Kategori: Sosyal Medya

Kendilik Aynasında Yansımalar: Narcissus, Selfie Kültürü ve Kahlo’nun Otoportreleri

Narcissus’un su birikintisindeki yansımasına âşık oluşu, selfie kültürünün dijital ekranlardaki yansımaları ve Frida Kahlo’nun otoportrelerindeki içsel sorgulamalar, insanlığın kendilik algısını farklı zamanlarda ve bağlamlarda ele alan derin bir anlatı zincirinin halkalarıdır. Bu üç olgu, bireyin kendini tanıma, temsil etme ve topluma sunma arzusunu yansıtırken, aynı zamanda bireysel ve kolektif kimliklerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şiddetin Gösterisi ve Modern Yansımaları

Antik Arenalarda İnsan Doğasının Sergilenişi Colosseum gibi yapılar, Roma İmparatorluğu’nun ihtişamını ve gücünü sembolize ederken, aynı zamanda insanlığın karmaşık doğasını gözler önüne seren bir tiyatro sahnesiydi. Gladyatör dövüşleri, vahşi hayvan avları ve idam gösterileri, sadece eğlence değil, aynı zamanda toplumsal düzenin bir yansımasıydı. Bu etkinlikler, şiddeti bir ritüel haline getirerek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Narcissus’un Dijital Yüzü

Kendi Görüntüsüne Âşık Olmak Narcissus, mitolojide kendi yansımasına tutulan ve bu tutkuyla yok olan bir figür. Bugün, Instagram’da selfie çeken birey, bu eski hikâyenin modern bir yorumcusu mu? Freud’un narsisizm kavramı, kişinin kendi benliğine yönelik libidinal yatırımını tanımlar; bu, öz-sevgiyle başlar, ancak patolojik bir hal aldığında öz-yıkıma yol açabilir. Selfie,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Influencer Kültürü ve Narcissus Arketipi Üzerine Bir İnceleme

Kendini Sergileme Çağı Influencer kültürünün yükselişi, bireyin kendini topluma sunma biçimini kökten değiştirdi. Sosyal medya platformları, bireylerin kendi imajlarını kurgulayıp bir kitleye sunabileceği bir alan açtı. Bu, Narcissus’un su yüzeyindeki yansımasına hayranlıkla bakması gibi, bireyin kendi imgesine duyduğu hayranlığın modern bir yansıması olarak görülebilir. Ancak bu hayranlık, sadece bireysel bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Çağın Babil Kütüphanesi: Veri Evreninde Anlamın Dönüşümü

Borges’in Vizyonunun Dijital Gerçekleşmesi Borges’in 1941’de hayal ettiği “Babil Kütüphanesi”, tüm olası bilgi kombinasyonlarını içeren devasa bir yapıydı. Günümüzde bu metafor, internetin yapısında somutlaşmış durumda. Ancak önemli bir farkla: Borges’in kütüphanesi sonlu sayıda karakter kombinasyonuna dayanırken, dijital evren sürekli genişleyen dinamik bir sistem. YouTube’da her dakika 500 saatlik yeni içerik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Yalanın Yükselişi

Gerçeğin Kırılganlığı TikTok gibi platformlarda Nazi imajlarının yayılması, yalnızca bir içerik akışı değil, aynı zamanda insan algısının ne kadar kolay yönlendirilebileceğinin bir göstergesidir. Goebbels’in “Büyük yalan” taktiği, kitlelerin zihnini şekillendirmek için basit ama etkili bir ilkeye dayanır: Bir yalan ne kadar abartılı ve sık tekrarlanırsa, o kadar inandırıcı hale gelir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Teknoloji, Ahlak ve İktidarın Post-Dijital Düğümleri

İnsan-Makine Sınırlarının Bulanıklaşması Post-dijital çağ, teknolojinin yalnızca bir araç olmaktan çıkıp insan varoluşunun dokusuna işlediği bir dönemi işaret eder. Donna Haraway’in siborg teorisi, bu bağlamda güçlü bir çerçeve sunar: İnsan ile makine arasındaki sınırların erimesi, yalnızca biyolojik ya da teknik bir mesele değil, aynı zamanda bireyin öznelliğini, toplumsallığını ve ahlaki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Kabileler ve Online Cemaatler Üzerine Bir İnceleme

Bağlantının Yeni Yüzü İnternetin yaygınlaşmasıyla insanlar, fiziksel sınırları aşan yeni topluluklar oluşturdu. Dijital kabileler ve online cemaatler, bireylerin ortak ilgi alanları, değerler ya da kimlikler etrafında bir araya geldiği sanal alanlar olarak ortaya çıktı. Bu topluluklar, bir zamanlar köy meydanlarında ya da mahalle kahvelerinde şekillenen dayanışmanın modern bir yansıması gibi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Özgürleşme Pratikleri : Geçmişten Günümüze.

Özgürleşmek artık Mümkün mü ? “Özgürleşmek” derken artık Jung’un ya da Fromm’un zamanındaki gibi içe dönüp kendi özümü bulayım demek yetmiyor. Çünkü sistem değişti. Bugün mesele sadece “ben kimim?” değil — aynı zamanda: “Bu sistemde kendim olarak var olabilir miyim?” O hâlde sorunu seninle birlikte şöyle açalım: 🔓 Eskiden Özgürleşme

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanal Yaratımın Arzu Makineleri: Deleuze’ün Gözünden Sanal Gerçeklik ve Metaverse

Kaostan Düzen: Mitolojik Yaratımın Dijital Yankısı Mezopotamya’nın Enuma Eliş destanı, kaosun tanrısal bir iradeyle düzene dönüştüğü bir yaratım hikâyesidir. Tiamat’ın parçalanması, evrenin kuruluşuna yol açar; bu, insanlığın en eski anlatılarından biridir. Sanal gerçeklik (VR) ve metaverse, bu mitolojik yaratımı dijital bir zeminde yeniden sahneye koyar. Kullanıcı, kodlanmış bir boşlukta kendi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumunun Çelişkileri

Görünürlüğün Vaadi Şeffaflık toplumu, bireylerin ve kurumların her hareketinin, düşüncesinin ve eyleminin görünür olduğu bir düzen olarak sunulur. Bu, bir iyilik vaadiyle pazarlanır: daha açık bir dünya, daha dürüst ilişkiler, daha az gizem ve daha çok güven. Ancak bu vaat, bireyleri bir yanılsamaya sürükler; görünürlüğün özgürleştirici olmaktan çok, bir denetim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tanrısal Bilincin Yeni Vaadi: Teknolojik Mitler ve İdeolojik Fantazi

Teknolojinin Mitolojik Yankıları Yapay zeka ve transhümanizm, insanlığın kadim mitleriyle iç içe geçmiş modern destanlar olarak beliriyor. Mısır mitolojisindeki Osiris’in parçalanmış bedeninin yeniden birleşmesi ya da Hint felsefesindeki samsara döngüsü, günümüzde Neuralink gibi projelerde yeniden hayat buluyor. Bu teknolojiler, yalnızca bilimsel yenilikler değil, aynı zamanda insanlığın ölümsüzlük ve mutlak bilgi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumunun Derinlikleri

Dil ve Anlamın Görünür Yüzü Şeffaflık, dilin anlam üretim süreçlerini derinden etkiler; çünkü dil, bir toplumu bir arada tutan en temel araçlardan biridir ve şeffaflık ideali, bu aracı saydamlaştırma vaadiyle ortaya çıkar. Byung-Chul Han’ın şeffaflık kavramı, dilin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda güç ilişkilerinin, ideolojilerin ve toplumsal düzenlemelerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumu ve Tarihsel Dönüşümleri

Şeffaflık, insanlık tarihinin farklı dönemlerinde hem bir ideal hem de bir tartışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bilginin, iktidarın ve toplumsal ilişkilerin görünür kılınması çabası, birey ile toplumu, akıl ile otoriteyi, gizlilik ile açıklığı yeniden tanımlayan bir güç olmuştur. Aydınlanma ve Şeffaflığın Kökenleri Aydınlanma, akıl ve bilginin insanlığı özgürleştireceği inancıyla şeffaflığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Byung-Chul Han’ın Şeffaflık Toplumu

Byung-Chul Han’ın şeffaflık toplumu kavramı, modern dünyanın görünürlük, erişilebilirlik ve açıklık taleplerini merkeze alarak bireylerin, toplumların ve kurumların nasıl dönüştüğünü sorgular. Şeffaflık, yüzeyde güven, eşitlik ve özgürlük vaat ederken, derinlemesine incelendiğinde bireysel özerkliği, toplumsal bağları ve hatta varlığın anlamını tehdit eden bir yapı olarak ortaya çıkar. Güvenin İnşası ve Yıkımı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kimliklerin Yaratımı: Öz ile Avatar Arasında Bir Yolculuk

İçsel Keşfin İlk Adımları Birey, modern dünyanın karmaşasında kim olduğunu sorgularken, önce hangi yüzlerinin dış dünyanın elleriyle yoğrulduğunu anlamalıdır. Toplumun beklentileri, sosyal medyanın beğeni döngüleri ya da kültürel normlar, bireyin avatarlarını şekillendiren görünmez heykeltıraşlardır. Jung’un bastırılmış duyguları temsil eden gölge arketipi, bu keşfin anahtarını sunar: Öfkeler, arzular, utançlar… Bunlar, bireyin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kendilik Arayışında Varoluşsal Denge

Kimliğin Katmanları Birey, varlığını anlamlandırmak için kimlikler inşa eder. Bu kimlikler, bir yandan kişinin kendini ifade etme çabasıyken, diğer yandan toplumun, kültürün ve tarihin dayattığı kalıpların bir yansımasıdır. İnsan, bir aktör gibi farklı rolleri benimser: aile üyesi, meslek sahibi, ideolojik bir savunucu ya da bir mitin taşıyıcısı. Ancak bu roller,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Kimliklerin Yabancılaşma Döngüsü

Yüzeyin Yargısı Dijital çağ, bireyi bir aynalar koridoruna hapseder; burada her hareket, her söz, her görüntü bir puanlama terazisinde tartılır. “Black Mirror”ın “Nosedive” bölümü, sosyal medyanın bireyi sayısal bir değere indirgeyerek kimliği yüzeysel bir performansa dönüştürdüğünü çarpıcı bir şekilde resmeder. Beğeniler, yıldızlar ve puanlar, bireyin özünü değil, başkalarının algısını merkeze

OKUMAK İÇİN TIKLA

Siyasetçilerin Ölümü ve Toplumsal Yansımalar

Kırılgan İkonların Çöküşü Siyasetçiler, toplumların hem kurtarıcı hem de günah keçisi olarak yücelttiği figürlerdir. Onların ölümleri —ister suikast, linç, idam, isterse açıklanamayan bir “kaza”— yalnızca bir bireyin kaybı değil, aynı zamanda kolektif bilincin sarsılmasıdır. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in elektrik akımına kapılarak ölümü, resmi anlatıda bir kaza olarak kayıtlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Çağda Çoklu Kimlikler

Kimliğin Parçalanışı Sosyal medya, bireyin kendini yeniden inşa edebileceği bir tiyatro sahnesi sunar. Instagram’da estetik bir gezgin, X’te ateşli bir fikir savaşçısı, LinkedIn’de kusursuz bir profesyonel: Her platform, bireyin bir “avatar” yaratmasına olanak tanır. Bu, Hindu mitolojisindeki Vishnu’nun avatarlarını anımsatır; ancak bu modern avatarlar, ilahi bir misyondan çok, bireysel hırslar

OKUMAK İÇİN TIKLA