Hatalı Süperego Olur Mu ?
Hatalı Süperego ve Politika
Süperego, bireyin içselleştirdiği ahlaki kuralların, toplumsal normların ve otorite figürlerinin bir bileşimidir. Sağlıklı geliştiğinde adil, tutarlı ve içsel rehberlik sağlayan bir yapı olur. Ancak ödipal çatışmanın çözülememesi ya da çocuklukta tutarsız, cezalandırıcı ebeveyn deneyimleri yaşanması, hatalı süperegoya yol açar. Bu durumda süperego:
- Aşırı cezalandırıcı (en küçük hatayı bile büyük suç gibi gören),
- Çifte standartlı (bazı kişilere ayrıcalık tanıyan, bazılarını ezici),
- Manipülatif (ahlaki dili kendi çıkarı için kullanan)
hale gelir.
Türkiye Örneği
Türkiye’de siyasal söylemde “ahlak”, “namus”, “milli değerler” gibi kavramlar sıkça kullanılır, ancak bu değerler çoğu zaman evrensel etik prensiplerden çok, iktidarın çıkarlarına göre esner. Bu, toplumsal düzeyde hatalı süperego işleyişine benzer:
- Kural kişiye göre değişir: Yandaş için hoşgörü, muhalif için ağır ceza.
- Suçluluk ve utanç üzerinden kontrol: Vatandaşın kendini sürekli “yetersiz” ve “borçlu” hissetmesi.
- Ahlaki söylemin silah olarak kullanılması: Yolsuzluğu eleştirenin “hain” ilan edilmesi, itaat edenin “vatansever” olarak ödüllendirilmesi.
Politik Psikodinamik
Bireysel ölçekte hatalı süperego nasıl insanı sürekli suçluluk duygusuyla baskılıyorsa, politik ölçekte de bu mekanizma halkı kontrol altında tutar:
- İnsanlar içselleştirilmiş otorite sesini sorgulamaz, çünkü bu ses çocukluktan beri “koruyan” figür olarak kodlanmıştır.
- Otoritenin haksızlığını gördüğünde bile, bireyde “isyan edersen kötü evlat/vatandaş olursun” duygusu tetiklenir.
- Bu, eleştirel düşünmeyi değil, itaati ödüllendiren bir toplumsal düzen yaratır.



