Validist Kapsayıcılık: Nörotipik Rahatlığı İçin Engelli Olmak
Validizm, yani engelsiz (nörotipik) bireylerin normalliğini ve üstünlüğünü savunan ideoloji, engelliliği bir çeşitlilikten ziyade bir “kusur” olarak görür. Bu zihniyet, en iyi niyetli kapsayıcılık çabalarını bile zehirleyerek, onları validist kapsayıcılık haline getirir. Bu tür bir kapsayıcılık, engelli bireyleri gerçekten dahil etmekten çok, engelsiz bireylerin rahatını ve vicdanını rahatlatmaya hizmet eder.
Validist kapsayıcılık, “Seni aramızda istiyoruz, ama sadece bizim kurallarımıza uyarsan” mesajını verir.
Gündelik Hayattan Örnekler
Validist kapsayıcılık, günlük hayatımızın pek çok alanında, masum gibi görünen ama derinde zarar veren şekillerde kendini gösterir.
- Eğitimde: Bir okul, otizmli bir çocuğu normal sınıfa kabul ettiğini gururla duyurur. Ancak çocuk, göz teması kurmaya zorlanır, yoğun duyusal uyaranlarla baş başa kalır ve özel ilgi alanlarından vazgeçmesi istenir. Öğretmenler ve diğer öğrenciler, otistik çocuğun ihtiyaçlarına uyum sağlamak yerine, çocuğun “normal” davranışlar sergilemesini bekler. Bu, kapsayıcılık değil, çocuğun nörotipik dünyaya tek taraflı olarak uyum sağlaması için bir baskıdır.
- İş Hayatında: Bir şirket, engelli bireyleri işe alma taahhüdü verir. Ancak tekerlekli sandalye kullanan bir çalışan, ofise giden asansör bozulduğunda tüm gün evden çalışmak zorunda kalır veya iş arkadaşları “Engelleri aşıyorsun” diyerek onu sürekli ilham kaynağı olarak görürler. Bu durum, çalışanı bir profesyonel olarak değil, engelsizlerin vicdanını rahatlatan bir sembol olarak kullanır. Şirket, erişilebilirliği bir hak olarak değil, iyi niyetli bir jest olarak sunar.
- Sosyal Alanlarda: Bir belediye, engelli bireyler için özel bir spor günü düzenler. Bu etkinlik, toplumun “ne kadar kapsayıcı” olduğunu göstermek için büyük bir törenle yapılır. Ancak parkın tuvaletleri erişilebilir değildir ve etkinliğin duyurusu sadece görsel materyallerle yapıldığı için görme engelli bireylerden haberdar olamazlar. Kapsayıcılık, sadece özel bir gün için sergilenen bir vitrin haline gelirken, günlük yaşamın gerçek engelleri devam eder.
- Tıpta ve Terapide: Bir otistik çocuk, duyusal rahatlama için sallanma (stimming) hareketi yaptığında, terapistler bu davranışı “uygunsuz” bularak onu durdurmaya çalışır. Veya, konuşamayan bir bireyin iletişim panosunu kullanmasına izin vermek yerine, onu sözel olarak konuşmaya zorlarlar. Bu, engelli bireyin ihtiyaçlarını ve varlığını kabul etmek yerine, onu “düzeltilmesi” gereken bir nesne olarak gören bir yaklaşımdır.
Validist kapsayıcılık, engelli bireylerin farklılıklarını bir “sorun” olarak görür ve çözümün bu sorunu ortadan kaldırmak olduğuna inanır. Gerçek kapsayıcılık ise, farklılıkları birer zenginlik olarak kabul eder ve toplumun kendisini, tüm bireylerin ihtiyaçlarına uyum sağlayacak şekilde yeniden düzenlemesini hedefler.



