Barbarın Tarihi – Ezilenin Dini / Hikmet Kıvılcımlı’da Tarih ve Din – Canan Özcan Eliaçık

“Kıvılcımlı, Türkiye sosyalist hareketi içerisindeki en özgün düşünürlerden biri… Okul yıllarında pozitivizmden etkilenmiş olduğu ya da tarih tezi bağlamında romantik sosyalizm geleneğine yaklaşmış olduğu söylenebilse de Kıvılcımlı’yı herhangi bir kategoriye sokmak çok mümkün değil. Kendine özgü ve Türkiye koşullarına uygun bir sosyalizm anlayışı geliştirmeye çalışan… Kıvılcımlı’nın neredeyse hayatının son anlarına kadar Türkiye’de kalmış olması da yaşadığı ülkenin siyasi gerçeklerinden kopmadan üretim yapabilmesini sağlamıştır.”

Barbarın Tarihi Ezilenin Dini, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın özgün düşünsel üretiminin odağında yer alan din ve tarih alanındaki teorilerine özenle eğilen bir çalışma. Kıvılcımlı, barbarlık-uygarlık gerilimini, tarihsel akışın bir motor gücü olarak düşünüyordu. “Din aleyhtarlığını” anlamsız buluyor, dinsel anlatıları, gerçek hayatın bütün sorunlarını yansıtan bir kaynak olarak okuyordu. Canan Özcan Eliaçık, Kıvılcımlı’nın ömrünü verdiği bu teorik çabanın inceliklerine mercek tutuyor.

Özcan Eliaçık’ın önemli bir katkısı da, Kıvılcımlı’nın düşünce kaynaklarını irdelemesi. “İslam’ın Marks’ı” olarak adlandırdığı İbn-i Haldun başta olmak üzere, gerek Osmanlı-İslâm gerek Marksist ve Batılı düşünürlerden aldığı ilhamları görüyoruz. 2019’da Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin Genç Sosyal Bilimciler Ödülü’nü alan eser, sadece sınıf mücadeleleriyle ve din tarihiyle değil, insanlık tarihiyle ilgilenen herkese hitap eden geniş bir bakış sunuyor.


ÖNSÖZ
Bu kitap, 2018 yılında Marmara Üniversitesi’nde tamamladığım doktora tezimde kimi değişiklikler yapılarak hazırlandı.
Hikmet Kıvılcımlı gibi son derece üretken bir sosyalistin akademik çalışmalarda hak ettiği ilgiyi görmemiş olması benim bu
konuyu seçmemdeki en önemli nedenlerden biri oldu. Kıvılcımlı, “pratikten her başını kaldırabildiğinde” tarih tezi üzerine
çalışır. Neticede de “kendi duyguları ve zamanı ile boyadığı” tarih tezini toplayabildiği kitabı için, “kitap benim hissiyatım oldu, bu kitap benim tek vukuatım oldu,” der. Birlikte geçirdiğimiz onca yıl sonunda, benim de naçizane “vukuatım olan” bu
kitapla, tüm sosyalistlerin üzerine bir parça düşen Kıvılcımlı’yı
anlama ve tartışma sorumluluğunu biraz da olsa yerine getirebilmeyi ümit ettim.
Hem çok çeşitli konularda üretim yapan bir entelektüel hem
de aktif siyasi faaliyeti hiç bırakmayan bir sosyalisti konu edinmek çok kolay olmadı. Diğer taraftan bu süreci kolaylaştıran
kişiler olduğu için de şanslı sayılırım. Marmara Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ndeki hocalarıma ve arkadaşlarıma teşekkür etmeliyim. Başta, danışmanlığımı bırakmak zorunda kalmasına rağmen hiçbir zaman
yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Ahmet Demirel’e, zorunlu olarak tez izleme komitesinden ayrıldığı güne
kadar fikirleriyle tezin şekillenmesinde büyük katkısı olan sevgili hocam Prof. Dr. Yüksel Taşkın’a, enerjisini ve emeğini sakınmayan sevgili danışmanım Doç. Dr. Nurşen Gürboğa’ya çok
teşekkür ederim. Son olarak tez sürecinde desteklerini esirgemeyen sevgili hocalarım Dr. İlker Aktükün’e ve Prof. Dr. Nuray Bozbora’ya çok teşekkür ederim. Bu kitabın ortaya çıkmasını sağlayan ve bu sayede kendisiyle çalışma şansı yakalayabildiğim sevgili Tanıl Bora’ya tüm desteği ve yardımları için müteşekkirim. Ayrıca bu kitabın basımında emeği geçen İletişim
Yayınları çalışanlarına çok teşekkür ederim.
Tezin yazım sürecinde, kazanmış olduğum TÜBİTAK Yurt
Dışı Doktora Sırası Araştırma Bursu sayesinde Hollanda’da bulunan Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’ndeki “Kıvılcımlı Arşivi”nde altı ay süreyle çalışma yürütebildim. Burada bana, tamamen teze odaklanabileceğim ve çalışabileceğim bir ortam sağlayan Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nün tüm çalışanlarına, emekleri ve arkadaşlıkları için minnettarım. Yine gerek tez gerekse kitap hazırlığı sürecinde bilgi birikimini paylaşmaktan imtina etmeyen, “Kıvılcımlı emektarı” sevgili Ahmet
Kale’ye çok teşekkür ederim.
Ailemin desteği olmasaydı bu çalışmayı tamamlayabilmem
mümkün olmazdı. Tüm eğitim hayatımı sürdürebilmemi sağlayan sevgili annem Fadime Döner’e ve sevgili ablalarım Zeynep ve Hayriye’ye sonsuz teşekkür ederim. Her zaman desteklerini hissettiğim Mustafa ve Yusuf’a bir kez de buradan teşekkür ederim. Sevgileri sonsuz Kaan ve Bilge’nin varlıkları, çalışmanın en zor anlarını bile kolaylaştırdı.
Son olarak, fikirleriyle ve sevgisiyle bu kitabın tamamlanmasında büyük bir katkısı olan, her seferinde inancımı ve motivasyonumu tekrar canlandıran eşim Kıvanç Eliaçık’a sonsuz
sevgi ve teşekkürlerimi bir kez de buradan ifade etmek isterim.


GİRİŞ
Bu kitabın temel konusu, Türkiye siyasi düşünce tarihinin ve
sosyalist hareketinin en önemli düşünürlerinden biri olan Dr.
Hikmet Kıvılcımlı’yı (1902-1971) bir entelektüel olarak, tarih
tezi ve dine yaklaşımı üzerinden incelemek ve anlamaktır. Çalışmada, Kıvılcımlı’nın entelektüel olarak adlandırılıp adlandırılamayacağı sorusu, onun devletle ve bir dönem üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi ile olan ilişkisi, tarih ve din konularında yaptığı teorik üretimlerin niteliği bağlamında tartışılıyor. Kıvılcımlı’nın sosyalist teoriye katkısının olup olmadığı
ve bu bağlamda Türkiye sosyalist hareketi içerisinde özgün bir
yeri olup olmadığı ve sosyalist hareketin onu nerede konumlandırdığı da çalışma kapsamında cevabı aranılan sorular arasında yer alıyor. Kıvılcımlı’nın tarih tezinin ve din yorumunun
temel argümanlarının neler olduğunun yanı sıra, onun yaşadığı dönemin güncel konularına ve sorunlarına nasıl tepki verdiği de araştırmanın kapsamı içerisinde. Çalışma kapsamında
bu soruları yanıtlayabilmek için öncelikle Kıvılcımlı’nın basılı eserlerinden ve Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde (USTE) bulunan “Kıvılcımlı Arşivi”nden elde edilen el yazmalarından oluşan birincil kaynaklardan yararlandık. Kıvılcımlı, çeşitli
konularda olmak üzere toplamda binlerce sayfa eser kaleme almış, oldukça üretken bir düşünür. Dolayısıyla bu kitabın kapsamı düşünüldüğünde, Kıvılcımlı’nın bütün eserlerine yer verilemeyecek olduğu ortada. Bu nedenle onun tarih tezi ve din yorumu ile doğrudan ilgili olmayan eserleri, çalışmanın kapsamı
dışında bırakıldı. Birincil kaynaklardan sonra, Kıvılcımlı üzerine yapılmış araştırma ve değerlendirmelerden oluşan ikincil kaynaklar incelendi. Kıvılcımlı’nın tarih tezi ve din yorumu
üzerine değerlendirmelerinin literatürdeki yerinin görülebilmesi açısından arkeoloji, antropoloji ve dinler tarihi alanındaki
çeşitli eserler de kaynakçamızda yer aldı.
Kıvılcımlı hayatı boyunca devlete bağlı bir işte çalışmamıştır.
Hem iktidarlara hem üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi’ne
(TKP) hem de Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne (SBKP) sert
eleştirilerde bulunmuştur. Kıvılcımlı bilgiyi sadece edinen değil, aynı zamanda üreten bir düşünürdür. Tarih tezi ve din yorumu konusundaki orijinal fikirleri, ürettiği kavramlar ve yerli
bir sosyalist teori oluşturma çabası bunu kanıtlıyor. Kıvılcımlı sadece siyasi konularda değil, edebiyat, resim ve heykel gibi
alanlarda da üretkendir ve bütün bu özellikleriyle tam anlamıyla bir entelektüeldir. Bu kadar üretken ve orijinal fikirler ortaya koymuş bir entelektüel olmasına rağmen Kıvılcımlı, Türkiye sosyalist hareketi içerisinde de günümüzde yapılan akademik incelemelerde de yeterli ilgiyi görmüyor. Sosyalistlere sert
eleştiriler yöneltmesi, sınıfsal kökeninin özellikle sosyalist hareket liderlerinden farklı olması ve Marksizm’e katkı yapma iddiasında bulunması bu durumun nedenleri arasında sayılabilir.
Kıvılcımlı, Türkiye sosyalist hareketi içerisindeki en özgün
ve üretken entelektüellerden biri. O, hayatının büyük bir bölümünü hapishanede geçirmesine rağmen, hayatı boyunca bir
taraftan siyasi faaliyetlerine devam etmiş bir taraftan da arkasında binlerce sayfa eser bırakmıştır. Marksist literatürü okuyan ve çeviren, bunun ötesinde yeni teorilerle ve kavramsallaştırmalarla bu literatüre katkıda bulunmaya çalışan belki de tek
isimdir Kıvılcımlı. Sosyalistlerin Marksizm’i geliştirmek gibi
bir görevleri olduğuna inanan Kıvılcımlı, ayrıca Marksist yöntemin, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti tarihini analiz etmek ve ülke gerçeklerini anlayabilmek için de kullanılması gerektiğini savunmuştur. Yerli bir sosyalizm dili inşa etme çabası içerisinde görülebilecek olan Kıvılcımlı, Marksizm’i Türkiye’de yaşayan insanların anlayabileceği bir dile çevirme amacı gütmüştür. Bu amaçla da çeviri eserlerde kullanılan ve halk tarafından anlaşılamayacağını düşündüğü kavramları yerelleştirmeye çalışmıştır. Kıvılcımlı’nın din üzerine olan
çalışmalarında da yine halkın inançlarını anlayabilme ve halkla
iletişim kurabilme amacı taşıdığı görülür.
Çalışmada Kıvılcımlı, bilgiyi sadece alan değil aynı zamanda üreten ve kullanan kişi olması bakımından bir entelektüel
olarak ele alınıyor. Bu çalışmanın temel iddialarından biri Kıvılcımlı’nın bir entelektüel olarak nitelenmesi gerektiğidir. Dolayısıyla entelektüeller üzerine var olan literatür kullanılarak,
hangi bakımlardan Kıvılcımlı’nın bir entelektüel sayılabileceği
gösterilmeye çalışılıyor. Entelektüeli, bilgiyi üreten ve iktidar
merkezlerini eleştirmek için kullanabilen kişi olarak tanımladığımızda hem mevcut iktidarları hem üyesi olduğu TKP’yi hem
de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğ’ni (SSCB) eleştirmekten hiçbir zaman kaçınmayan Kıvılcımlı’nın, bu yönüyle de bir
entelektüel portresi çizdiğini söyleyebiliyoruz.
Hikmet Kıvılcımlı Askerî Tıbbiye’de başlayan eğitim hayatını, siyasi sebeplerden dolayı, sivil olarak tamamlar ve psikiyatrist olur. Muhacir bir ailenin çocuğu olan Kıvılcımlı, Türkiye
solunda entelektüel olarak isimlendirilen pek çok kimsenin aksine varlıklı bir aileden gelmez. Hiçbir zaman devlete bağlı bir
kurumda çalışmayan, yani bürokrasiye de dâhil olmayan Kıvılcımlı, üniversite çatısı altında çalışan bir bilim insanı, hatta
sosyal bilimci de değildir. Bunlara rağmen kendi imkânlarıyla
çeviri yapabilecek derecede yabancı dil öğrenen, araştırma konuları üzerine literatüre hâkim olan ve arşiv çalışmaları yapan,
Marksizm’in doğal olarak eksikleri olduğunu kabul edip, onu
geliştirme iddiasında olan Kıvılcımlı’yı, tüm bu nedenlerle bir
entelektüel olarak konumlandırabiliriz.
Türkiye sosyalist hareketini, sadece çeviri eserleri okumakla ve yeni bir teori oluşturacak kadar cesur olmamakla eleştiren Kıvılcımlı, eserlerinin beklediği ilgiyi hiçbir zaman görmemesini de solun bu zafiyetlerine bağlar. Yabancı hayranlığını
ve “yerli olana duyulan küçümsemeyi” eleştiren Kıvılcımlı, bu
özellikleriyle diğer sosyalist ve düşünürlerden farklılaşıyor. Diğer taraftan Kıvılcımlı’nın yerli olana değer vermesi, onun enternasyonal bir sosyalist olmasına engel olmaz. Kendi başına
öğrendiği birçok yabancı dille, entelektüel olarak kendini geliştirdiği gibi yöntemsel olarak da evrensele hitap eder. Çok önem
verdiği, tarihi çalışma metodu üzerine olan düşünceleri, evrensel bir anlayışı yansıtır.
Hayatı boyunca çalışmalarının yeterli ilgiyi görmediğini ve
tartışılmadığını vurgulayan Kıvılcımlı, yine de çok sayıda kişi
üzerinde etkili olmuş ve onun siyasi görüşlerinin takipçisi olduğunu savunan çeşitli siyasi gruplar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla Kıvılcımlı üzerine yazılmış çok sayıda incelemeye ve araştırmaya rastlamak mümkün. Diğer taraftan bu durum akademik çalışmalar için geçerli değil. Doğrudan Kıvılcımlı üzerine
yazılmış tez sayısı oldukça az ve bunlar da ya biyografi özelliği
taşıyor ya da belli bir döneme odaklanıyor. Diğer taraftan çeşitli Kıvılcımlı biyografisi çalışmaları mevcut olduğu için bu çalışmanın, bir biyografi çalışması olmamasına özellikle dikkat edildi. Bizim amacımız, şimdiye kadar akademik olarak oldukça
ihmal edilmiş bir düşünürün teorik çalışmalarını tanıtmak ve
bu kişinin, çalışmalarının özgünlüğü ve niteliği açısından, üzerine düşünülmesi ve tartışılması gereken bir entelektüel olduğunu ortaya koymaktır. Ayrıca Kıvılcımlı’nın tarih tezi ve din
yorumunun kendi dönemi içerisinde nerede konumlandırılabileceğini anlamaya çalışıyoruz. Literatürde bu şekildeki bir çalışmanın eksikliğini görebiliyoruz.
Çalışmanın Birinci Bölümü’nde Kıvılcımlı’nın bir entelektüel olarak nitelenmesinin nedenleri ortaya konulmaya çalışılıyor. Bunun için de öncelikle, ilgili literatür taranıp, entelektüel
kavramıyla ne kastedildiği açıklanıyor ve daha sonra Kıvılcımlı’nın düşünsel gelişiminde etkili olan koşullar ve kişiler üzerinde duruluyor. Bundan sonra da Kıvılcımlı’nın hayat öyküsüne kısaca yer veriliyor. Çalışmada özellikle ele alınan konu ise Kıvılcımlı’nın teorik çalışmalarının temeli olan tarih tezi ve din
yorumu. Bunun nedeni Kıvılcımlı’nın entelektüel olarak nitelendirilmesini sağlayan teorik bilgi üretimini, bu iki alanda gerçekleştirmiş olması.
Kıvılcımlı’nın eserlerinin bir kısmı Osmanlıcadan Türkçeye henüz çevrilmemiştir. Dolayısıyla bu çalışmanın sınırlarının tarih tezi ve din yorumu olduğunu belirtmek önem taşıyor.
Bununla birlikte araştırma sürecinde Uluslararası Sosyal Tarih
Enstitüsü’nde bulunan Kıvılcımlı Arşivi’nde çalışma yürütüldü
ve Kıvılcımlı’nın tarih anlayışı üzerine yazdığı Osmanlıca bazı metinler bu çalışmada kullanılmak üzere Türkçeye çevrildi.
Bu sayede hem Kıvılcımlı’nın tarih anlayışı üzerine yeni bilgiler
edinmek hem de onun tarih tezi üzerine çalışmaya nasıl ve ne
zaman başladığını tam olarak tespit edebilmek mümkün oldu.
Kıvılcımlı, Marx ve Engels’in ancak yaşadıkları dönemde sahip oldukları bilgi kadar teori üretebildiklerini kabul eder ve
onlardan sonra, özellikle de antropoloji ve arkeoloji alanlarında edinilen yeni bilgilerle toplumların gelişim kanunlarının belirlenebileceğini savunur. Çalışmada Kıvılcımlı’nın tarih tezi ve
din yorumu ele alınırken de onun bu yaklaşımından yola çıkılmış ve yaşadığı dönem boyunca elde edebileceği bilgiler dâhilinde değerlendirme yapılmasına dikkat edilmiştir. Çalışmada
Kıvılcımlı’nın araştırmalarını hangi tarih aralıklarında yürüttüğü, hangi kaynakları kullandığı, kimlerden etkilendiği gibi
bilgilere de yer verilmeye çalışılıyor. Hayatı boyunca tarih tezi
üzerine çalışan, Osmanlı tarihini ve dinler tarihini de bu bağlamda analiz etmeye çalışan Kıvılcımlı’nın bu anlamda bir tarihçi sayılıp sayılamayacağı da elde edilen yeni bilgiler ışığında tartışılıyor.
Çalışmanın İkinci Bölümü’nde tarih tezi ele alınıyor. Bu yapılırken Kıvılcımlı’nın tarihsel dönemlendirmeleri nasıl yaptığı ve bir toplumsal yapıdan diğerine geçiş dinamiklerini nasıl
belirlediği gösterilmeye çalışılıyor. Kıvılcımlı, tarih üzerine yazarken de din üzerine yazarken de ilgili literatüre mümkün olduğunca hâkim olmaya çalışmış ve kaynakçasında yararlandığı yazarlara yer vermiştir. Dolayısıyla Kıvılcımlı’nın düşüncelerini anlamaya çalışırken bizim de hem tarih hem de din konusundaki literatürü taramamız ve çalışmamızın sınırlılığını da
gözeterek, seçici bir anlayışla bu literatürü ele almamız gerekiyor. Yani Kıvılcımlı’nın tarih tezinde önemli bir yer tutan vahşet-barbarlık, tarihsel devrim-sosyal devrim gibi kavramların
Kıvılcımlı’da ne ifade ettiğini açıklarken bir taraftan da ilgili literatürde bu kavramların hangi anlamlarda kullanıldığını açıklamamız ve Kıvılcımlı’nın anlayışındaki farklılığı vurgulamamız gerekiyor. Kıvılcımlı, örneğin, barbarlık kavramını genel
kabulün aksine olumlu bir anlamda kullanırken, tarihsel devrim-sosyal devrim kavramlarını ise tamamen kendi üretmiştir.
Kıvılcımlı tarih tezi üzerine çalışmaya 1925 yılında, henüz
23 yaşındayken başlar ve hayatı boyunca da fırsat buldukça tarih çalışmalarına devam ederek, ancak 1965 yılında çalışmalarını kitaplaştırma fırsatı bulur. Çok geç tanıdığını ama daha tanımadan aynı fikirleri paylaştığını söylediği Fransız tarihçi Jules Michelet’yi “usta” olarak niteleyen Kıvılcımlı kendisinin, ondan farklı olarak, tarihsel maddeci yöntemi kullandığını ifade eder. 19. yüzyılın önemli tarihçilerinden biri olan Michelet’nin Fransa tarihini yazması gibi Kıvılcımlı da Osmanlı İmparatorluğu tarihini yazmış ama bunu yaparken kendisinin de belirttiği gibi maddeci tarih yöntemini kullanmıştır. Çalışma kapsamında Kıvılcımlı’nın bunu nasıl yaptığını anlayabilmek adına Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak düzeni, Asya Tipi Üretim Tarzı (ATÜT) tartışmaları, toplumsal sınıflar ve ordu üzerine var olan literatür incelenip, Kıvılcımlı’nın bu literatür içerisinde nasıl konumlandırılabileceği anlaşılmaya çalışılıyor. Yine bu şekilde Kıvılcımlı’nın kendi tarih yöntemini Osmanlı tarihi gibi somut bir tarih incelemesinde nasıl kullandığı da görülebiliyor.
Çalışmanın Üçüncü Bölümü’nde Kıvılcımlı’nın din yorumu ele alınıyor. Kıvılcımlı’yı pek çok sosyalistten farklı kılan
en önemli niteliklerinden biri de din gibi halkın büyük bir çoğunluğunu ilgilendiren bir meseleye ilgi göstermiş olması ve
bu konuda sosyalistlerin bir politika üretmesi gerektiğine olan
inancıdır. O hem dinler tarihini çalışmış hem de özel olarak İslâmiyet’i incelemiştir. Bunu yaparken de yine tarihsel maddeci yöntemi kullanan Kıvılcımlı, kendine has bir din tefsiri yapmıştır. Kıvılcımlı’nın din yorumunu anlayabilmek için yine bu
alandaki literatüre bakmak gerekiyor. Bu sayede Kıvılcımlı’nın
dinler tarihi çalışan diğer araştırmacılar yanında nasıl konumlandırılabileceğini ve dinin fonksiyonunu nasıl değerlendirdiğini anlamak mümkün oluyor. Son olarak Kıvılcımlı’nın tarih
tezi ve din yorumu ele alındıktan sonra ikisi arasında bir bağlantı olup olmadığı ve varsa bunun ne şekilde tezahür ettiği anlaşılmaya çalışılıyor.
Kıvılcımlı, hem Marksizm’e katkı yapma iddiasıyla binlerce
sayfa eser kaleme alması, hem pratik siyasi faaliyetlerden hayatı boyunca ayrı kalmaması hem de Türkiye sosyalist hareketinde daha önce ele alınmamış konulara ilgi göstermesi bakımından son derece üretken ve orijinal bir düşünür. Onun, çoğu zaman kendi ürettiği kavramlarla, bir çeşit yerli sosyalizm inşa etme çabası içerisinde olduğu da söylenebilir. Tercüme eserlerle
Türkiye’de sosyalizmin var olamayacağını vurgulayan ve Türkiye’ye özgü politikalar geliştirmek gerektiğine inanan Kıvılcımlı’nın eserlerine hayatı boyunca gereken ilgi gösterilmemiştir. Dahası o, bugün de akademik çalışmalarda hak ettiği ilgiyi
görmekten uzaktır. Dolayısıyla bu çalışmayla biraz da olsa bu
eksikliğin giderilmesi ve daha sonra yapılacak çalışmalara küçük bir katkı yapılması amaçlanıyor.


