Gavroş Mısır’da – M. Şehmus Güzel

Eduardo Castaldo?nun 28 Ocakta Kahire?de çektiği ve 12 Şubat 2011 tarihli Le Monde?un hafta sonu eki Le Monde Magazine?de (s. 23) yayınlanan bu fotoğrafa lütfen dikkatlice bakınız. O sabah polisin saldırısından sonra göstericiler komiserliğe hücum etmek üzere yürüyorlar.

Fotoğraftaki küçük çocuğun sağındaki sevimli ve inanmış iki genç, marka pabuçları, marka montları ve marka cinleriyle, sağındakiler iyi giyimleriyle dikkat çekiyor. Küçük çocuk ise gözlerindeki kararlılıkla, yalın ayak olmasıyla, yüzündeki maskesiyle, iki elinde de kaldırımdan veya hemen yakındaki bir inşaattan koparılmış parçalarla.

Bu çocuk başka bir dünyanın çocuğu. Yanındaki abileri gibi o da özgürlük ve daha çok adalet ve halklar için demokrasi amacıyla yürüyor. Belki biraz daha fazlası için de. Kararlı, inanmış, sevimli gençlerin ve yoksulların sürekli ortak eylemleri sonucu neler olduğunu artık biliyoruz. Mısır?daki gelişmeler büyük ihtimalle henüz tamamıyle bitmemiş olsa da…

Bu fotoğraf ister istemez Victor Hugo?nun Gavroş?unu (Fransızcasıyla Gavroche) ve ona bu konuda ilham verici olan Eugène Delacroix’nın “Halka Rehber Özgürlük” ( « La Liberté guidant le peuple ») tablosundaki sağ elinde havaya kalkık tabancalı çocuğu anımsatıyor. Başka birçok neden yanında edebiyatın resimden etkilendiğinin, esinlendiğinin ender bir örneği olarak bu tablo bilhassa vurgulanmayı hak ediyor. Delacroix, zaman içinde Fransa?da demokrasinin ve cumhuriyetin simgesine dönüşen tablosunu, kimi özgürlüğü kaldıran kimini sınırlayan Fransa kralı X. Charles?a karşı 27, 28 ve 29 Temmuz 1830?da düzenlenen kitlesel isyandan esinlenerek gerçekleştirdi ve 1831?de « Salon de Paris »de sergilendi. X. Charles bu isyanla alaşağı edildi, yerini 9 Ağustos 1830?da Louis-Philippe aldı, « Burjuva Kral », « Burjuvazinin Kralı » veya « Barikatların Kralı » gibi isimlerle de anılan Louis-Philippe 24 Şubat 1848?e kadar iktidarda kaldı. Fransa?nın son kralı olarak tarihe geçti. Döneminde burjuvazi son derece semirdi, emekçiler ve sayıları artan, gelişmekte olan işçi sınıfı akıl almaz boyutlarda sömürüldü ve ezildi. Fransa?da « vahşi kapitalizmin » ve çok ciddi sermeya birikiminin yaşandığı yıllar.
Oysa Delacroix?nun tablosunda yansıttığı gibi kenar mahallelerin emekçileriyle ihtilalci burjuvazi birlikte isyan etmişti. Nitekim tablosunun ismi ve içeriği bunu anlatmayı amaçlıyor : Yapıları gereği birbirine muhalif olması gereken, zıt çıkarlara sahip kenar mahallelerin emekçileriyle ihtilalci burjuvazi özgürlük ugruna ve özgürlük için birlikte isyana kalktılar ve birlikte kazandılar. Özgürlük aşkı bu iki farklı toplumsal sınıfı birleştiriyor.
Ama işler burjuvazinin iktidara sahip olmasıyla emekçilerin aleyhine dönüştü. Bizzat kendisi de büyük ihtilalciler çıkarmış bir aileden gelen Delacroix 1830?da ve sonrasında ihtilalcilerin yanında yer aldı. Hatta kimi yorumcuya göre tablosunda Özgürlük temsilcisi kadının sağındaki şapkalı « kahraman » ressamın özportresidir. Evet ihtilalci burjuvaziyi veya aristokrat kökenli isyancıyı temsil eden « kahramanın » ressamın o günlerdeki haline benzediğini söylemek mümkün. Tabloda emekçiler ve burjuvalar temsil ediliyor. Bir de küçük çocuk var : Büyük olasılıkla kralın
askerlerinden birinden alınmış elbombası ve mermi çantası boynuna çaprazlama asılı, elinde çakar almazıyla minik, kararlı ve inanmış ihtilalci çocuk. Bizi burada ilgilendiren bu çocuktur. Hugo Baba?ya Gavroş tipini yaratmasında ilham veren çocuk.

Evet Victor Hugo, Delacroix?dan aldığı ilhamla Gavroş tipini 1862’de yayınlanan Sefiller’de yarattı. Hugo?nun eserinin sinemaya uyarlanmalarında ve yapıtının değişik ressamlar tarafından resimlendirilmesi sayesinde Gavroş bütün çizgileriyle, bütün boyutlarıyla artık çok iyi tanınıyor. Hugo çocuğun 1820’de doğmasını uygun gördü. Çocuk, çocuk olduğunu bilerek kendisini sevmeyen, dolayısıyla kendisinin de hiç sevmediği baba ve anasından ayrıldı. İki ablasını ve tanımadan bile olsa sokakta bulup yardımcı olduğu iki küçük kardeşini çok sevdi. Gavroş sokağı mesken tuttu. «Eve gidiyorum » yerine « Sokağa gidiyorum » demeyi tercih etti.

Paris’in sağını solunu ama bilhassa solunu iyi tanıdı. Yolkesenleri, mangal yürekli hayat ve sokak kadınlarını, bitirimleri, argonun en afillisini, en iyi türküleri, en iyi seyirlerin nerelerde sahneye konulduğunu ve ihtilalcileri de. Zaman bulunca Bastille?deki « Bastille Fil »inde yatıp kalktı, ama asıl meskeni sokaktı.
Gavroş çocuktur evet ama bu düzenin A’dan Z’ye değiştirilmesi gerektiğini en doğal, en yalın biçimiyle öğrenmiştir. Bütün ruhuyla ihtilalcidir, hakiki ve toplumsal bir Cumhuriyet’in kuruluşu için gözünü budaktan esirgemeyen bir çocuk. Haziran 1832’de Paris’teki cumhuriyetci ayaklanmada Gavroş barikatlarda savaşırken vurulur. Yazar Baba “Bu küçük büyük ruh uçtu” der. Paris’in bir çocuğu var, ormanın bir kuşu, kuşun ismi « minik serçe », çocuğunki Gavroş’tur. Hugo, Gavroş’un 6 Haziran 1832’de Chanvrerie Sokağı’ndaki barikatın önünde mermileri toplarken vurulduğunu yazarak ona tarihi bir yüz kazandırır. Hugo’nun kahramını, küçük tarihi kardeşimiz, yanımızda yürür. Yanlış sokağa sapanlara “Abem ora bizim küçe değildir” demek için. Gavroş’lar yaşarlar ve yol gösterirler. Rehber artık onlardır.
İşte Eduardo Castaldo?nun fotoğrafındaki küçük Mısırlı bu rehberlerden biridir. Onun hayatını kimin yazacağını bugünden bilemiyorum. Mısır?ın sıkı ve gerçek yazarlarından biri mutlaka bu işe el atar diye düşünüyorum. Ama şu kesin 21. yüzyılın başında Victor Hugo?nun Gavroş?u yeni cografyasını bulmuş gibi. Baba Hugo görseydi ne derdi acaba? Kaybedecekleri hiç bir şey kalmayanlar ölüm de dahil her şeyi göze almaya hazırdır. Castaldo?nun fotoğrafı aynı zamanda Mısır?daki, öncesindeki ve sonrasındaki gelişmeleri en çarpıcı haliyle yansıtıyor.
Sıra kimde şimdi?

M. Şehmus Güzel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir