Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’deki ‘Büyük Engizisyoncu’ Figürü: Psikolojik Otoritenin Eleştirisi
Dostoyevski’nin edebi eserleri, Marion Woodman’ın Jungcu psikoloji çalışmalarında, günümüzde bireysel gelişimi engelleyen eskimiş otorite kalıplarının anlaşılması için önemli bir arketipsel örnek olarak ele alınır. Woodman, Karamazov Kardeşler romanındaki Büyük Engizisyoncu * hikayesine odaklanarak, koşulsuz teslimiyetin psikolojik tehlikelerini analiz eder.
Otoriter Sistemin Güvencesi
Kaynağa göre, çocukluktaki ebeveynlere yönelik infantil projeksiyonlar geri çekilmediği takdirde, her türlü diktatörlük sisteminin temelini oluşturur. Bu durum, sistemin sunduğu güvenliğin, teslim olmanın maliyetinden daha ağır bastığı durumlarda özellikle geçerlidir.
Dostoyevski, Büyük Engizisyoncu figürünü bu teslimiyet mekanizmasını göstermek için kullanır:
- İsa’nın Dönüşü ve Ret: Karamazov Kardeşler‘de yer alan Büyük Engizisyoncu, İsa’nın geri dönüşüyle yüzleştiğinde, ona Katolik Kilisesi’nde yer olmadığını bildirir. Bu beyanat, ikinci bir çarmıha germe tehdidini de barındırır.
- Matriarkal ve Patriyarkal Kilise: Woodman’a göre bu sahne, otoriter bir kilisenin Hristiyanlık alemine sunduğu güvenliği ortaya koymaktadır. Bu otoriter kilise yapısı, yazarın yorumuna göre, aynı anda hem matriarkal hem de patriyarkal özellikler taşır.
Dolayısıyla Dostoyevski, bu dramatik sahne aracılığıyla, bireysel özgürlük ve bilinçli sorgulama yerine, otoriter bir yapının sunduğu kolektif güvenliği seçme eğilimini ve bunun psikolojik sonuçlarını vurgulamaktadır.
- Hikaye Hakkında https://en.wikipedia.org/wiki/The_Grand_Inquisitor