Dostoyevski’nin Epilepsisi ile Cinler Romanındaki Toplumsal Kaos ve “İçsel Parçalanma” Motifleri
Dostoyevski’nin yaşamı boyunca geçirdiği epilepsi krizleri yalnız biyografik bir olgu değil, aynı zamanda onun estetik ve felsefi dünyasının merkezî bir unsuru olarak değerlendirilmiştir.
Romancı, kriz öncesindeki “aşırı aydınlanma” anları ile kriz sonrası “çöküş–parçalanma” hâllerini hem bireysel hem toplumsal düzeyde dramatik yapıya dönüştürür (Frank, 1995: 112–118).
Cinler’deki kaos, bölünme, içsel çözülme ve kontrolsüz şiddet motifleri, araştırmacılar tarafından çoğu zaman Dostoyevski’nin bu deneyiminin kültürel alegorileri olarak yorumlanmıştır (Leatherbarrow, 2004: 64–66).
1. Epilepsinin “bütünlük–yıkım döngüsü” ve romandaki kaotik yapı
1.1. Kriz öncesi “yoğun aydınlanma” ve romanın ideolojik gerilimi
Dostoyevski, mektuplarında kriz öncesi birkaç saniyelik “mutlak uyum” ve “üstün sezgi” duygusundan söz eder; bunu “yaşamın en yüce anı” olarak adlandırır (Dostoevsky, Pis’ma, 1867, 1988: 175–177).
Bu deneyimin Cinler’deki karşılığı, devrimci örgütün üyelerinde görülen “keskin ideolojik aydınlanma yanılsamalarıdır.”
Özellikle Petr Verhovenski ve Kirillov, dünyanın anlamını tek bir fikirde bulma tutkularıyla, “aşırı yoğunluk” hâlinin romandaki ideolojik karşılıklarını temsil eder.
Jackson, bu figürlerdeki “ani ve mutlak hakikat iddiası”nı epileptik “parlaklık anı”nın estetik bir yansıması olarak değerlendirir (Jackson, 1981: 183–185).
1.2. Kriz sonrası çöküş ve toplumun parçalanması
Epileptik nöbet sonrası yaşanan ruhsal ve bedensel dağılma, Dostoyevski’nin ifadeleriyle “kendime ait olan her şeyin dağılması” biçimindedir (Zapisnye knižki, 1870–72, 1972: 53–54).
Bu çöküş hâli Cinler’de geniş topluma aktarılır:
- Kentin giderek artan kargaşası
- Komplonun çözülmesi
- Şiddet, cinayet ve intiharların zincir hâline gelmesi
- Bireylerin kendi içlerinde bölünmesi
Leatherbarrow, romanın yapısal örgüsünün “epileptik bir ritme sahip olduğunu — yükselme, yoğunlaşma, çöküş ve dağılma döngüsü” — iddia eder (Leatherbarrow, 2004: 71).
2. Epileptik deneyimin bireysel parçalanmadan toplumsal parçalanmaya dönüşmesi
2.1. İçsel bölünme: Kirillov ve Stavrogin örneği
Epilepsi sonrası “benliğin parçalanması” deneyimi, Dostoyevski’nin psikolojik çözümlemelerinde yoğun biçimde yer alır.
Kirillov’un “benliğimi yok etmeliyim ki özgür olayım” düşüncesi, Frank’a göre “epileptik sonrasının parçalanmış bilinç hâlinin ideolojik bir soyutlamasıdır” (Frank, 1995: 121–123).
Stavrogin ise parçalanmayı ahlaki düzeyde yaşar. Rediger’e yazdığı mektuptaki “içimde derin bir boşluk var” ifadesi, Dostoyevski’nin epilepsi sonrası depresif-şizoid hâllerinin edebi izdüşümü olarak yorumlanır (Peace, 1990: 144–147).
Bu nedenle eleştirmenler Stavrogin’i “epilepsi sonrası benlik çöküşünün kültürel sembolü” olarak tanımlar.
3. Epilepsi ve kaos: Toplumsal bedenin nöbet geçirmesi
Niqueux, Dostoyevski’nin politik romanlarında toplumun da tıpkı bir beden gibi “kriz” yaşadığını; Cinler’deki kaotik atmosferin biyografik epilepsi deneyiminin kolektif bir metafora dönüştürülmüş biçimi olduğunu söyler (Niqueux, 2001: 223–225).
Roman boyunca görülen:
- söylentilerin hızlı yayılması,
- ani şiddet patlamaları,
- toplumsal rollerin karışması,
- karnavalvari grotesk sahneler (özellikle balo sahnesi),
- örgütün kontrolü kaybedişi
bu “toplumsal nöbet” metaforunun parçalarıdır.
4. “Cinlenme” motifi ve epileptik bilinç bölünmesi
Cinler başlığındaki “cinlenme”, Dostoyevski’nin sıklıkla mektuplarında kullandığı “kriz sırasında iradenin ele geçirilmesi” benzetmesiyle uyumludur.
Kasatkina, romandaki cin motifinin yalnız metafizik değil, aynı zamanda biyografik olduğunu; “kontrol kaybı” temasının epileptik deneyimle doğrudan bağlantılı biçimde işlendiğini belirtir (Kasatkina, 2013: 122–125).
Bu bağlamda romanın hem bireyleri hem toplumu “dış güçlerin eline geçmiş” hâlde resmetmesi, Dostoyevski’nin kriz sırasındaki irade kaybının dramatik bir genelleşmesidir.
Sonuç
Dostoyevski’nin epilepsisi, Cinler’in ideolojik ve estetik yapısına üç temel düzeyde etki eder:
- Ritmik düzeyde: Romanın gerilim–çöküş döngüsü, epileptik nöbetin yükselme–parıltı–dağılma ritmini yansıtır.
- Psikolojik düzeyde: Kirillov ve Stavrogin gibi figürlerde benliğin parçalanması, Dostoyevski’nin kriz sonrası yaşadığı ruhsal bölünmenin edebi ifadesidir.
- Toplumsal düzeyde: Kasabanın yaşadığı kaos, toplumun “nöbet geçiren bir beden” gibi ele alındığı bir alegori oluşturur.
Bu nedenle epilepsi, yalnız biyografik bir unsur değil; Cinler’in politik, felsefi ve trajik yapısını biçimlendiren temel bir estetik motiftir.
Kaynakça
Birincil Kaynaklar
- Dostoevsky, F. M. Pis’ma (Mektuplar), 1867–1871. Moskva: Nauka, 1988.
- Dostoevsky, F. M. Zapisnye knižki 1870–1872. Leningrad: Akademiya Nauk, 1972.
İkincil Kaynaklar
- Frank, Joseph. Dostoevsky: The Miraculous Years, 1865–1871. Princeton University Press, 1995.
- Jackson, Robert Louis. The Art of Dostoevsky. Cambridge University Press, 1981.
- Peace, Richard. Dostoevsky’s “The Devils”. Oxford University Press, 1990.
- Leatherbarrow, William. A Devil’s Vaudeville: The Demonic in Dostoevsky’s Major Fiction. Northwestern University Press, 2004.
- Niqueux, Michel. Dostoïevski et les idées révolutionnaires. Institut d’Études Slaves, 2001.
- Kasatkina, Tatyana. Dostoevsky’s Spiritual Art. Academic Studies Press, 2013.


