Ejderhayı Terbiye Etmek Lazım!

Bilinçsizce Öldürülen Ana ve Beton Yığını Olarak Geri Dönen Felaket!

Yazar: Âkil Bîçare

(Olanı biteni sadece kaba kuvvetle çözenlerin sonu, kendi pisliğinde boğulmaktır.)


Aziz Okuyucularım, Ey Rüya Âleminin Sırrına Er(e)meyenler!

Şimdi size öyle ince bir hikmetten bahsedeceğim ki, bizim Hüsnü Bey gibi “kaba kuvvet” meraklılarının düştüğü en büyük hatayı anlatır. Bu, Ejderha Katliamı denilen o eski masalın manasının nasıl kaybolduğudur.

I. Kurban (Adak) Olmaktan Cinayete Düşmek

Efendim, o eski destanlar, o kutsal kitaplar boşuna yazılmadı. Orada ejderhayı kesen kahraman, aslında dönüşümü amaçlıyordu.

  • Asıl Mesele: Ejderhayı öldürmek, bir “adak adama” (sacrificium) eylemiydi. Yani, o enerjiyi (korkuyu, öfkeyi, şehveti) yok etmek değil, onu bilinçdışının karanlığından alıp, aklın ve ruhun ışığına taşımaktı. Enerji, bilinçle işlenip yeni bir hayata dönüştürülürdü.
  • Şimdiki Hata: Bizimkiler ise bu manayı yitirdi. Artık ejderhayı kesmeyi somutlaştırdılar (concretized). Onlar için bu, sadece kaba bir cinayettir! Sadece yok etmek, susturmak!

II. Anne Neden Beton Yığını Olur?

İşte bu somutlaştırmanın getirdiği en büyük felaket:

  1. Anne’nin Anlamı Kayboldu: Psikolojide “Anne,” dişil enerjiyi, doğayı, bedeni, duygusal derinliği ve maddeyi temsil eder. Ejderhayı (bilinçdışı kâbusu) kesmek, bu dişil alanın bilinçli olarak kabul edilmemesi ve reddedilmesi demektir.
  2. Somut Maddeye Tapınma: Siz dişil olanın ruhunu (duygusunu, akışını) reddedip onu öldürdüğünüzde, o enerji bilinçdışından fırlar ve “somut madde” (concrete matter) olarak geri döner! Ne olur?
    • Kaybedilen Anne: Duygusallığı ve şefkati gömülen Anne, artık “Tüketim,” “Para Hırsı,” “Betonarme Binalar” olarak geri gelip ruhunuzu esir alır. Artık biz, o yıpranmış Anne’ye (eski, işe yaramayan maddi değerlere) bilinçsizce tapmaya devam eden birer köle oluruz.
  3. Güçlenmiş Geri Dönüş: En feci netice şudur: Eğer bilinç yoksa, anneyi öldürmek sadece onun çok daha güçlenmiş olarak geri dönmesine sebep olur! Tıpkı bizim Hüsnü Bey’in bağımlılığı gibi: Öfkesini bastırır, duygularını öldürür, Ejderha’yı kestiğini sanır; ama o öfke, içki, kumar veya kontrol manyaklığı olarak daha güçlü ve acımasız bir Tiran olarak geri gelir ve hayatını ele geçirir!

Sonuç: Yaşayan Ölüler Arasında Kalmak

Ey aklıselim sahibi! Bizim bu topraklardaki bunalımımız, sadece ejderhayı kesmekle bitmez. Mesele, o kederi, o öfkeyi, o korkuyu yok etmek değil, onu bir maden gibi işleyip bilince taşımaktır.

Aksi takdirde, elde kalan sadece somut bir ceset ve bilinçsiz bir tapınmadır. Ve böylece, o büyük mitin sonunda vaat edilen diriliş yerine, biz, kendi pisliğimizde boğulup giden, yaşayan ölüler olarak kalırız. Tıpkı o zavallı bağımlı gibi… Her gün ölüp, her gün aynı felakete uyanmak!