Yazar: Özgür Atlas

Kim Olduğumuzu Zannettiğimiz Şey Olmak Mümkün Mü ?

James Hollis’e göre, “kim olduğumuzu zannettiğimiz şey olma” süreci, büyük ölçüde bilinçdışı faktörler ve erken dönem adaptasyonları tarafından şekillendirilir. Bilinçdışı olanın bizi ele geçirdiğini ve tarihin ağırlığını bugüne taşıdığını belirtir. 1. Bilinç ve Ayrılmanın Travması Hollis, bilinçli varoluşun başlangıcını, çocuğun ana rahminden ve anneden ayrılmasının travmasıyla ilişkilendirir. Bu ayrılık, bireyde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hayatın İkinci Yarısında Anlam Bulmak : Geç Gelen Adalet Mi ?

Giriş: Karanlık Orman James Hollis’in “Hayatın İkinci Yarısında Anlam Bulmak” adlı kitabının “Giriş” bölümü, bireylerin genellikle yaşamlarının orta noktalarında kendilerini kaybolmuş hissettikleri “karanlık orman” metaforunu merkeze alır. Yazar, insanların zaman zaman başkalarının hayatlarını yaşadıklarını, kendi değerleri yerine dışarıdan dayatılan değerlerle seçimler yaptıklarını ve bu durumun içsel bir sahtekârlık hissi yaratmasına

OKUMAK İÇİN TIKLA

İncelenmiş Bir Hayat: Kapitalist Düzende Ruhsal Uyanışa Çağrı

James Hollis’in “Hayatın İkinci Yarısı” üzerine söyledikleri “İncelenmiş bir yaşam sürülmeye değerdir.”Ama Sokrates’in bu çağrısı, bugün kimin için geçerli? Hangi sınıfın, hangi bedenin, hangi meslek grubunun hayatını inceleme lüksü var? Jungcu analist Dr. James Hollis, “hayatın ikinci yarısında” büyüme çağrısı yaparken, bireyin kendi geçmişiyle yüzleşmesi ve içsel bir sorumluluk bilinciyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kriz Zamanlarında Ruhsal Yönelim ve Direniş: James Hollis’in Uyarıları Üzerine Bir Yorum

(James Hollis’in “Living Between Worlds” başlıklı röportajından esinle) İçinde yaşadığımız dünya—bireyin kendine ve kolektif ruhsal sağlığa dair sorularını kapitalizmin tüketim döngüsünde ezip geçen bir makineye dönüştü. Tarihin sonu olarak sunulan neoliberal ütopya, yerini küresel eşitsizliklere, ruhsal çöküntülere ve sürekli ertelenmiş anlam krizlerine bıraktı. Dr. James Hollis’in “Dünyalar Arasında Yaşamak” adlı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dar Ayakkabılarla Yaşlanmak: Ruhsal Genişlemeye Direnmenin Bedeli

Carl Gustav Jung bir keresinde, belki de kendine has o hınzır gülümsemesiyle şöyle demişti:“Hepimiz bize dar gelen ayakkabılarla yürürüz.” Hayat, her adımda bizi büyümeye çağırırken, çoğumuzun verdiği yanıt, alışıldık olanın konforuna sığınmak oluyor. Ayakkabı dar ama tanıdık. Bastıkça canımızı yakıyor ama bizi biz yapan hatıralarla dolu. Belki de bu yüzden,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kimin Hayatını Yaşıyoruz ?

Hepimiz Hamlet’in hikayesini biliriz. Rosencrantz ve Guildenstren ise Hamlet oyununda kısa bir süre görünüp öldürülen yan karakterlerdir. Peki ya biz Hamlet değilde Rosencrantz veya Guildenstren isek ? Hamlet’in öyküsü büyük trajedinin malzemesidir ve hepimiz bir şekilde bu hikayeden etkilenmişizdir ama ya bizimki sadece sıradanlığın ve belirsizliğin malzemesi ise? Stoppard’ın oyununda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşamın Size Yönelttiği Sorular

• Yaşam yolculuğunuzda sizi buraya, şu ana getiren şey nedir? • Hangi tanrılar, güçler, aile, sosyal ortam, hakikatinizi şekillendirmiş, beslemiş veya onu kısıtlamış olabilir? • Kimin hayatını yaşıyorsunuz? • Neden her şey yolundayken bile ters giden bir şeyler var gibi geliyor? • Neden beklentilerimizle ilgili çok fazla hayal kırıklığı, ihanet

