abdullah cömert?in anısına,
ben ve ayyaş hamdi oturuyorduk serindi
sadece orası serindi çünkü paramız yoktu
iş makineleriyle geldiniz kağıtsız kitapsız
çünkü sizin paranız çoktu
yine bütün yasalara kement attınız
dedik ki halkındır ağaçlar gölgemize dokunma
sizin kulaklarınız kibirle küçülmüş küçülmüştü
bizse büyüdük hem de öyle büyüdük ki
yüreklerimizi taşıdık gökyüzüne
astık bulutlara
anadolu’ya yağmur diye yağdılar
gece birden yandı bütün kibritler
siz dertsiz şehirlere zehir döktünüz
kederli şehirlerin yaralarını kaşıdınız
panzerlerinizi sürdünüz üzerimize
coplarla dövdünüz bombalarla öldürdünüz
abdullah kardeşimi toprağa düşürdünüz
öfke tohumları ektiniz yüreklerimize
biz
ellerimizi birbirimize uzattık
rengârenk oldu şehirler
bütün cadde başlarında barikatlardaydık
rengârenk oldu taşlar yollar ve demirler
bizi şaşkın bakışlarla seyrettiniz
çünkü biz ayrı yolların seyyahlarıydık
imkânsızdı
aynı toprağa bile basamazdık
halbuki her ağacın bir gövdesi
bir gövdeden yükselen binlerce dalı vardır
uzansa da her dalın ucu ayrı yıldızlara
hepsinin aynı güneşi arayan yaprakları vardır
demiştik ki halkındır ağaçlar halkındır halk
halk meydanları zapteder istediğinde
çünkü vuran da insandır vurulan da
ama vurulanlar daha çok daha çokturlar
yeminli kuvvetli ve cesurdurlar*
ve böyle kalabalıkların karşısında yalnızlık
telaş etmektir önce
sonra korkmak
sonra kaçmaktır
kendini yalnız bıraktıkça küçülür insan
küçüldükçe yalnız kalır
halk büyüyor siz küçülüyorsunuz
telaş edeceksiniz
korkacaksınız
kaçacaksınız
ve o gün her parkında türkiye’nin
abdullah çiçekleri açacak
onur bayrakçeken,
8 haziran 2013
*?onlar ki toprakta karınca, suda balık,
havada kuş kadar çokturlar;
korkak, cesur, hakim ve çocukturlar? ?nâzım hikmet