kıskançlığı, erkeklerdeki otorite kaybı korkusuyla ilişkilendirilebilir; Esma’nın bağımsızlığı, bu korkuyu tetikler.
- Toplumsal Yön: Dizi, Çalak’ın eleştirdiği patriarkal toplumda erkeklerin kontrol arzusunu yansıtır.
- Öyle Bir Geçer Zaman Ki (2010-2013):
- Kıskançlık Temsili: Cemile (Ayça Bingöl), kocasının Ali Kaptan’ın (Erkan Petekkaya) metresi Caroline’e (Wilma Elles) duyduğu kıskançlıkla mücadele eder. Ali’nin de Caroline’in başka erkeklerle ilişkisine kıskanması, üçlü dinamikleri gösterir.
- Çalak ile Bağlantı: Cemile’nin kıskançlığı, Çalak’ın kadınlarda sahiplenme arzusuna; Ali’nin kıskançlığı, erkeklerde kontrol kaybı korkusuna örnek teşkil eder.
- Toplumsal Yön: Dizi, Çalak’ın modern dünyanın sevgi ilişkilerini yüzeyselleştirdiğine dair eleştirisini destekler; aldatma ve kıskançlık, aileyi dağıtır.
- Kuzey Güney (2011-2013):
- Kıskançlık Temsili: Kuzey (Kıvanç Tatlıtuğ), kardeşi Güney’in (Buğra Gülsoy) Cemre’ye (Öykü Karayel) olan ilgisine kıskanır. Güney de Kuzey’in özgür ruhuna ve Cemre’nin ona yakınlığına kıskanır. Çalak’ın üçlü dinamik tanımı, bu rekabeti açıklar.
- Çalak ile Bağlantı: Erkeklerdeki rekabet odaklı kıskançlık, Çalak’ın erkek hasetinin üstünlük arayışına bağlanabilir.
- Toplumsal Yön: Dizi, Çalak’ın kapitalist toplumdaki statü ve güç mücadelesinin kıskançlığı artırdığı görüşünü yansıtır; kardeşler arasındaki sosyal sınıf farkı, kıskançlığı körükler.
3. Türk Dizilerinde Haset ve Kıskançlık Temsillerinin Toplumsal ve Kültürel Bağlamı
Türk dizilerinde haset ve kıskançlık, Çalak’ın eleştirdiği modern dünya dinamikleriyle (kapitalizm, sosyal medya, eşitsizlik) ve Türkiye’ye özgü kültürel unsurlarla şekillenir:
- Patriarkal Yapı: Çalak’ın cinsiyet rollerine dair genellemeleri (kadınlarda sahiplenme, erkeklerde kontrol), Türk dizilerinde patriarkal normlarla pekişir. Örneğin, Yasak Elma’da kadınların rekabeti, erkek egemen bir toplumda statü arayışını yansıtır.
- Tüketim Kültürü: Çalak’ın kapitalizmin haseti artırdığı eleştirisi, Aşk-ı Memnu veya Yasak Elma gibi dizilerde lüks yaşam ve statü odaklı entrikalarla görselleşir.
- Aile ve Mahalle Dinamikleri: Bizimkiler (1989-2002) veya Mahallenin Muhtarları (1992-2002) gibi dizilerde, mahalle kültüründeki haset ve kıskançlık, Çalak’ın toplumsal dayanışmanın zayıfladığı eleştirisine örnek teşkil eder.
- Kültürel Kodlar: Nahid Sırrı Örik’in Kıskanmak romanında (ve uyarlaması Kıskanmak filminde) haset ve kıskançlık, Türk toplumunda “nazar” veya “kem göz” gibi kültürel kavramlarla ilişkilendirilir. Türk dizileri, bu kodları modern bağlamda yeniden üretir.
Sonuç
Türk dizilerinde haset ve kıskançlık, Çalak’ın psikanalitik çerçevesiyle uyumlu olarak, yetersizlik, rekabet ve kaybetme korkusu üzerinden temsil edilir. Aşk-ı Memnu ve Yaprak Dökümü gibi diziler haseti, Bir İstanbul Masalı ve Öyle Bir Geçer Zaman Ki gibi yapımlar kıskançlığı öne çıkarırken, her iki duygu da patriarkal normlar, tüketim kültürü ve aile dinamikleriyle şekillenir. Çalak’ın sevgi odaklı çözüm önerisi, dizilerde daha fazla yer bulursa, bu temsiller daha yapıcı bir perspektif sunabilir.



