Eylemcinin Kabusu: Tükenmişlik Sendromu ve Çözümün Sırları

Devrim Yolu Uzundur: Kendi Ruhunu Yıpratmadan Adaleti Savunmak

Yazar: Âkil Bîçare (Omuzlarındaki Dünya Yükü Ağır Gelince, İnsan Nasıl Ferahlar?)


Aziz Yoldaşlar, Ey Dünya Derdiyle Dertlenenler!

Şimdi size, adalet, barış ve eşitlik davasında koşan, lakin bir sabah yatağından kırgın, umutsuz ve öfkeli kalkan her dürüst insanın ortak derdini anlatacağım: Tükenmişlik Sendromu (Burnout).

Bu dert, sadece “çok çalışmaktan” gelmez; bu, sistemsel adaletsizliğin ve bitmeyen bir savaşın yükünü tek başına taşımaya kalkmanın yorgunluğudur. Radikal Psikoloji uzmanları (Neil Wollman), bu durumdan kurtulmak için bize öyle pratik yollar göstermiş ki, bu yolları bilmeden eylem yapmak, kendi ruhunu kurban etmek demektir.

I. Tükenmişliğin Belirtisi ve Kaynağı

Tükenmişlik, sadece yorgunluk değildir; o, huzursuzluk, sinizm (alaycılık), umutsuzluk, neşesizlik ve odaklanamama gibi ruhu kemiren bir derttir.

  • Sistemik Kaynak: Bu sendrom, büyük dünya krizlerinin veya tatil yapmayı bile ayıplayan o zalim işyeri kültürlerinin doğrudan sonucudur. Gönlünüzü verseniz bile, sistem sizi geri çevirir.

II. Eylemsizlik Sanatı ve Kalkanların Yükseltilmesi

Madem ki savaş bitmeyecek (çünkü yeni adaletsizlikler daima türeyecektir), o halde kendi ruhumuzu korumak mecburiyetindeyiz. Çözüm, sadece dışarıdaki dünyayı değiştirmeye çalışmak değil, iç dünyamızı sağlamlaştırmaktır.

  1. Dengeyi Bulmak (Wu Wei’nin Yankısı):
    • Uzmanlaşmak: Her işi yapmaya kalkışmayın. Kendi hususi yeteneklerinize odaklanın. Yaptığınız işi, bir angarya gibi değil, yaratıcı bir oyuna dönüştürün.
    • Önceliklendirme: Her projeyi bitiremezsiniz. Taahhütlerinizi azaltın, daha az iş yapın, ama daha iyi yapın. En mühim olanı öne alın.
    • Kontrolü Bırakmak: Hayat ve siyaset üzerindeki her şeyi kontrol etme arzusundan vazgeçin! Bazı stresli durumları, aşılması gereken bir meydan okuma olarak görün. Siyasette de gelgitler (ebbs and flows) olduğunu kabul edin.
  2. Ruhsal Beslenme:
    • Destek Sistemi: Sadece eylemcilerle değil, sizi destekleyen arkadaşlarınızla da sağlam ve anlamlı bağlar kurun. İçinizdeki yükü paylaşın.
    • Neşeyi Dışarıda Aramak: Hayatta başarıyı sadece siyasi arenada aramayın. Kendinizi yenileyen (rejuvenate) şeylere zaman ayırın (Hüsnü Bey’in balık tutması gibi). Mizah duygusunu kaybetmeyin!
    • Zafere Şahit Olmak: Sadece nerede olmak istediğinize değil, nereden geldiğinize odaklanın. Küçük yerel zaferleri kutlayın. Çabalarınız olmasaydı her şeyin daha kötü olacağını hatırlayarak, çabanızın bir tesiri olduğunu görün.

III. Umut ve Gerçekçilik: İki Kutbun Arasında Kalmak

Sağ kanadın aşırı iyimserliği ile sol kanadın karamsarlığı arasında bir denge kurmak lazımdır.

  1. Duygularınızı Onaylayın: Dünyadaki sefalet ve umutsuzluk karşısında duyduğunuz keder ve çaresizlik meşrudur. Bu duyguları yaşayın. Lakin Martin Luther King Jr. gibi kahramanları hatırlayarak umudu aktif olarak koruyun.
  2. Kendinize Şefkat: Kendi hakkınızdaki olumsuz düşüncelerin (yetersizim, başarısızım) doğru olmayabileceğini kabul edin. Yaptığınız işin, neticesi ne olursa olsun doğru olduğunu bilerek kendinizi ödüllendirin.

Sonuç: Eylemcilik, bir anlık parlayıp sönmek değil, ömür boyu sürecek bir davadır. Bu davada başarılı olmak için, sadece dışarıdaki düşmanla değil, kendi ruhunuzdaki yorgunlukla da savaşmayı öğrenmelisiniz. Eğer kendi ruhunuzu yıpratırsanız, adaleti kim savunacak? Unutmayın: Kendi sağlığını koruyan, davayı korur!

Kaynak : https://www.radpsynet.org/docs/wollman-burnout.html