Charles Darwin ve Evrim Tartışmaları – Bill Price

Gezegenimizde yaşam çeşitliliğinin nasıl geliştiğini tarif eden bir teorinin etkisi konusu abartılıyor gibi görünse de, hiç kimse bu teorinin sürmekte olan önemini inkâr edemez. Çevremiz üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir etkiye sahip olduğumuz bir dönemde, Darwin?in doğal dünyanın tamamının onun deyimiyle bir ?hayat ağacı?na ait olduğu şeklindeki fikri -her bir dal bir diğeriyle bağlantılıdır ve insanlık bütünün bir parçasıdır, asla ondan ayrı ya da üstün değildir- bugün en az dün olduğu kadar önemlidir.

Darwin bize, Yeryüzü?nün yalnızca kendi çıkarımıza sömürülmesi için var olmadığını, onun kendi hayatımız da dâhil olmak üzere tüm hayatın bağımlı olduğu bir sistemin merkezinde olduğunu göstermiştir.
Bill Price

Giriş
Tarihimiz boyunca uygarlığın karakteristiklerinden biri hayatlarımızın bilinmeyen yönlerine dair yanıtlar bulma ihtiyacı olmuştur. Nereden geldiğimizi ve burada ne yaptığımızı bilmeye ihtiyaç duyar gibiyiz. Dünya dinleri insan doğasının bu ihtiyacını, kader ve inanca dayalı algılama sistemleri oluşturarak doyurdu. Modern bilimin Yunanlılar?ın birikiminin yeniden keşfedildiği Rönesans?taki başlangıcından bu yana, teoloji ile akılcılık arasında bir fikirler çatışması belirdi. Bu çatışma; insan düşüncesinde devrimci bir değişimin simgesi haline gelen bir adamın adıyla bugün genel olarak Darwinci evrim olarak adlandırılan düşünce biçimi üzerinde süren tartışmalarda oldukça belirginleşmiştir.
Charles Darwin çok da devrimcileri andırmayan bir figür olarak göze çarpar: bir Victoria dönemi kasaba beyefendisi, bir amatör doğabilimci, sadık bir koca ve baba. Darwin, neredeyse çağdaşı olan Karl Marx ile genellikle kıyaslanmaz, ancak Türlerin Kökeni?nin yayımlanmasının etkisi, biyoloji bilimleri üzerinde ve daha genel anlamda insan türü olarak bizim kendimizi ve dünyadaki yerimizi anlamamız konularında sahip olacağı nüfuz düşünüldüğünde devrimci olarak nitelenebilir.
Düşünce tarihinde, çok az teori insanlık üzerinde bu türden bir etkiye sahip olabilmiştir ya da bu kadar tartışma yaratabilmiştir. Darwinci evrim fikri, 1859?da Köken ilk yayımlandığında karşıtlarından öfkeli bir tepki almıştır ve 150 yıl sonra bugün tartışma hâlâ sürmektedir. Tartışmanın bugünkü tarafları şimdiye dek hiç olmadıkları kadar inatçı ve sabit fikirli davranmaktadır. Belki de bu, insan olmanın ne anlama geldiği şeklindeki söz konusu soruların önemine işaret eder. Bu aynı tartışma o kadar uzun süredir devam etmektedir ki özellikle evrim lehine kanıtlar bugün çok daha ezici üstünlüktedir.
Darwin?in yapıtının özünde, Köken?de kısaca değindiği doğal seçilim yoluyla farklılaşma teorisi vardır. Bizzat bu teori gerçek anlamda apaçıktır ve birkaç satırla bile anlatılabilir. Darwin?in önemli savunucularından Thomas Huxley onu okuyup da ne kadar açık olduğunu görünce nasıl öfkelendiğini ve bunu kendisinin düşünememiş olmasına nasıl içerlediğini hatırlıyor. Evrim fikri -hayvan ve bitki türlerinin zaman içinde değiştiği düşüncesi- aslında Darwin döneminde çok da yeni bir fikir değildi. On sekizinci yüzyılda başkalarının yanı sıra kendi dönemlerinin önde gelen doğabilimcileri olan Fransız Buffon ve Lamarck tarafından da dile getirilmişti. Bizzat Darwin?in büyükbabası Erasmus Darwin de bu konuya değinmişti. Daha önceki evrim fikirleriyle Darwin?in teorisi arasındaki fark ise Darwin?in, doğal seçilim konusunda, türlerdeki değişimin tamamen doğal yollarla gerçekleşebileceği bir mekanizma ortaya koymuş olmasıydı. Darwin?in yapıtını kendinden öncekilerin spekülatif teorilerinden ayıran ve bu yapıtın bu kadar önemli olmasını sağlayan da işte budur.
Gezegenimizde yaşam çeşitliliğinin nasıl geliştiğini tarif eden bir teorinin etkisi konusu abartılıyor gibi görünse de, hiç kimse bu teorinin sürmekte olan önemini inkâr edemez. Çevremiz üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir etkiye sahip olduğumuz bir dönemde, Darwin?in doğal dünyanın tamamının onun deyimiyle bir ?hayat ağacı?na ait olduğu şeklindeki fikri -her bir dal bir diğeriyle bağlantılıdır ve insanlık bütünün bir parçasıdır, asla ondan ayrı ya da üstün değildir- bugün en az dün olduğu kadar önemlidir. Darwin bize, Yeryüzü?nün yalnızca kendi çıkarımıza sömürülmesi için var olmadığını, onun kendi hayatımız da dâhil olmak üzere tüm hayatın bağımlı olduğu bir sistemin merkezinde olduğunu göstermiştir.
Darwin?in iki yüzüncü yaşı ve Türlerin Kökeni?nin yayımlanmasının yüz ellinci yıldönümü yaklaşırken, Darwin?in yaşamını ve çalışmasını yeniden irdelemek ve onun sürmekte olan önemini yeniden kavramak için daha uygun bir zaman olamaz. Öte yandan bu kitap, ne bir adamın sıradan bir biyografisi ne de evrim bilimi hakkında bir kitaptır. Ancak bu ikisi hakkında ayrıntıları da içermektedir. Benim amacım Darwin?in teorisinin gelişimini izlemek ve onu kendi döneminin bağlamı içine oturtmaktır.
Başlangıç noktası olarak, kendi tabirimle ?Darwin?in Büyük Yılı? olarak adlandırdığım elli yaşına bastığı ve dünyayı değiştiren ana yapıtı Köken?in yayımlandığı 1859?u seçtim. Bu noktadan başlayarak, kitap, onu doğal seçilime yönlendiren önemli olayları belirlemek amacıyla onun daha önceki yıllarına özellikle de HMS Beagle ile geçirdiği beş yıla geri dönüyor. Bu beş yıl içinde Darwin, üzerinde köklü etkiler bırakan deneyimler yaşamış ve hayatının geri kalanında sürdüreceği yapıtının temellerini atmıştır.
Bundan sonraki aşamada, kitap, Darwin sonrasında evrimin nasıl geliştiği ve bazı durumlarda ise nasıl saptırıldığı konusuna değinecektir. Ardından bugün neden böylesine tartışmalı olduğunu ele alacaktır. Belki de bu, Darwinci evrimi kabullenmeyi reddedenlerin onu yok etme uğraşı içinde bir çeşit tasarım argümanına sığındığı kırılgan zamanlarda yaşıyor olduğumuzun bir göstergesidir. Bu argüman -doğal dünyanın karmaşıklığı yalnızca bir tasarımcının ya da diğer adıyla Tanrının eylemleri sonucu oluşmuş olmalı- bundan iki yüz yıl kadar önce zaten mevcuttu. Bu argümanın savunulamaz yanları bizzat Darwin?in de dâhil olduğu birçok kişi tarafından defalarca ortaya konsa da, o yeniden ve yeniden ortaya çıktı. Çatışmanın ana sahalarından biri, yaratılışçılığın sınıflarda evrimin yanı sıra öğretilebileceği konusunda yasal mücadelelerin sürdüğü Amerikan mahkemeleriydi. Bu tartışma ilk olarak 1925?te ?Scopes Maymun Davası? ile başladı ve bugün yakın dönemde okullarda yaratılışçı metinlerin de kullanılabilmesine izin veren bir yasanın kabul edildiği Louisiana?da devam etmektedir.
Geçtiğimiz yıllar içinde dinin toplum üzerinde tehlikeli ve zararlı bir etkisinin olduğunu düşünen Hristiyan köktenciliği karşıtları arasında bir karşı saldırı geliştirildi. Evrimci biyolog Richard Dawkins bu karşı saldırının ön safında yer aldı. Gerçi bu argüman yalnızca evrimi içermiyor olsa da, Darwin tarafından 150 yıl önce ortaya atılan teorileri temel aldı. İşte bu nedenle ve içinde yaşadığımız dünyayı algılama ve önemseme seviyemizi artırmamız gerektiği için bu kitap evrimin köklerini ve onun etrafında dönmekte olan tartışmaları incelemektedir.

Kitabın Künyesi
Eser Adı: Charles Darwin ve Evrim Tartışmaları
Yazar: Bill Price
Çeviri: Barış Baysal
Kalkedon Yayınları
Kapak Tasarımı: Semiha Şahin
Kasım 2010
Sayfa Sayısı: 136

İçindekiler
Giriş 7
Dünyayı Değiştiren Kitap 11
Bir Victoria Dönemi Beyefendisi 11
Darwin?in Büyük Yılı 14
Köken Üzerine 23
Tartışma Başlıyor 31
Felsefi Doğabilimci 41
Bir Natüralistin Doğuşu 45
İlk Yıllar 45
Edinburgh ve Cambridge 51
Beş Yıllık Bir Görev 58
Yirmi Yıllık Bekleyiş 79
Kökenin Ardından Evrim 87
Darwin?in Son Yılları 87
Darwin ve Toplum 92
Bugünkü Evrim 101
Tartışma Sürüyor 107
Evrim ve Hristiyanlık 107
Maymun Davaları 111
Bakıştaki İhtişam 116
Charles Darwin Kitapları 121
Kaynakça 123

2 yorum

  1. Darwin’in yaptığı devrimi hiç kimse yapamadı bilimde. Emin olun ki Darwin’in türlerin ortak atalardan türeyerek zamanla birbirlerinden oluştukları fikrini ortaya atması, Einstein’in relativty teorisinden çok daha büyük bir devrimdir. O güne değin, milyonlarca türden oluşan dünyadaki yaşam formunun kökeninin ne olduğu doğru dürüst bilinmiyor, dine havale edilerek kilise otoritesi ve diğer dini kuruluşlar güç kazanıyorlardı. Darwin’in yaptığı bu büyük devrimin ardından, dinlerin ve otoritelerin tüm foyası meydana çıktı. Evrimin nasıl bir mekanizma ile oluştuğunun hiç bir önemi yok, önemli olan canlıların nasıl oluştuğunun ve ortak kökenlerinin ortaya koyularak, karmaşık canlıların daha basitlerinden oluştukları gösterilerek, yaratılış görüşünün yıkılmış olması.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir