İnsan ve Toprak Arasındaki Yemin: Wordsworth’ün “Çoban Michael” Trajedisi

Baba Ocağı mı, Yoksa Şehrin Bataklığı mı? Kaybolan Oğlun Acısı

Yazar: Jungish

(Doğanın Kutsallığı ve Koparılan Birlik)


Aziz Okuyucularım, Ey Toprağına Bağlı Kalanlar!

Şimdi size, İngiliz Romantizminin o büyük şairi William Wordsworth’ün, sadece bir çobanın değil, insan ruhunun doğayla kurduğu yeminini anlatan o hüzünlü destanından bahsedeceğim: “Michael: Bir Pastoral Şiir.”

Bu şiir, öyle alelade bir masal değildir; bu, sanayileşmenin ve kentsel hayatın yozlaşmasının, geleneksel değerleri nasıl kurban ettiğini gösteren zamansız bir ağıttır.

I. Çoban Michael ve Toprağın Kutsallığı

Şiirin merkezinde, İngiltere’nin o görkemli Göller Bölgesi’nde, yaşlı karısı Isabel ile yaşayan Çoban Michael vardır.

  1. Emek ve Onur: Michael için emek, sadece para kazanmak değil, kutsal bir ibadettir. O, yün eğirerek, koyunlarını güderek ve zorlu doğayla mücadele ederek var olmuştur. Toprak, onunla bir kan bağı kurmuştur.
  2. Son Umut: Luke: Michael ve Isabel’in tek oğlu Luke vardır. Luke, ailenin soyunu, emeğini ve toprakla kurulan o kutsal yemini sürdürecek tek mirastır. Yaşlı çift, bütün umutlarını ve sevgilerini bu oğlana bağlamıştır.

II. O Yıkımın Sembolü: Yarım Kalmış Koyun Ağılı

Hikâyenin trajedisi, yarım kalmış bir yapı etrafında döner. Michael, oğluna olan bağını ve ondan beklentisini göstermek için bir koyun ağılı (sheepfold) inşa etmeye başlar.

  • Ağılın Manası: Bu ağıl, Luke’un mirası ve babayla kurduğu devamlılık sözleşmesidir. Michael ve Luke, bu ağılı birlikte inşa ederler, taşları omuzlarlar. Bu, sadece bir yapı değil, babanın hayalleriyle, oğlunun geleceğinin harcıdır.

III. Şehrin Zehri ve Kırılan Yemin

Trajedi, Luke’un uzaklaşma zorunluluğuyla başlar.

  1. Maddi Zorunluluk: Bir akrabanın borcu yüzünden, Michael’ın ailenin onurunu koruması gerekir. Kalbi kırılarak, Luke’u şehrin o koca, ahlaksız dünyasına (ki şiirde kötülüğün merkezi addedilir) para kazanması için gönderir.
  2. Kırılan Zincir: Luke, babasına dönme ve mirası sürdürme sözü verir. Ancak şehir, Luke’u yutar. Kentin parlaklığı, tembelliği ve yozlaşması, onu baştan çıkarır. Luke, sefil bir hayata saplanır ve bir daha geri dönmez.
  3. Babanın Yıkımı: Michael’ın hayatı, Luke’un dönüşü olmayan ihanetiyle paramparça olur. Yaşlı adam, günlerini o yarım kalmış koyun ağılını ziyaret ederek geçirir. Ağıl, artık bir yapı değil, kaybolan umudun ve kırılan yeminin soğuk bir anıtıdır.

Sonuç: Toprağın Laneti

Wordsworth, bu hikâyeyle şunu söyler: Sanayi devrimi ve kapitalizmin getirdiği maddi hırs, insanı kendi doğal, ahlaki köklerinden koparır. Luke, sadece babasına ihanet etmedi; kendi doğasına, emeğin kutsallığına ve toprağın ruhuna ihanet etti.

Şiirin sonunda, Michael ölür, Isabel kısa süre sonra onu takip eder ve yarım kalan ağıl bile zamanla yıkılır gider. Geriye, insanın büyük vaatleri uğruna, asıl değerini nasıl terk ettiğinin ibretlik bir hikayesi kalır.