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sermaye Bekçiliği mi, Halkın Temsilciliği mi? Milletvekilinin Kaderi

Milletvekilliği, demokrasinin temel taşlarından biridir. Anayasaya göre, milletvekilleri “milletin temsilcisi” olarak görev yapar; halkın iradesini yasama organına taşır, toplumun ihtiyaçlarını ve taleplerini yasalar aracılığıyla hayata geçirmeye çalışır. Ancak, bu idealize edilmiş tanım, pratikte sıkça sorgulanır. Milletvekilleri gerçekten halkın sesi midir, yoksa sermaye sahiplerinin, güçlü lobilerin veya siyasi elitlerin çıkarlarını koruyan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sakatlığın Tarihsel İnşası

Sibel Yardımcı ÖzetBu metnin temel amacı, bugün çoğunlukla sorgulanmadan “sakatlık” olarak adlandırılan durumların, kaderin eşitsiz dağıtılmış felaketleri değil; toplumsal olarak inşa edilen ve tarihsel dönüşümler ışığında şekillenen deneyimler olduğunu göstermektir. “Sakatlığın tarihsel inşası” olarak ifade edilen bu süreç, aynı zamanda meselenin hangi kavramlar ve modeller çerçevesinde ele alınması gerektiğine dair

OKUMAK İÇİN TIKLA

Her Ülkenin Bir Aziz Nesin’i Var mı? Mizahın Acıtan Aynası ve Toplumsal Eleştiri

Kemal Sunal’dan bahsetmişken, Türk mizah ve eleştiri geleneğinin bir diğer dev ismi Aziz Nesin‘i anmamak olmaz. Sunal, daha çok masumiyetin içindeki sistem eleştirisini güldürüyle harmanlarken, Nesin doğrudan, keskin, alaycı ve çoğu zaman acıtan bir mizahla toplumsal aksaklıkların, adaletsizliklerin ve insanlığın absürtlüklerinin üzerine gitmiştir. “Her ülkenin bir Kemal Sunal’ı var mı?” diye

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizm ve Kişilik Bozukluğu: Bir Yanlış Teşhis mi, Eşlik Eden Bir Durum mu, Yoksa İçsel Bir Özellik mi?

Otizm Spektrum (OSB) ve kişilik bozuklukları, özellikle Borderline Kişilik Bozukluğu (BKB) arasındaki ilişki, psikiyatri dünyasında uzun süredir tartışılan ve karmaşık bir konudur. Bu iki durumun, ilişkisel istikrarsızlıklar, benlik algısında dalgalanmalar, saplantılı katılık ve duygu durum değişkenliği gibi birçok alanda örtüştüğü bilinmektedir. Peki, bu örtüşmeler nasıl yorumlanmalı? Bir yanlış teşhis mi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cinsiyet Disforisi: Neden Bu Kadar Önemli ve Otizm Spektrumundaki Bireyler İçin Anlamı Ne?

Bireyin atanmış cinsiyetiyle, yani doğduğunda biyolojik özelliklerine göre belirlenen cinsiyetiyle, hissettiği ve deneyimlediği cinsiyet kimliği arasında derin bir uyumsuzluk yaşaması durumu olan cinsiyet disforisi, son yıllarda daha fazla konuşulmaya başlandı. Peki, bu kavram neden bu kadar büyük bir önem taşıyor ve özellikle otizm spektrumundaki bireyler için neden kritik bir konu haline

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizm Spektrumunda Cinsellik ve Cinsel Kimlik : Neden Göz Ardı Edilir ?

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal iletişim ve etkileşimdeki farklılıklar, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize edilen bir nörogelişimsel durumdur. Otizmli bireylerin genellikle göz teması kurma, ifadeleri okuma ve sosyal ipuçlarını anlama konusunda zorluklar yaşadığı bilinir. Ancak, bu bireylerin yaşamlarının önemli bir parçası olan cinsellik ve cinsel sağlık konuları ne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizm Spektrumunda Duygusal Zorluklar: Aleksitimi Sandığımızdan Daha Yaygın mı?

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal iletişim ve etkileşimde güçlükler ile kısıtlı veya tekrarlayıcı davranış ve ilgi alanlarıyla karakterize edilen nörogelişimsel bir durumdur. Ancak, otizmli bireylerde sıklıkla görülen duygusal işlemleme zorluklarının, sanıldığı gibi otizmin temel bir özelliği mi, yoksa aleksitimi adı verilen başka bir durumla mı ilgili olduğu son dönemde bilim dünyasında büyük

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Neler Hissettiğini Bilmek İsterdim” Jungiyen Bir Bakış Mümkün Mü ?

Bu soru, sadece bilişsel bir anlama çabası değil, aynı zamanda Jungiyen psikolojinin derinliklerine işaret eden, görünmez bağlantılar kurma arzusudur. Bu dilek, bilinçdışının kapılarını aralayan, ruhun imgeleriyle ve gölgelerle yüzleşen bir arketipsel yolculuğa dönüşebilir. Göremediğimiz Duygu Dünyası: Gölge, Persona ve Bireysel Dönüşüm Her insan, dünyayı kendi bilinci, kişisel bilinçdışı ve kolektif bilinçdışının lensinden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Haset Neden Zor Bir Duygudur ?

Haset: İnsan Ruhunun ve Toplumun Karanlık Yüzü Haset, insanlık tarihi kadar eski, karmaşık ve yıkıcı bir duygudur. Başkasının sahip olduğuna yönelik duyulan acı, kıskançlık ve öfke karışımı bu his, bireysel ruh halinden toplumsal dinamiklere kadar geniş bir yelpazede kendini gösterir. Onu anlamak, sadece kişisel içgörü için değil, aynı zamanda toplumların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizm Spektrumunda Bireylerin Güçlü Yönleri

Sonunda kim olduğumu biliyorum. Kusurlu değilim. Başarısız değilim. Ucube değilim. Otistiğim. Ve bu yüzden muhteşemim. Geç teşhis konulan otistik bir kadın olan Ysabel Otizmli kişilerin güçlü yönlerini kutlamak ve yalnızca otizmli kişilerin karşılaşabileceği zorluklara odaklanmamak önemlidir. Yüksek düzeyde engellilik yaşayan bazı otizmli kişiler güçlü yönlerini görmekte zorluk çekebilir, ancak nöroçeşitlilik,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otistik Bireylerin Karşılaştığı Zorluklar

“Geç teşhis konulmuş biri olarak benim için en üzücü şey, 35 yılımı her şeyin benim hatam olduğunu hissederek geçirmem oldu. Farklı olduğum için asla böyle hissetmemem gerektiği için olduğum kişi için üzgünüm.” Kris, otistik bir yetişkin Otizmli olmanın beraberinde getirdiği birçok güçlü yön olsa da , otizmli kişiler hayatları boyunca zorluklarla karşılaşma

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Belki de Kimse Yardıma İhtiyacımız Olduğunu Bilmiyor”: Çifte Yükün Gölgesinde Çalışan Anneler

Otizmli çocuklara sahip çalışan annelerin omuzlarındaki görünmez yükü ve sessiz feryatlarını dile getiren bu cümleyi: “Belki de Kimse Yardıma İhtiyacımız Olduğunu Bilmiyor”: Avustralya’daki Otizmli Çocuğu Olan Çalışan Annelerin Deneyiminden Bir Not başlığı altında incelemek istiyorum. Bu cümle, sadece Avustralya’ya özgü bir deneyimi değil, tüm dünyadaki benzer durumdaki annelerin yaşadığı derin

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Neler Hissettiğini Bilmek İsterdim”: Otistik Bireylerin ve Bakım Verenlerin Duygu Dünyasına Bir Bakış

Otistik bireylerle çalışan uzmanlar ve çoğunlukla ebeveynleri insan ilişkilerinin en derin ve çoğu zaman en zorlu arayışlarından birine işaret eden bu cümleyi sıklıkla dile getirirler : “Çocuğumun neler hissettiğini bilmek isterdim.” Bu ifade, özellikle otizm spektrumundaki bireylerle olan etkileşimlerimizde sıkça karşımıza çıkan, anlaşılma ve bağlantı kurma özleminin ta kendisidir. Bu

OKUMAK İÇİN TIKLA