Deniz: Güneşin Çocukları – Turgut Türksoy

Kısa süren yaşamlarını ülkenin bağımsızlığına ve halkının mutluluğuna adayan 68 Kuşağı’nın yürekli gençlerinin umut ve mücadele dolu günlerinin ve onların yürekli önderlerinin destansı hikâyesi; cellatlarının bile önünde saygıyla eğildiği Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ibret dolu katlediliş öyküleri ve Amerikan Emperyalizmi’nin ülkeyi köleleştirme planlarına çanak tutan işbirlikçilerin yüz kızartıcı biyografileri.

Deniz: Güneşin Çocukları sadece bir roman değil, yakın tarihimizin en karanlık labirentlerine yapılan nefes kesici bir yolculuktur.
Bir avuç inanmış yüreğin, dünyanın en büyük ve saldırgan gücüne karşı başlattığı ölümüne bir direnme savaşının destanıdır.

Tek bir cana dahi kıymayan, kişisel en ufak bir çıkar peşinde koşmayan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının haksız yere katledilmelerinin belgesi, bu olağanüstü hayatların ustaca kaleme alınmış romanıdır.

Kitaptan Bir Bölüm
1 –
Sonbahar Ankara?yla vedalaşmaya hazırlanıyordu. Koca şehir, safran sarısı bir toz bulutunun işgaline uğramıştı sanki. Yağmurun ıslattığı ölü yapraklar, ilikleri donduran rüzgârın da etkisiyle, oradan oraya savruluyor ve şehri hastalıklı bir renge boyuyorlardı.
Kayaş treninin acı bir çığlığı andıran tiz düdüğü, adeta istasyonun kükürt ve is kokan kasvetli havasını parçalamış, dakikalardır birer ölü gibi duran kalabalığın kanını kaynatmıştı. (imdi, Cebeci sstasyonu heyecanlı bir koşuşturmaya teslim olmuştu.
Telaşla sağa sola koşturan ve az önceki ruh hallerinden eser kalmayan yolcular, şimdi birbirlerini itip kakarak kara vagonlara doluşmaya çalışıyorlardı.
Lokomotif o korkunç çığlığını koyuverip, etrafına buharlar saçarak ağır ağır hareket ettiğinde, raylara inşat çivisini yerleştirmiş olan Binali de, korku ve heyecan dolu bakışlarla kendisini izleyen arkadaşlarının yanına koştu.
Tren, batan güneşin kızıl ışıkları altında gittikçe küçülüp tamamen gözden kaybolunca, üç kafadar merakla tekrar raylara doğru koştular. Tonlarca çeliğin ağırlığıyla yamyassı olan çivi, ilkel bir bıçağa dönüşmüş, rayların üzerinde ışıl ışıl parlıyordu.
– Hâlâ sıcak lan, diye bağıran Binali, eserini incelemesi için Adnan?a doğru uzattı.
Adnan, bıçağa dönüşmüş çiviyi dikkatle inceledikten sonra, – Cillop gibi olmuş valla, diyerek takdir dolu bir ıslık öttürdü.
Bu arada, Yavuz hiç konuşmuyor, sessizce onlara bakıyordu. Binali bıçağı Adnan?ın elinden alıp Yavuz?a uzattı. Yavuz bıçakla hiç ilgilenmedi; sanki başka bir âlemde yaşıyor gibiydi. Bir adım geri çekildi ve ağlamaklı bir ses tonuyla, – Sizinle buralara geldiğim için babam ağzıma sıçacak, dedi.
Binali ona hiç yanıt vermedi. Doğruca gitti ve ilerideki bir taşın üzerine oturdu. Bıçağı da maharetli bir atışla çamura sapladı. O sırada Adnan suratında kurnaz bir gülümsemeyle bir Yavuz?a, bir Binali?ye bakıyordu.
Yavuz başı önünde, ağladı ağlayacak, ayakkabılarının burnunu inceliyordu. Sessizliği yine Adnan bozdu.
– Baban nereden bilecek buraya geldiğimizi aslanım?
Adnan?ın söyledikleriyle sakinleşeceğine iyice kötüleşen Yavuz, birdenbire salya sümük ağlamaya başladı.
– Sümbül Teyze bizi gördü; yarın babama yetiştirir her şeyi.
Adnan gözlerini belerterek sordu. Onun sesinde de belli belirsiz bir panik havası vardı şimdi.

Kitabın Künyesi
Deniz: Güneşin Çocukları
Turgut Türksoy
İmge Kitabevi Yayıncılık
Baskı Tarihi: Mayıs 2010
422 sayfa

Turgut Türksoy Hakkında Kısa Bilgi
1961?de Ankara?da doğdu. Çocukluğu gecekondu mahallelerinin çamurlu sokaklarında, gençliği 12 Eylül zindanlarında geçti. DEV-LİS yöneticisi olmaktan ve politik nedenlerden dolayı 10 yıl hapis yatıp yasaklandı. BSP GYK üyeliğinde ve ÖDP?nin kuruluşunda yer aldı. Çerkes Ethem: Apoletsiz General isimli romanıyla ?Kafkas Diasporası 2008?in en iyi yazarı? ödülünü kazandı.

Türksoy?un Eserleri:
? Ararat?ın Laneti ?Bir Halkın Hazin Öyküsü? (Siyah Beyaz Yayınları, 2007)
? Çerkes Ethem: Apoletsiz General (Siyah Beyaz Yayınları, 2008)
? Deniz: Güneşin Çocukları (İmge Kitabevi Yayınları, 2010)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir