Hayat Tıkandığında 4 Adımda Kendini Yeniden Yaratmak: Antik Bir Formül : Maria’nın Aksiyomu

Hiç kendinizi bir yol ayrımında, ne yapacağınızı bilemez halde buldunuz mu? Bir yanda alıştığınız, “güvenli” olan hayatınız, diğer yanda ise sizi çağıran ama korkutan yepyeni bir olasılık… İşte bu sıkışmışlık hissi, aslında hayatınızdaki en büyük dönüşümün başlangıç düdüğü olabilir.

Bugün size psikologların veya yaşam koçlarının değil, binlerce yıl önce yaşamış simyacıların kullandığı gizemli bir formülden bahsedeceğim: Maria’nın Aksiyomu. Psikolojinin derin ismi Carl Jung’un da çalışmalarında sıkça yer verdiği bu formül, aslında kişisel dönüşümün 4 adımlık evrensel bir haritası.

Formül şöyle der: “Bir, iki olur; iki, üç olur; ve üçün içinden dördüncü olarak bir çıkar.”

Kulağa şifreli bir mesaj gibi geliyor, değil mi? Gelin, bu antik bilgeliği kahve eşliğinde, gündelik örneklerle deşifre edelim.

Adım 1: “BİR” – Konforlu Ama Bilinçsiz Bütünlük

Bu, her şeyin “normal” olduğu evredir. Kimliğimiz nettir, sorgulamayız. Hayat bir otomat pilotta gibidir. Bu, bir nevi “bilinçsiz cennet” halidir.

  • Gündelik Örnek (Kariyer): Kendinizi sadece mesleğinizle tanımlıyorsunuz. “Ben bir muhasebeciyim.” Bu kimlik size yetiyor. Maaşınız yatıyor, hayat devam ediyor. İçinizde bir rahatsızlık olsa bile, onu bastırıyorsunuz çünkü mevcut düzen konforlu. Henüz bir çatışma yok, sadece tek ve sorgulanmamış bir “Ben” var.
  • Gündelik Örnek (İlişki): Yıllardır devam eden bir ilişkiniz var. Artık heyecanı kalmamış, belki bazı sorunlar var ama “biz böyleyiz işte” diyerek durumu kabullenmişsiniz. İlişki, tek ve bölünmemiş bir gerçeklik gibi görünüyor.

Bu “bir” hali, durağandır. Gelişim için bir şeylerin sarsılması gerekir.

Adım 2: “İKİ” – Kaçınılmaz Çatışma ve Bölünme

İşte sihrin (ve acının) başladığı yer burası. “Bir” olan şey, iki zıt kutba ayrılır. İçimizde bir savaş başlar. Bu, en sancılı ama en gerekli evredir.

  • Gündelik Örnek (Kariyer): İçinizdeki o rahatsızlık artık bir sese dönüşür. Artık sadece “muhasebeci” değilsinizdir. İçinizde iki rakip kimlik belirir:
    1. Güvenli Ama Ruhsuz Muhasebeci vs. 2. Riskli Ama Tutkulu Fotoğrafçı.Bütün gününüz bu ikisi arasında gidip gelmekle geçer. “İstifa etsem aç kalırım,” diyen ses ile “Bu masada bir gün daha oturursam ruhum ölecek,” diyen ses savaşır. Çoğumuz bu “iki” evresinde sıkışıp kalırız.
  • Gündelik Örnek (İlişki): İlişkideki sorunlar artık halının altına süpürülemez hale gelir. İki seçenek belirir: 1. Alışkanlık İçin Devam Etmek vs. 2. Yalnız Kalma Korkusuna Rağmen Ayrılmak. Bu ikilem, uykularınızı kaçırır.

Adım 3: “ÜÇ” – Yeni Bir Eylem, Yeni Bir Yol

Eğer “iki”nin yarattığı gerilime yeterince katlanabilirseniz, ne birinciyi ne de ikinciyi seçtiğiniz; ikisinin geriliminden doğan üçüncü bir yol belirir. Bu, somut bir eylemdir. Bir köprü kurmaktır.

  • Gündelik Örnek (Kariyer): Ne işi aniden bırakırsınız ne de mutsuzluğa teslim olursunuz. Üçüncü bir yol yaratırsınız: Hafta sonu fotoğrafçılık kursuna yazılırsınız. Bu eylem, ne tamamen eski kimliğinizdir ne de tamamen yeni hayaliniz. İkisinin arasında bir denemedir. Bu “üçüncü” şey, durumu değiştirir. Artık sadece hayal kurmuyorsunuz, bir adım atıyorsunuz.
  • Gündelik Örnek (İlişki): Ne ilişkiyi pat diye bitirirsiniz ne de sorunları görmezden gelirsiniz. Üçüncü bir seçenek olarak çift terapisine başlamaya karar verirsiniz. Bu, durumu izlemek yerine ona aktif olarak müdahale etmektir.

“Üç” hali, dinamiktir ama hala istikrarsızdır. Sonuç henüz belli değildir.

Adım 4: “DÖRDÜNCÜ OLARAK BİR” – Bilinçli ve Yeni Bir Bütünlük

Üçüncü adımda yaptığınız denemeler ve kazandığınız deneyimler sonucunda, artık eski siz değilsinizdir. Eski ve yeni parçalarınız bir araya gelerek daha bilge, daha karmaşık ve daha bütüncül yeni bir “bir” yaratır. Bu, başlangıçtaki bilinçsiz bütünlük gibi değil, bilinçli ve kazanılmış bir bütünlüktür.

  • Gündelik Örnek (Kariyer): Fotoğrafçılık kursundan sonra anlarsınız ki tam zamanlı fotoğrafçı olmak istemiyorsunuz ama yaratıcılığınızı hayatınıza katmak zorundasınız. Belki de muhasebeciliğe devam edip, hafta sonları profesyonel olarak ürün fotoğrafçılığı yapmaya başlarsınız. Artık kimliğiniz ne sadece “muhasebeci” ne de “fotoğrafçı”dır. Siz artık **”analitik yeteneklerini yaratıcılığıyla birleştiren bir birey”**siniz. Bu yeni kimlik, eski “bir”den çok daha zengin ve gerçektir.
  • Gündelik Örnek (İlişki): Terapi süreci sonunda ya ilişkiyi çok daha sağlıklı ve bilinçli bir temelde yeniden inşa edersiniz ya da ayrılığın aslında ikiniz için de en doğru yol olduğunu anlayarak, bunu bir kayıp olarak değil, bir büyüme olarak kabul edersiniz. Her iki durumda da artık eski “biz” değilsinizdir; daha olgun ve bilinçli bir “ben” veya “biz” vardır.

Kısacası, Maria’nın Aksiyomu bize şunu fısıldar: Hayattaki krizler ve çatışmalar, sonumuz değildir. Onlar, daha bütün ve daha gerçek bir “ben” yaratma sürecinin olmazsa olmaz adımlarıdır.

Eğer şu an “iki”nin sancısını çekiyorsanız, unutmayın: Bu, dağıldığınızın değil, yeniden doğmak üzere olduğunuzun işaretidir. Sadece o gerilime dayanıp, o “üçüncü” adımı atmaya cesaret edin.