Analizin Son Evresinde Uzatılmış Ayrılış ve Yas Süreci
Analizin son evresindeki uzatılmış ayrılış, yas sürecinin bir kopyasıdır. Terapide bu evre, hastanın geçmişte sevdiği ve nefret ettiği önemli figürlerle (anne, baba veya diğer bağlanma nesneleri) kurduğu ilişkilerin terapist üzerinde yeniden yaşanmasıyla şekillenir. Analist, süreç boyunca farklı zamanlarda bu figürlerin yerini alır; bazen eleştiren bir anne, bazen uzak duran bir baba, bazen de destekleyici bir dost olarak algılanır.
Bu durum, geçmişte hastanın içselleştirdiği ilişkilerin dışsallaştırılmasıdır. Başlangıçta zihinde saklı olan bu içsel temsiller, terapist üzerinde canlı bir şekilde tekrarlanır. Böylece, hastanın karakter yapısının erken yaşlarda yerleşmesini sağlayan eski içselleştirmeler kısmen çözülür ve yerlerini dışsal bir nesneyle (analist) kurulan güncel ilişkilere bırakır.
Terapinin sonlarına doğru, bu yoğun ve geçmişi temsil eden bağ yavaş yavaş çözülür. Analistin “terk edilmesi” ya da terapi ilişkisinin sonlanması, tıpkı bir yas süreci gibi çalışır; geçmişte yarım kalmış vedalar, tamamlanmamış ayrılıklar güvenli bir ortamda tamamlanır. Bu süreçte, eski içselleştirmeler bir dereceye kadar tersine dönmüş, ego yapısını oluşturan içsel ilişkiler yeniden düzenlenmiş olur.
Örnek: Çocuklukta annesi tarafından sıkça eleştirilen ve babası tarafından zaman zaman ihmal edilen bir danışan, terapide analisti bazen eleştiren anne, bazen ilgisiz baba gibi hisseder. Terapi bitiminde bu bağın sağlıklı biçimde sonlanması, hem geçmişte yapılamayan ayrılığın onarılmasını hem de danışanın daha dengeli ve güvenli içsel temsiller geliştirmesini sağlar.



