Corona Bizde Ne Olur ? Dr. Suat Kamil Aksoy

Türkiye henüz nedenini tam bilmiyoruz ama görece düşük bir kayıpla salgını sınırlamış oldu. Ancak olayın çok daha vahim seyrettiği Avrupa ülkelerine göre günlük vakıa sayıları bakımından şimdilik başarısız gibi görünüyor.Bilindiği üzere yapılan testlerdeki isabet oranınız düşükse gerçekte olduğundan daha az vakıa bulursunuz. Sizin az bulmanız gerçekte az olduğu anlamına gelmez.

Ancak biz şimdilik isabet oranı konusunda ülkelerin eşit performansta olduklarını varsayalım. Avrupalılar Türkiye’dekine oranla on katlık daha yüksek bir ölüm terbiyesi aldılar. Bu bakımdan şimdi kamu tarafından alınan önlemlerin gevşetilmesinin yaratacağı sorunu bireysel davranış kalıplarıyla telafi ediyor olabilirler. Bir yakınının ölümüyle yüzleşmiş olmanın dışında bireysel sorumluluk duygusunun yüksekliği de dikkat ve özeni artırabilir.

Türkiye bu bakımdan daha rahat davranıyor gibi görünüyor. Bu durum mutlaka verilere yansıyacaktır. Bu yansımalar da genel olarak dikkat edenlerin sayısını artırabilir.

Açıkçası olayı hafif atlatmış olmanın bedeli yaşanıyormuş gibi de düşüne biliriz . Peki durum sarpa sarar mı?

Genel karantina uygulamalarının insanları buluşma konusunda biraz engellediğini biliyoruz. Ancak bunun yayılma için etki oranının pek belirleyici olmadığını düşünüyorum. Sorumlu davranan zaten her koşulda sorumlu davranıyor. Davranmayan ise her koşulda salgına katkıda bulunabiliyor.

Ancak iş abartılıp kitlesel toplanmalara ve mesafe hijyen konusunun bir kenara bırakılmasına varırsa elbette işler sarpa sarabilir. Bu konuda toplum ortalamasına uygun bir durağanlık olacağını düşünüyorum.Önümüzdeki esas sorum okullar olacaktır.

Kontrollü normalleşme yayılmaya bir miktar geçit vermiş olsa bile bu öyle korkulacak bir oran değil. Elbette her yayılma artışı birilerinin canı pahasına gerçekleşir. Ancak artık belirli bir miktar kayıp vermek doğal hale geldi. Şu an herkesin ve özellikle yöneticilerin eğilimi toplumun ana gövdesini salgından uzak tutmaktır.

Yapılan antikor taraması da yakında sonuçlanır ve toplumun muhtemelen yüzde doksan sekizinin hastalıkla karşılaşmamış olduğu ortaya çıkar. Hedef ise bunun aşı gelinceye kadar bu düzeyde tutulmasıdır.

Davranış kalıplarındaki gevşeklik vakıaların sınırlanmasını daha uzun bir zaman dilimine yayar. İşte bu sadece birazcık daha fazla ölüm anlamına gelmez. Okul açılması gündeme geldiğinde olayın neredeyse tamamen kontrol altına alınmış olması gerekir. Aksi halde sadece bir ay açık kalan okullar salgını büyük bir patlama şeklinde büyütecektir. Eğer sınırlama işi başarılamayacak gibi görünüyorsa şimdiden okul konusunda hazırlıklar yapılmalıdır. Evet toplum pek söz dinlemiyor. Aşı gelene kadar okulları kapalı tutmak da önemli bir kayıp olur. O halde eğitim için alternatif yollar şimdiden inşa edilmelidir.

Halen yüzde bir oranında ölüm gerçekleştiği varsayımını sürdürüyorum. Kanıt için bir süre daha bekleyeceğiz. Ancak aşağı yukarı doğru olduğunu kabul edersek bu salgının ilk dalgası 75 yıl sürecektir. Aldığımız önlemlerle bu süreyi yaratmış oluyoruz. Eğer virüsü kendi halinde bıraksaydık ilk dalga üç ayda biterdi. Tabi ardında milyonlarca ölü bırakarak.

Tahminimce toplumun rahat davranışına rağmen filiasyon ve takip sistemi ne kadar gevşek uygulansa da okulların açılması durumu dışındaki tüm yayılmaları sınırlamak için yeterli olacaktır. Toplumun sorumsuz davranışı sadece varılacak sonucu zaman olarak öteleyecektir.

Dr. Suat Kamil Aksoy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir