Deliliğin ve Günahın Aynası: Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ‘Ben Deli Miyim?’ ve ‘Cehennemlik’ Romanlarındaki Ana Karakterleri Karşılaştırma


Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk edebiyatının en özgün ve keskin kalemlerinden biridir. Toplumsal yaşamın aksayan yönlerini, Batılılaşma sancılarını, batıl inançları ve ahlaki yozlaşmayı mizah ve ironiyle harmanlayarak anlatır. Onun eserlerinde karakterler, çoğu zaman birer toplumsal tip olarak karşımıza çıkar. “Ben Deli Miyim?” romanındaki Şadan ve Kalender Nuri ile “Cehennemlik” romanındaki Ferruh Efendi karakterlerini karşılaştırmak, Hüseyin Rahmi’nin insan doğasına ve topluma bakışındaki farklı derinlikleri anlamamızı sağlar.


‘Ben Deli Miyim?’: Deliliğin Sınırlarında Ahlak ve Akıl Sorgusu – Şadan ve Kalender Nuri

“Ben Deli Miyim?” romanının ana karakterleri Şadan ve Kalender Nuri, toplumsal normların dışında, “deli” veya “yarı deli” olarak nitelendirilen iki gençtir. Ancak Hüseyin Rahmi’nin dehası, bu “delilerin” ağzından, “akıllı” görünen toplumun çarpıklıklarını ve ikiyüzlülüklerini dile getirmesidir.

  • Şadan: Romanın merkezinde yer alan, varlıklı ve işsiz güçsüz bir delikanlıdır. Akılca kendi ayarında Kalender Nuri ile birlikte, Haşmet Bey ve Revan Hanım ailesine musallat olurlar. Şadan, romanın ilerleyen sayfalarında, Kalender Nuri’nin Revan Hanım’a duyduğu şehveti ve planlarını kendi lehine çevirerek, onun intikam arayışlarına ve çılgınlıklarına ortak olur, hatta daha ileri gider. Şadan’ın deliliği, ahlaki sınırları zorlayan, toplumun kabul etmeyeceği arzuların peşinden gitme ve bu uğurda cinayete bile başvurabilecek bir seviyeye ulaşır. Onun “deliliği,” toplumsal kuralları, ahlakı ve yozlaşmış ilişkileri “delicesine” sorgularken, aslında kendi derin saplantılarına teslim oluşunun bir aynasıdır. Sonunda beynini dağıtarak intihar etmesi, aklın ve ahlakın iflas ettiği bir uç noktayı temsil eder.
  • Kalender Nuri: Şadan’a göre daha “basit” ama yine de toplumsal normlara aykırı bir deliliğe sahip olan Kalender Nuri, evli bir kadın olan Revan Hanım’a takıntılı bir aşk besler. Onun deliliği, arzularının ve hırslarının kontrolsüzlüğünden gelir. Toplumsal düzeni ve evlilik kurumunu hiçe sayan eylemleriyle, bastırılmış dürtülerin bir dışavurumudur. Şadan tarafından öldürülmesi, kendi deliliğinin ve hırslarının kurbanı oluşunu gösterir.

Ortak Temalar: Şadan ve Kalender Nuri karakterleri, roman boyunca akıl ve delilik arasındaki ince çizgiyi, insan doğasındaki hırsı, şehveti ve intikam arzusunu irdeler. Onların “deliliği,” toplumun “normal” olarak kabul ettiği ama aslında yozlaşmış ilişkilerini ve ahlaki değerlerini ifşa eden bir işlev görür. Her ikisi de, toplumsal kural ve değerlerin dışına çıkarak, kendi yıkımlarını hazırlayan birer figürdür.


‘Cehennemlik’: Ahlaki Çürüyüş ve Gizlenen Günahlar – Ferruh Efendi

“Cehennemlik” romanı, dışarıdan son derece ahlaklı ve gösterişli görünen bir eski zaman konağının kapalı kapıları ardında yaşanan ikiyüzlülüğü, çarpık ilişkileri ve ahlaki çürüyüşü ele alır. Romanın merkezindeki figürlerden biri olan Ferruh Efendi, bu konağın ve bu yozlaşmışlığın bir temsilcisidir.

  • Ferruh Efendi: Yaşlı, zengin ve hastalık hastası (hipokondriyak) bir adamdır. Ölüm korkusu ve gençlik arayışı onu genç bir kadınla (Cazibe Hanım) evlenmeye iter. Ferruh Efendi’nin karakteri, dışarıdan bakıldığında “sağlığına düşkün”, “titiz” bir adam gibi görünse de, aslında kendi bedeninden ve ölümden kaçmaya çalışan, yaşlanma korkusuyla yüzleşemeyen bir tiptir. Onun bu takıntılı yaşama arzusu ve ölümden kaçışı, çevresindeki ailenin manevi çöküşünü görmezden gelmesine yol açar. Kendisi fiziksel mikroplardan kaçarken, tüm aile manevi mikropların etkisi altında, “cehennemin tatlı ama acı veren meyveleriyle” zehirlenir. Ferruh Efendi, evin içinde kol gezen ensestvari ilişkileri, eşinin sadakatsizliklerini ve ahlaki yozlaşmayı görmezden gelen, kendi rahatına ve korkularına saplanmış, pasif bir figürdür.

Ana Temalar: Ferruh Efendi karakteri üzerinden Hüseyin Rahmi, ölüm korkusu, yaşlanma kaygısı, aile içi ahlaki yozlaşma, ikiyüzlülük ve “görünüşte ahlaklılık” gibi temaları işler. Konağın dışından bakıldığında “cennet” gibi görünen bu yaşamın, aslında içeriden “cehennemlik” olduğunu gözler önüne serer. Ferruh Efendi’nin kişisel korkuları, ailenin genel çürüyüşünü besleyen bir zemin hazırlar.


Ana Karakterler Arasında Karşılaştırma

Şadan (ve Kalender Nuri) ile Ferruh Efendi arasında belirgin farklar ve bazı örtüşen temalar bulunur:

  • Delilik ve İkiyüzlülük:
    • Şadan ve Kalender Nuri: Onların “deliliği,” toplumsal kurallara alenen meydan okur. Yozlaşmışlığı gizlemezler, aksine kendi “deli” mantıklarıyla ifşa ederler. Onların çarpıklığı, toplumsal ahlakın dışavurumudur ve bu yönüyle daha açıktır.
    • Ferruh Efendi: Onun durumu doğrudan “delilik” değildir, ancak hastalık takıntısı ve ölüm korkusuyla gelen bir tür gerçeklikten kaçış vardır. Bu kaçış, konağın içinde filizlenen ahlaki çürüyüşü görmezden gelmesine, yani ikiyüzlülüğe zemin hazırlar. Konağın “ahlaklı” görünen dış yüzeyi, içerideki “cehennemlik” durumu gizler.
  • Arzu ve Saplantı:
    • Şadan ve Kalender Nuri: Daha çok şehvet, intikam ve hırs gibi ilkel arzularının peşinden kontrolsüzce giden figürlerdir. Onların eylemleri, doğrudan bu arzuların bir sonucudur.
    • Ferruh Efendi: Onun saplantısı daha çok yaşama ve gençliğe duyduğu korku ve arayıştır. Bu arayış onu genç bir eşle evlenmeye iter, ancak bu durum daha büyük ahlaki sorunlara yol açar.
    • İnsan Doğası ve Toplumsal Eleştiri:
      • Her iki romandaki karakterler de Hüseyin Rahmi’nin insan doğasındaki zaafları ve toplumsal ahlaki yozlaşmayı ele alma biçimini gösterir.
      • “Ben Deli Miyim?”, aklın ve ahlakın sınırlarının zorlandığı, bireysel saplantıların toplumsal normları nasıl altüst edebileceğini gösterirken; “Cehennemlik”, dışarıdan bakıldığında kusursuz görünen toplumsal yapıların (konaklar, aileler) içinde nasıl bir çürüyüş yaşandığını, görünenin ardındaki gerçekleri ele alır.
      • Şadan ve Nuri’nin deliliği, bir tür toplumsal ayna işlevi görürken, Ferruh Efendi’nin körlüğü, toplumsal ikiyüzlülüğün bir sembolüdür.

Sonuç olarak, Hüseyin Rahmi Gürpınar, bu iki eserde de insan ruhunun ve toplumun karanlık yüzlerini farklı açılardan irdeler. “Ben Deli Miyim?”de delilik maskesi altında açığa çıkan ahlaki kaosu ve insan doğasındaki yıkıcı potansiyeli gösterirken; “Cehennemlik”te, dışsal zenginlik ve saygınlığın ardındaki sessiz, derinden gelen ahlaki çöküşü ve gizli günahları gözler önüne serer. Her iki roman da, yazarın gözlem gücünü ve toplumsal eleştiri yeteneğini farklı karakter dinamikleri üzerinden başarılı bir şekilde ortaya koyar.