Hemû Soneyên William Shakespeare (William Shakespeare?in Tüm Soneleri)

(*) Şairliği ve çevirmeliğiyle tanınan Kawa Nemir artık Shakespeare çevirisiyle tanınacak. Zira Nemir, Shakespeare?in bütün sonelerini orijinal dilinden Kürtçeye çevirdi ve çok zor olan bir işin altından kalktı. Nemir bu soneleri çevirmek için uzun zaman çalıştı. Aslında bu kitap onun çeviri tecrübesinin, aktığı yolun bir özeti ve gelişim güzergâhıdır. Kawa Nemir bundan önce de sessiz sedasız iyi çeviriler yaptı: W. Whitman, T.S. Eliot, Ezra Pound, T.E. Hulme, Langston Hughes, William Blake, Emily Dickinson, Seamus Heaney, Ted Hughes gibi şair, yazarları (sahi neden şair, yazar diyoruz ki, şairler yazar değil mi aynı zamanda!)… Sadece bu isimleri görünce Kawa Nemir?in iyi edebiyatı bildiğini, iyi edebiyatı Kürtçede de görmek istediğini anlarız. Bütün bu sessiz sedasız çevirilerden sonra Nemir bu defa hiç de sessiz kalmaması gereken bir iş yaptı ve Shakespeare?in o muhteşem sonelerini, son derece iyi ve anlaşılır bir şekilde Kürtçeye çevirdi. Bilindiği gibi Shakespeare zor çevrilir. Nihayetinde Shakespeare?i Kürtçede görmek ve okumak zevkli. Elimizdeki kitap Hemû Soneyên W. Shakespeare (W. Shakespaere?nin Bütün Soneleri) ismiyle, İngilizce-Kürtçe olarak çıktı.
Kawa Nemir genç bir şair ve çevirmen. 1975 yılında Iğdır?da doğdu. İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü?nde okudu. Daha sonra iki yıl boyunca Eski Yunan Dili ve Edebiyatı Bölümü?nde okudu. Mezopotamya Kültür Merkezi bünyesinde çıkan Jiyana Rewşen ve Rewşen-name dergilerinde editörlük yaptı. 2003 yılında Bajar adında bir yayınevi kurdu. Orada çeşitli kitaplar yayımladı. Nemir bugüne kadar sadece İngilizceden Kürtçeye beş binden fazla şiir çevirdi. Jan Dost?un Mijabad romanını Türkçeye çevirdi. Roman çok iyi olmasa da çevirisi başarılıydı. Nemir?in geçen yıl Salname, daha önceleri ise Bişenga Deşta Dûr ve Selpakfiroş adlı şiir kitapları yayımlandı. Başlangıçta arayış içindeyken dili zor anlaşılan biri olsa da Kawa Nemir, gittikçe daha sadeleşti, kendine özgü bir dil de kurmayı başardı. Acıyı, öfkeyi, hor görülmeyi, dışlananları, ötekileri, sokakları işleyen Nemir kelime oyunlarını iyi kurdu ve Kürtçenin olanaklarından olabildiğince faydalandı.
(*) Abidin Parıltı, 29/01/2010 Tarihli Radikal Gazetesi Kitap Eki

TÜRKÇE TANITIM YAZISI
William Shakespeare. (1564-1616) Büyük İngiliz şair, oyun yazarı, tiyatro adamı ve oyuncusu. Bir dilin yaratılmasının tek bir insanın harcından olamayacağı iddia edilebilirse de bugüne bugün tüm dünyanın dili olan İngilizcenin oluşmasında, güçlenmesinde ve kanatlanmasında Elizabeth döneminin görkemli William Shakespeare?inin rolü, onun inkara gelmez payı apaçıktır.
Shakespeare?in tüm insanlığın belleği üstündeki hükmünden, onun 30?u aşkın oyunundan, Hamlet, Macbeth, Lady Macbeth, Othello, Shylock, Romeo, Juliet, Kral Lear, Caliban, Prospero ve daha birçok oyun kahramanından, dört uzun şiirinden ve henüz aşılamamış bir dizi aşk şiirinden meydana gelmiş 154 sonesinden dolayı, ihtimal ki kendisi de hemen hemen Shakespeare?in çağdaşı olan büyük Kürt şairi Ehmedê Xanî?nin Kürtçe için gördüğü düş, İngilizcede Shakespeare?in eserleriyle gerçekleşmiş, Shakespeare, kendi dilinin bayrağını evrenin çatısına dikmiştir. Fakat o bayrak sadece İngilizce için dalgalanmamış, 400 yıl boyunca tüm insanlığın kazanımı olmuş, çeviri yoluyla bir yığın dünya dilinin payına düşmüştür ve hâlâ da başka birçok dile mal olmaktadır.
William Shakespeare?in tüm eserlerinin Kürt diline, Kurmancî lehçesine çevirme düşünü gerçekleştirme çalışmaları süredursun, William Shakespeare?in Tüm Sonelerinin ilk kez basılışının üstünden geçen 400 yıl sonra, tarihte ilk kez William Shakespeare?in tüm eserlerinden tam bir parça, Hemû Soneyên William Shakespeare (William Shakespeare?in Tüm Soneleri), 154 sonesi, orijinal dil İngilizce ve Kürtçe, bir kitapta, Kawa Nemir?in çevirisiyle Kürt diline mal olup Lîs Yayınevi tarafından yayınlandı.
Bu çeviri, çevirmenin düşü olup 16 yıl süren çalışmalardan süzülmüş, belli bir uyak ve müzik üstüne kurulmuş, esmer bir kadına ve onun eşi benzeri olmayan tatlı meyvesine duyulan sonsuz aşka adanarak diline âşık tüm Kürtlere armağan edilmiştir.
Shakespeare, Kürt sahnelerini Kürtçe sallamadan önce, aşk soneleriyle Kürtlerin kalbini sallayacak.

KÜRTÇE TANITIM YAZISI
William Shakespeare. (1564-1616) Helbestkar, şanonûs, şanoger û lîstikvanê mezin ê Îngilîz. Dibe bê gotin, ku afirandina zimanekî ne xercê mirovekî tektenê ye, lê di peydabûn, zexmbûn û bifirêketina zimanê Îngilîzî de, ku îro ro zimanê hemû cîhanê ye, rola William Shakespeareê şikûdar ê serdema Elizabethê, para wî ya ku tu kes nikare mandel bike, bestbelî ye.
Ji ber hukmê Shakespeare ê li ser bîra hemû mirovahiyê, ji ber lîstikên wî yên ku hejmara wan di ser 30?yî re ye, ji ber pêlewanên lîstikên wî yên mîna Hamlet, Macbeth, Lady Macbeth, Othello, Shylock, Romeo, Juliet, Keyser Lear, Caliban, Prospero û gelekên din, ji ber çar helbestên wî yên dirêj û ji ber 154 soneyên wî yên ku hê jî rêzeke wiha ya helbestên evînê nehatiye nivîsandin, wekî di ser wan re bin, reng e bi hêsanî bê gotin, wekî xewna helbestkarê Kurd ê mezin, Ehmedê Xanî (yê ku hema hema hevçaxê Shakespeare e), xewna wî ya ji bo Kurdî, di Îngilîzî de, bi berhemên Shakespeare pêk hatiye, Shakespeare bûye ew kes, ku ala zimanê xwe li banê gerdûnê çikandiye. Lê wê alê bi tenê ji bo Îngilîzî pêl nedaye, ew ev serê 400 salan e bûye destkeftina hemû mirovahiyê, bi riya wergerê bi para qiyametek zimanên cîhanê ketiye û hê jî bi berdewamî dikişe nava gelek zimanên din.
Xebatên ji bo pêkanîna xewna wergerandina hemû berhemên William Shakespeare bo zimanê Kurdî, zaravayê Kurmancî, li hêlekê berdewam in, lê piştî 400 salên ku di ser yekem car çapbûna Hemû Soneyên William Shakespeare re bihurîn, di dîrokê de, bo cara pêşîn, parçeyekî yekpare ji hemû berhemên William Shakespeare, Hemû Soneyên William Shakespeare, 154 soneyên wî, bi zimanê resen, bi Îngilîzî û bi Kurdî, di pirtûkekê de, bi wergera Kawa Nemir bû malê zimanê Kurdî û ji aliyê Weşanxaneya Lîsê ve hate weşandin.
Ev werger xewna wergêr e, ku di nava xebatên 16 salan re parzûn bû, li ser kêş û muzîkekê hate avakirin, li ser xatirê evîneke bo jineke esmer û fêkiyê wê yê bedewê bedewan bû diyarî bo hemû Kurdên ku evîndarên zimanê xwe ne.
Shakespeare, beriya ku sehneyên şanoya Kurdî bi Kurdî bihejîne, wê bi soneyên xwe yên evînî dilê Kurdan bihejîne.

SHAKESPEARE?İ KÜRTÇE ?OKUMAK? – CANAN AYDIN (Birgün Gazetesi, 07 Şubat 2010)
İngiliz ve dünya edebiyatının büyük yazarlarından Shakespeare?in Lîs Yayınevin?den çıkan bütün soneleri, şair Kawa Nemir tarafından Kürtçe?ye kazandırıldı.
Bugüne kadar İngilizceden Kürtçeye beş binden fazla şiir çeviren Kawa Nemir edebiyata Kürtçe bir gramer kitabıyla başlıyor. T. S. Eliot?tan Emily Dickonson?a, Ted Hughes?tan William Blake?e onlarca edebiyatçının kitaplarını Kürtçeye kazandıran Nemir edebiyatla nefes alanlardan. Asıl gözdesi ise kendi diliyle İngilizcenin temellerini atan Shakespeare. Nemir tam 16 yıl boyunca bu görkemli yazarın iç dünyasına yolculuk yaparak dilin lirik yapısını Kürtçe?ye kazandırıyor. Başka bir dil, başka bir kültürle iletişim kurarak yeniden hayat bulan soneler genç şair, çevirmen Nemir?in yol haritası oluyor. Lîs Yayınevi?nden çıkan Hemu Soneyen W. Shakespeare?in (W. Shakespeare?nin Bütün Soneleri) her satırı, her hecesi, her repliği insanlık yaşadığı sürece taze kalacağını dile getiren Nemir, ayrıca Lîs Yayınevi ile ortak çalışmasıyla yüz romanlık dünya klasikleri serilerinin de yolda olduğunu vurguluyor.

»Kürtçeye çevrilmiş eser sayısı diğer dillere oranla oldukça az. Dolayısıyla çevrilebilecek birçok eser varken neden Shakespeare?i tercih ettin?
Shakespeare?in o görkemli edebiyatının bizim geleneğimizi de anlamaya yardımcı olacağını ve Shakespeare üzerinden Ehmedê Xanî?yi de tanıyabileceğimizi iddia ettiğim için Shakespeare?i çevirmeye başladım. Sadece sonelerini değil oyunlarını da çevirdim. Soneleri çevirmek tabii çok zorlu ve uzun bir yolculuktu. 16 yılımı aldı.
Çevirmenlik dünyasında Shakespeare denince bir durulur. Bundan 16 yıl önce böyle zorlu bir çeviriye giriştiğimde; değişen dinamiklerini yeniden geri alan ve kendini açan Kürtçenin bu görkemli yazarı ne kadar karşılayacağını ben de merak ediyordum. Shakespeare insanı tabii ki korkutan bir yazar, çok katmanlı, çok derin. Mesela ilk çevirmeye çalıştığım sonenin ilk dizelerindeki ?Shakespeare : Shall I compare thee to a summer?s day?? ?Seni bir yaz gününe mi benzetmek, ne gezer?? Kürtçesi (Çi bikim, çi? Te bidim ber rojeke havînê?) dizesini kurmak çok uzun zamanımı aldı.
Bu dizeyi kurduktan sonra, çevirinin hiç kolay olmamakla beraber istenince de imkânsız olmadığını gördüm. Dünya edebiyatından böyle görkemli bir metnin Kürtçeye çevirisi; değişen, modernleşen, yenilenen edebiyatımızın da nerelere doğru kanat açabileceğine dair bir yol haritası oldu.
Shakespeare?in her satırı, her hecesi, her repliği insanlık yaşadığı sürece taze kalacaktır. Onu klasik yapan da budur zaten. Öyle düğümler atmış ki; yeryüzünde, bu derinlikte çok az yazar vardır. Repliklerin bazıları atasözleri gibi kullanılıyor. Korkunç bir külliyat bırakmış ardında. Ve elbette Kürtçe bundan mahrum kalmamalı, kalamazdı da. Tüm külliyatını Kürtçeye çevirmek zorunda olduğumu biliyorum artık. Biliyorum ki Shakespeare?in bize katacağı muazzam şeyler var.

»Çeviride konuşma dilinin sınırları seni zorladı mı?
Mesela, Türkiye?de günlük 200 kelime ile konuşuyorlar. Ama Yaşar Kemal 12 bin kelimeyle roman yazar. İşte sokaktaki dille edebiyat yapılmayacağının karşılığıdır bu. Edebiyatı kuru bir dille, çıplak bir dille yapamayacağımıza göre görkemli yazarları tanımak zorundayız. İşte eskilerden Dante, Firdevsi, bizden Ehmedê Xanî, modernler Faulkner, Joyce, Wilde, Marquese, Yeats, Kafka? Tüm bu yazarları tanımadığımız sürece modernleşmeye çalışan bir edebiyat çok fazla yol alamaz.

»İngiliz dili sence Shakespeare kadar da yoğun ve zengin miydi?
Hayır, İngiliz dili Shakespeare kadar derli toplu değil. Kaldı ki Shakespeare bunun için özel bir çalışma da yapmamıştır. Shakespeare bir dilbilimci değildir, gramerci hiç değildir. Shakespeare sadece bir sanatçı, görkemli bir yazar olarak elinden geldiğince toplumun tüm katmanlarında kullanılan bütün kelimeleri birleştirmiştir. Yazılı eserlerden faydalanmıştır. Klasikleri okumuştur, Latin, Yunan dünyasından faydalanmıştır. Çevirilerden faydalanmıştır. Ve bütün bunları bir potada eritip ortaya koyduğu metinler İngilizcenin kanatlanmasına neden olmuştur. Benim çeviride yaptığım şeyi aslında o da yazarken yapmıştır.
Shakespeare, İngilizcenin bir nevi temellerini atmıştır. Koca 500?600 yıllık İngiliz edebiyatının birikimi ortaya çıkmıştır. O yüzden bu tecrübenin Kürtçe de sınanması çok çok önemliydi.

»Kürtçe, çeviri yaparken Shakespeare?in lirik dil yapısını karşılayabildi mi?
Bu biraz çevirmenle o dil arasında ki ilişkiye bağlı. Çeviri yapanın kim olduğu sorusu çok önemli. Mesela ben bir şairin romandan ziyade şiir çevirmesini isterim. Şiiri bir şair çevirmeli. İyi şiiri iyi şair çevirir. Şiir içinde yaşayan, şiir dünyasına giden, şiir dünyasında devingen yaşam süren bir şair bence şiir çevirmeli. Bir romancı, bir akademisyen şiir çevirmemeli asla. Dil hazırdır ama onu zenginleştirmek için hamal gibi çalışmak gerekir. Eğer zihnimde yoksa kaynaklarda yoksa beklerim ararım, bulurum onu. Kürtçe zaten bunları çoğunlukla karşılayabiliyor. Mühim olan bunu bulup doğru kullanmak.

»Karşılayabildi diyorsun ama Kürtçede çok fazla yazılı metin olmadığı söylenir. Sözlü edebiyatının daha gelişmiş olduğu bilinir.
Bu bir şehir efsanesi. Tamamen yanlış biliniyor. ?Kürtlerde ilk kez modern romanı, metin yazarı Mehmet Uzun?dur? söylemi üzerinden geliştirilen bir şey. Halbuki ondan önce de romancılar var. Mehmet Uzun vardı evet ama yalnız değildi. Bu meseleden haberdar olmadan konuşmakla ilgili.

»Peki Ehmedê Xanî?yi Shakespeare ile özdeşleştiriyorsun. Hangi ortak noktalara dayanarak?
Bir kere dilsel seviyeleri birbirinden eksik değil. Shakespeare ondan fazla değil o Shakespeare?den fazla değil. Çok yakın bir dil dizgeleri var. İkisinin dili zenginleştirme anlayışları var. Ayrıldıkları tek nokta var sadece. Ehmedê Xanî son derece politiktir. Mem û Zîn bir romans olmaktan öte Kürtler?in iç çelişkilerinin, neden bu hâle geldiğini, neden bu düzeyde derinleştiğini anlatan yer yer Kürtlere lanet eden ama özünde Kürtlerin elinden tutmakta. İşte bu noktada ayrışıyorlar. Ama dil dünyası anlamında her ikisi de zengin bir dil kullanıyorlar. Xanî, ondan bir süre sonradır. Ama çağdaş sayıyorum ben onları. Tarihsel rol bağlamında da ikisinin bir denkliği var. Nasıl Shakespeare İngiliz edebiyatının gelişimi için bir dayanak noktasıysa Xanî de bir figürdür bizim için.
Onun dışında bir fark daha var. Xanî tiyatro yazmamıştır. Dönem itibariyle de tiyatro zaten biraz daha Batıda gelişme fırsatı bulmuştur. Aslına bakarsanız Mem û Zîn?in alt metinleri doğru okunabilse ortaya çok büyük bir iş çıkabilir. Açığa çıkarmama gibi bir eksikliğimiz var. Tabii her şeyden önce biz Kürtlerin yapması lazım bunu. Çünkü hiçbir akademisyen, hiçbir iyi okur Xanî?nin alt metinlerinin katmanlı yanını inkâr edemiyor. Yazarlar ve akademisyenler bundan sorumlu olmalı. Ama onlar bu sorumluluklarını yerine getirmiyorlar. Bizim bahsettiğimiz manada okumayı bırak, haberdar bile değiller.

»Daha önce yapılan çevirileri ve Kürt edebiyatının bulunduğu yeri nasıl değerlendiriyorsun?
İlginç olan yazan insan sayısı artarken okuyucu sayısında artma olmadı. Bu herhalde Kürtçenin içinde bulunduğu statüsüzlük durumu. Bunun yanında edebiyatımızı çöplüğe çevirenler de var. Okumaktan yoksun neyi nasıl okuyacağını bilmeden edebiyat yaptığını düşünenler var. Katkıları şöyle ki raflarımız doluyor? Ama ben kesilen ağaçlara üzülüyorum. O kâğıt formalarına üzülüyorum?

»Eserlerini Kürtçeye çevirmek istediğin Türkçe yazan yazarlar var mı?
Nobel?den sonra herkesin ilk aklına gelen Orhan Pamuk. Ama bence çok daha sıkı yazarlar var. Mesela Ayfer Tunç, Faruk Duman gibi. Sema Kaygusuz?un bir kitabını Lal Laleş çevirmişti. Yine Sema Kaygusuz?un ?Yere Düşen Dualar? kitabını çevirmek isterim. Aslı Erdoğan?ın bütün kitaplarını, Oğuz Atayın ?Tutunamayanlar?ını, ya da Tanpınar?dan çevirmek isterim. Yusuf Atılgan?dan çevirmek istiyorum. Şimdilerde şari ve çevirmen Lal Laleş onun ?Anayurt Oteli?ni Kürtçeye çeviriyor.

»Normalde bu projeleri Kültür Bakanlığı?nın desteklemesi gerekmiyor mu?
Kültür Bakanlığı?nın yapabileceği bir projeyi biz sıfır imkânla el attık delicesine yapıyoruz şu anda. Ama durmak yok. İki Shakespeare oyununu Kürtçeye kazandıracağız. 10 yıla kadar tüm külliyatını bitirmeyi düşünüyorum. Çünkü benim hedefim şu anda sadece Shakespeare çalışmak.

?Rahat yaşamak için Türk olmayı istedim?
»Daha önce de birçok eserin çevirisini yaptın. Kürt dilinin gelişmesi için çok ciddi çabaların var. Sonuçta bu dilin bir okulu yok. Sen bu dili nasıl zenginleştirdin?
Aslında okula başlar başlamaz asimile oldum. Tabii ki yoğun bir baskı vardı. Türkçe bilmiyordum. Kürtçe konuştuğumuzdan dolayı hepimiz aşağı yukarı dayak yedik. Türk olmayı istedim. Rahat yaşamak istiyordum. Daha ilkokul 2?3?te iken asimile oldum ben. İstanbul?a geldiğimde, insanların Kütçe konuşmasına tahammül edemiyordum. Acayip ani bir değişim oldu benim için. İlk başta gramer çalıştım. Kürtçe dünyama dönmeye çalıştım. Zaten hayatımın içinde bir dönem Kürtçe vardı. Ama unuttuğum bir şeydi. Bu baskıları yaşayan herkes gibi ben de ilk gençlik zamanlarımda aşırı politiktim. Sonraları politikanın farklı alanlarında yer almaktansa edebiyatı tercih ettim.
Peki ben hangi dilde edebiyat yapacaktım? Kürtçe yapmaya karar verdiğimde denedim, ilk başlarda neredeyse pes edecektim. Çünkü hayatım boyunca bu dili hiç bir okulda görmemişsin. Aslında asimile olmuşsun. Hatta daha kötüsü bu asimilasyon sürecine gönüllü olarak katılmışsın. Başka şeyler düşünüyorsun başka bir hayat istiyorsun. Ama bir Kürt olarak bunun olamayacağını çabuk anladım. Epey bir çalıştım. Bir gramer kitabı buluncaya kadar dahi büyük zorluklar çektim. Tek kaynağım buydu.

?Eski İngilizceye gittikçe Kürtçeye yaklaşıyorum?
»Eski İngilizceye doğru gittiğimde Kürtçeye daha çok yaklaştım diyorsun. Neyi kastediyorsun?
Biz devlet olmadığımız için, TDK gibi bir kurumumuz yok zaten. Aslında devlet olmamak bir yandan avantaj. Bir de şu anda Kürtçe paketlenmiş dil değil. 90?lı yıllarda bir dönem her şeye ad koyma meraklısı entelektüellerimiz vardı. Neyse ki bu dönem erken bitti. Kürtçe bu hataya düşmedi. Kürtçe ilk haline çok yakın kaldığı ve Hint dil grubunda olduğu için doğu kolunda birçok dile yakın. Shakespeare İngilizcesi ve daha öncesine doğru gittiğin zaman Kürtçeye yaklaşıyorsun. İki dilin metinlerini karşılaştırın birçok ortak kök bulacaksınız.

SHAKESPEARE KÜRTÇE SÖYLÜYOR – BAYRAM BALCI (Yeni Özgür Politika, 28 Ocak 2010)
İngiliz ve dünya edebiyatının büyük yazarlarından Shakespeare?in soneleri Kürtçe?ye kazandırıldı. Yazıldıklarından tam 400 yıl sonra Kürtçe?ye çevrilen Shakespeare?in 154 sonesi, şair Kawa Nemir tarafından 16 yıllık çalışma sonucu Kürtçe?ye aktarıldı. ?Hemu Soneyên William Shakespeare? adıyla Lis Yayınları tarafından yayınlanan kitapta Shakespeare?in sonelerinin orjinal İngilizceleri ile Kürtçe çevirileri yan yana bulunuyor. Shakespeare?in sonelerine Kürtçe?ye kazandıran Kawa Nemir ile çeviri sürecini ve Kürt edebiyatını ve Kürtçe yayıncılığı konuştuk.

Shakespeare?in sonelerinin Kürtçe?ye kazandırılması, Kürt edebiyatı için nasıl bir anlam ifade ediyor?
Tek kelimeyle, değişimden, bu topraklarda çok büyük bir zihniyet değişiminden yana olduğumu bir kez daha duyurmak istiyorum. Büyük değişim için zihinleri fethetmenin büyük yöntemlerini bulmak ve kullanmak gerek. Bir Kürt şairi olarak, kültür alanında yaptığım çevirmenlik, editörlük ve yayıncılık gibi birçok işe rağmen, öncelikle bir şair olarak, insanlığın ortak mirası olan görkemli edebiyat eserlerinin asıl dillerinden Kürtçe?ye çevrilmeleri meselesi, benim için, şiirden sonra, yeri doldurulamaz bir iş ve imkansız bir aşk. Bu benim için bir ölüm kalım meselesi.

Kürtler ve Kürt dili hiç kimseye kendini kanıtlamak zorunda değil. Ama şu yırtık pırtık, pürtüklü, eprimiş faşist Paşa eskilerine, Kürtçe?nin bilmem üç yüz beş yüz kelimeden ibaret olduğunu söyleyenlerin çanlarına değil, canlarına ot tıkamak için çalışmalar yapıyoruz yıllardır. Desturu sevmeyiz, ama kaynaklarından sökün edip gelen Kürt dili ve edebiyatı, hem çok bi kendi, hem de çok bi dünyalı olmak gayretinde. Bu yüzden, Shakespeare?in bütün sonelerinin Kürtçe?de denenmiş olması, geleneğine, kaynaklarına çalışan ve sonra kendini güçlü yenileme isteğiyle kanatlanan Kürtçe?nin daha nerelere açılabileceğine dair bir kıvılcımdır. Ve bittabi Kürt edebiyatı dünyanın büyük seslerinden mahrum kalamaz, kalmamalı. Dünyaya Kürtçe?nin penceresinden bakmak, bizi sağlıklı ve mutlu kılar.

Neden özellikle Shakespeare?in sonelerini tercih ettiniz?
Aslında kitabın önsözünde çok geniş bahsettim bunlardan, özetle diyeyim ki, bir şiir biçimi olan soneyi tarih boyunca birçok büyük şair denemiştir ve günümüzde de birçok dilde sone biçiminde şiirler hala da yazılmaktadır, ama sone formunda ustalık babında ne büyük İtalyan şairler Dante Alighieri ve Petrarca, ne de İngiliz şair Edmund Spenser, Shakespeare?in sone yazmaktaki ustalığına erişmişlerdir. Shakespeare?in 154 sonesini, çağların toplumsal ve bireysel psikolojisine dair sağlam bilgiyi yüklenip gelmelerinden dolayı, kör tutkuya saplanmış umutsuz aşkı anlatıp da bize hala güç verebilmelerinden dolayı Kürtçe?ye çevirmeyi tercih ettim.

Bireyin ruhsal serüveninin beklenmedik şeylere yol açabileceğine inananlardanım. Yarım yüzyıldan fazla bir zaman önce Urfa?nın Halfeti ilçesinin Amara köyünde bozkırın kurak zamanına ve mekanına bakan Abdullah adlı çocuğun şimdiki zaman ve mekan itibariyle yol açtıklarına bakmak, haddinden fazla yeterlidir bence. Küçük gibi görünen tercihler ve büyük olmalarını umduğum sonuçlardır bunlar.

Shakespeare, bir dilin, İngilizce?nin oluşmasında, güçlenmesinde ve kanatlanmasında büyük rolü olmuş bir şair ve oyun yazarı. Shakespeare?in hemen hemen çağdaşı olan büyük Kürt şairi Ehmedê Xanî de Kürtçe için benzer çaba ve düş içindeydi. Shakespeare?in İngilizce, Xanî?nin Kürtçe için önemi nedir?
Bence Shakespeare Xanî?yi gösterir. Benim zihinsel dünyamda bu budur. Benim bu karşılaştırmalı ?görme? biçimim, bizi Xanî üzerinden Shakespeare ve tüm büyük dünyalılarla kardeş yapar. Shakespeare; 154 sone, yığınla tiyatro oyunu, dört uzun şiir yazmış koca bir dev deyip de Xanî?yle ne alaka diyenleri de biliyorum bilmesine, ben de böyle diyen bir Kürt?e ya da konudan bihaber bir yabancıya diyorum ki, keşke Kürtler Mem û Zîn?in değerini yeterince bilseler. Önemli olan sayı değil, kimliğin oluşumun süreçlerinde bir eserin ve bir şahsiyetin tarihsel kurucu rolü. Bu anlamda hep diyorum ki, Shakespeare, dünya için ve İngilizce için ne ifade ediyorsa büyüklük anlamında, Xanî de bizim için odur ve Xanî?nin talihsizliği şuradadır ki biz onu Kürtçe?den dünya dillerine henüz yeterince çeviremedik.

Soneleri ne kadar süre içinde çevirdiniz?
16 yılda. Benim Kürtçe?ye içkin maceramın bir tutanağı sayılabilir Shakespeare?den yaptığım çeviriler. Dilsel tercihlerimi, farklı seyirlerde izlemiş bilgi düzeyimi herhangi biri bu çevirilerimin geçirdiği süreçlere bakarak görebilir. Örneğin, ben Shakespeare?den ilk parça çevirilerimi küçük bir dosya halinde, 1997 yılında, editörü olduğum Jiyana Rewşen dergisinde yayınlamıştım ve elbette o parçalar kafiyesiz, sallapati denemelerdi. Sonra bu çeviriler birçok aşamalardan geçe geçe, birkaç kez daha 2000?li yıllarda Tîroj, Çirusk ve W gibi dergilerde parça parça yayınlandıktan sonra bugünlere geldiler.

16 yıl süren bu çalışmanızın Kürtçe?de nasıl bir karşılık oluşturmasının bekliyorsunuz?
Xanî?nin Kürtçeyle ilgili bir derdi var. Kürtçe için, bu kumaşın alıcısı yok, diyor Xanî. Günümüze uyarlarsak, Xanî?nin düşü, Kürt?ün birliğidir, anlaşabilmesidir; Gürcü sınırlarından Arap çöllerine kadar sınır hatları boyunca esir edilmiş, hepimizin sürekli yağmalanan sevgili Kürdistan?ıdır. İşte ben Kürdistan?da, bir Ahmed Arif?miş, bir Sezai Karakoç?muş, onların Kürt?ün baş belası envai çeşit torunlarıymış, bunların yerine Xanî?yle birlikte söyleyen ve miras babında edebiyatımızı ayağa kaldıracak bir Shakespeare?in sonelerinin Kürt gençlerinin dilinde Kürtçe karşılık bulmasını bekliyorum. Bu tutkumu herkesle paylaşıyorum. Karşılığı, yeni hayatlar olmalı, olabildiğince.

Shakespeare, sonelerinin 400 yıl sonra Kürtçe?ye kazandırılmasının modern Kürt edebiyatına nasıl bir katkısı olabilir?
Modernleşmeye çalışan bir edebiyatın dünyanın büyük yazarlarını, insanlığın ortak hazinesini oluşturmuş dev isimlerini kendinde deneyimlemesi, kaçınılmazdır. Kürtçe, ne yazık ki gövdemizi ve ruhumuzu işgal edenlerce haddinden fazla tahrip edilmiş, ama bence zarafetinde, hazinesinde müthiş direnmiş bir dildir. Konumuz Shakespeare olduğu için diyorum, Shakespeare gibi zor ve dev bir yazar, 400 yıl gibi bir gecikmeyle bir dil uyandırma (ve işgalcileri bile utandırma) saati gibi çalıp bizleri bu zarafete ve zenginliğe uyandıracaktır. Sonelerin bana 16 yıl boyunca yaşattığı zorluklardan sonra bu meseleye biraz da böyle bu ironik cevaplarla yaklaşma hakkım var sanırım.

Siz aynı zamanda hem bir şair, hem de Kürt edebiyatı ve şiiri konusunda araştırma ve incelemelerinizle tanınıyorsunuz. Başka çalışmalarınız var mı?
Şimdilerde hasta olan sevgili babam, bir zamanlar bana demişti ki, ?Ben, senin adam olacağını sanıyordum, sen gidip şair oldun?. Sağ olsun, Kürtçe?nin beni götürdüğü kapılara gitmeden edemedim, edemiyorum. Kuşağım Rewşen ile birlikte yirmi yılda başladığımız ve vardığımız yere baktığımda, bazen ben de şaşırıyorum. Ama zekadan ve vicdandan yoksun en yakınımdakilere rağmen, uçurumu kendime yurt edinip durmadan çalışıyorum ve biten çalışmalar biriktikçe birikmekte. Geçen yıl çıkan Salname adlı üçüncü şiir kitabımdan sonra son şiirler var çok kısa parçalardan oluşan, Jidayîkbuneke Din (Başka Bir Doğum) adında yeni bir kitap. Ayrıca tüm edebiyat yaşamım boyunca yazdığım hepi topu on iki öyküm ve İngiliz, Amerikan ve İrlanda edebiyatlarından yaptığım ve basılmayı bekleyen 80 civarında çeviri kitabım var. Ayrıca yılda en azından iki Shakespeare oyunu Kürtçemize katılacak. İlk ikisi, Xewna Şeveke Havînê (Bir Yaz Gecesi Rüyası) ve Romeo u Juliet (Romeo ve Juliet); onları bu yıl basacağız. Ardından sırasıyla Hamlet, Macbeth vd. diye devam edecek. Üstünde çalıştığım bir de romanım var.

Lîs Yayınevi?nde bir yandan da editörlük yapıyorsunuz. Kürtçe yayıncılık zorlu bir alan. İmkansızlıklar içinde inatla yayıncılığı sürdürmenizini sırrı nedir?
Öncelikle insanın kendini Kürtçe?nin kültür, sanat ve edebiyat dünyasına tam anlamıyla adamasıyla ilgili bir şey. Rewşen kuşağının biriktirdiği bir insan malzemesi var ve elimizde bundan başka da sermaye yok. Şair, çevirmen ve yayın yönetmenimiz Lal Laleş, romancı ve sanatçı Şener Özmen, yazar Mîran Janbar, Jan Çiya ve yazar Dilawer Zeraq, büyük zorluklara göğüs geriyorlar ve sanırım birlikte güzel işler çıkarıyoruz. Ama elbette iman kuvvetiyle sonsuza dek gitmez bu yaptığımız işler. Biz, hayalperestiz, ama bir o kadar da gerçekçiyiz ve desteklenme anlamında değişimden ve kendi aidiyetinden yana olan okurlarımızı, ulusal kurumlarımızı, yerel yönetimlerimizi ve ellerinde büyük imkanları olan her Kürt?ü yanımızda görmek istiyoruz. Yayınevimizin sürdürdüğü diziler içinde, editörü ve çevirmenlerinden biri olduğum yüz eserlik Dünya Edebiyatı dizimizin özellikle desteklendiğini görmek istiyoruz. Böyle bir projeyi günümüzde ancak devletlerin kültür bakanlıkları yapabiliyor.

İngilizce Kürt şiiri antolojisi hazırlanmalıdır
Güçlü -güçlü olduğunu özellikle vurgulamak isterim- geleneğinden kök salmaya çalışan, iddialı, başka dillerce henüz keşfedilmemiş bir kıtadır Kürt şiiri. Bu dilin donanımlı sayılabilecek, şair gibi şairleri var. Mağduriyet psikolojisinden kurtulmuş deli çocukları var bu şiirin. Kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısıyla, bu dilin adlarını saysam unuttuklarıma haksızlık edebileceğim dünya ayarında şairleri var. Ve bu Kürt şiiri, Kürt toplumunun değişim sürecinin ana motorudur. Gizli bir güçtür. Bazıları, bu, roman olmalı, der, (belki), ama ben bu konuda Kürt şiirinin dünya şiiri içinde muhteşem bir damar olduğunda ısrarlıyım. Acilen -en acilinden- bir İngilizce Kürt şiiri antolojisi yapılmalıdır, derim. Benim yaptıklarıma ve yapacaklarıma destek vereceklere, li ser çavan demek istiyorum…

Kitabın Künyesi
Hemû Soneyên W. Shakespeare
W. Shakespeare
Çeviren: Kawa Nemir
Lis Yayınları
2010, 362 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir