Buddha için “şimdi’de olmak” ne anlama gelir?

Buddha için “şimdi’de olmak”, sadece bir yaşam tavsiyesi değil, varoluşun doğasına dair radikal bir farkındalık halidir. Bu kavramın arka planında, Budist öğretiye özgü zihin, acı, zaman ve benlik anlayışları vardır. Aşağıda ayrıntılı biçimde bu kavramı felsefi ve psikolojik yönleriyle ele alalım:


🪷 I. “Şimdi’de Olmak” Nedir?

Buddha’ya göre insanlar acı çeker çünkü şimdiki anda yaşamazlar. Zihin:

  • Ya geçmişte gezinir: pişmanlıklar, öfkeler, özlemlerle,
  • Ya geleceğe savrulur: beklentiler, kaygılar, kontrol arzularıyla.

Bu durum, zihni devamlı kaçış halinde bir varlığa dönüştürür. Buddha der ki:

“Düşünceler gelir ve gider. Sen onları izleyen farkındalığın kendisisin.”

Şimdi’de olmak, işte bu farkındalığın kendisine dönmektir —
bir düşüncenin, duygunun, beden hissinin doğuşunu ve kayboluşunu yargılamadan gözlemleyebilmektir.


🧠 II. Zihin ve Dukkha (Acı)

Budist felsefenin merkezindeki kavramlardan biri **“dukkha”**dır:

“Tatminsizlik, acı, huzursuzluk, zihinsel gerilim.”

Dukkha’nın ana kaynağı, zihnin “şimdi”de kalamamasıdır.
Zihin sürekli arzulayan (tanha), karşılaştıran, direnen bir yapıya sahiptir.

Örnek:
– Geçmişteki bir travmayı tekrar tekrar yaşamak
– Gelecekte olacak bir kötü olasılığı “bugün”de acı verici şekilde tahayyül etmek

Bu süreç, zihinsel olarak “şu an”ı kirletir.
Buddha, acının kendisinden çok, acıya karşı geliştirdiğimiz zihinsel tepkilerin daha yıkıcı olduğunu söyler.


⌛ III. Zaman Algısı: Geçmiş ve Gelecek Bir İllüzyondur

Buddha’ya göre:

  • Geçmiş, bir hafıza kurgusudur.
  • Gelecek, bir zihin senaryosudur.
    İkisi de gerçek olmayan düşünsel yapılardır.
    Var olan tek şey, “şimdi”dir — nefesin alındığı, göz kırpılan, adım atılan o an.

Bu nedenle Budist uygulamalarda, özellikle farkındalık (mindfulness) pratiğinde nefes, beden, ses gibi “şimdi’de var olan” nesnelere odaklanılır.

“Geçmiş, düşüncedir. Gelecek de. Sadece şimdi, yaşamın ta kendisidir.”


🧘 IV. Meditasyon ve “Şimdi”de Kalmak

Meditasyon, Budist gelenekte zihni eğitme aracıdır. Amaç:

  • Zihni bastırmak değil,
  • Zihnin doğasını gözlemleyerek onunla özdeşleşmemeyi öğrenmektir.

Bu süreçte kişi:

  • Düşünce geldiğinde “bu sadece bir düşünce” der,
  • Duygu yükseldiğinde “bu sadece bir duygu” olduğunu fark eder.

Bu da kişinin “tanık bilinci”ni geliştirir — yani kendi zihinsel içeriğiyle özdeşleşmeden var olma hali.


💫 V. “Şimdi”de Olmanın Felsefi Boyutu

  1. Benlik Dağılır:
    Buddha’ya göre kalıcı bir “benlik” yoktur (Anatta).
    Benlik dediğimiz şey, sürekli değişen düşünceler, arzular, anılardan oluşan bir süreçtir.
    🡪 Şimdi’de kalmak, bu sahte benlik illüzyonundan kurtulmanın da yoludur.
  2. Acı Geçicidir:
    Her şey anlık ve geçicidir (anicca).
    Acı da kalıcı değildir; ancak ona tutunursak kalıcı hale gelir.
    🡪 Şimdi’ye gelmek, acıyı gözlemlemeyi ve dönüştürmeyi mümkün kılar.
  3. Özgürlük Buradadır:
    Gerçek özgürlük, dışsal değil;
    şu anla kurulan şefkatli ve açık ilişkidedir.

📜 VI. Batı Felsefesi ile Kıyas

  • Descartes: “Düşünüyorum, öyleyse varım”
  • Buddha: “Düşünceleri gözlemliyorum, o hâlde ben onlar değilim.”

Batı, düşünen özneye odaklanırken;
Buddha, düşüncenin tanığı olmayı öğretir.
Bu anlamda şimdi’de olmak, özne-merkezli bilinçten daha derin bir bilinç haline geçiştir.


📌 Özetle:

“Şimdi’de olmak”,
– Zihinsel kalabalıktan arınmak,
– Farkındalığa demir atmak,
– Acıya sarılmadan onu gözlemlemek,
– Benliği serbest bırakmak,
– Ve tüm varoluşla şefkatli bir temas kurmaktır.

Buddha için bu sadece bir teknik değil, aydınlanmanın anahtarıdır.