KÜNYE
Barbarın Tarihi – Ezilenin Dini
Hikmet Kıvılcımlı’da Tarih ve Din
Canan Özcan Eliaçık
İletişim yayınları
1. baskı – Şubat 2021
342 sayfa


İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR……………………………………………………………………………………………………………………… 9
ÖNSÖZ……………………………………………………………………………………………………………………………………11
GİRİŞ ………………………………………………………………………………………………………………………………………..13
BİRİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYE SOSYALİST HAREKETİNDE
HİKMET KIVILCIMLI’NIN YERİ………………………………………………………………………………..21
Cumhuriyet dönemi aydınları (entelektüelleri),
devletle olan ilişkileri ve kendilerine biçtikleri rol…………………………………………………..22
Kavramsal olarak entelektüel, aydın ve münevver……………………………………………..22
Cumhuriyet dönemi aydınları …………………………………………………………………………………….40
Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünsel gelişiminde etkili olan koşullar……………………..61
Hikmet Kıvılcımlı’nın hayatı ve eserleri ……………………………………………………………………..71
İKİNCİ BÖLÜM
HİKMET KIVILCIMLI’NIN TARİH TEZİ……………………………………………………………..121
Kıvılcımlı’nın tarih tezinin oluşumu ve kapsamı …………………………………………………121
Kıvılcımlı’da tarihsel dönemlendirme ve geçiş biçimleri………………………………….143
Vahşet/yabanıllık çağı…………………………………………………………………………………………………144
Barbarlık çağı………………………………………………………………………………………………………………….148
Barbarlıktan medeniyete geçiş özellikleri…………………………………………………………….157
Sosyal devrim – tarihsel devrim ayrımı ve anlayışı……………………………………………173
Kıvılcımlı’da fetih düşüncesi…………………………………………………………………………………………186
Osmanlı Devleti’nin maddeci tarih analizi …………………………………………………………….196
ATÜT tartışmaları…………………………………………………………………………………………………………213
Türkiye’de sınıflar analizi ve orduya bakış açısı……………………………………………………233
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HİKMET KIVILCIMLI’NIN DİN YORUMU……………………………………………………….251
Hikmet Kıvılcımlı’nın düşüncesinde dinin fonksiyonu…………………………………….253
Kıvılcımlı’nın din tefsiri……………………………………………………………………………………………………274
Tarih tezi ve din yorumu ilişkisi ………………………………………………………………………………….290
SONUÇ…………………………………………………………………………………………………………………………………305
EK: Kıvılcımlı’nın 1963 Tarihli, Tarih Tezi Üzerine
Osmanlıca El Yazması Notları……………………………………………………………………………………327
KAYNAKÇA…………………………………………………………………………………………………………………………331


Canan Özcan Eliaçık
1985’te İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2008’de mezun oldu. 2010 yılında “Türkiye’de Sendika-Siyasi Parti İlişkisi: Atılım Dönemi’nde DİSK-TKP Örneği” başlıklı teziyle İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamladı. 2018 yılında “Türkiye Sosyalist Hareketinde Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın Yeri: Tarih Tezi ve Din Yorumu” başlıklı tezini savunarak Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktorasını tamamladı. Söz konusu tez 2019 yılında Türk Sosyal Bilimler Derneği (TSBD) Genç Sosyal Bilimciler Ödülü’ne layık görüldü. Tez çalışmaları sırasında, “Tübitak Yurt Dışı Doktora Sırası Araştırma Bursu”nu kazanarak 6 ay süreyle Amsterdam’da, Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde (IISG/USTE) misafir araştırmacı olarak bulundu. 2010-2013 yılları arasında TOLEYİS’te uzman yardımcısı olarak çalıştı. 2014 yılından beri İstanbul Arel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde çalışmaktadır. İngilizce ve başlangıç düzeyinde Osmanlıca biliyor. Siyasi tarih ve emek tarihi üzerine çalışıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir