Kabul Edilmek Değil, Var Olmak: Sevginin Gerçek Özgürlüğü
İlişkilerdeki O Yalancı Ayna ve İçimizdeki Boşluk
Yazar: Jungish
(Sevgi, Ne Zaman Bir Dilencilik Sanatı Olmaktan Çıkar?)
Aziz Okuyucularım, Ey Kalbinde Yetersizlik Taşıyanlar!
Şimdi size, aşkın ve sevginin en karmaşık düğümünü çözecek bir hakikatten bahsedeceğim: Gerçek sevgi, kabul edilme ihtiyacının bir yansıması olmaktan çıktığı an başlar.
Çoğumuz, sevgi peşinde koşarken, aslında kendi içimizdeki boşluğu, yetersizlik duygusunu ve onaylanma açlığını gidermeye çalışırız. Sevgi dediğimiz o ulvi duygu, bir anda “kabul edilme ihtiyacımızın” ürünü olan, çaresiz bir dilencilik sanatına dönüşür.
I. Gündelik Hayatta “Kabul Edilme” Zinciri
Bu durum, en masum görünen ilişkilerimizde bile sinsice işler. İşte sevginin, kabul edilmeye bağımlı olduğu anlar:
- “Başarılı Olduğum İçin Sevilirim” Yanılgısı:
- Örnek: Bir çalışan, patronunun takdirini kazanmak için sürekli fazla mesai yapar, sınırlarını aşar. O, işi sevdiğinden değil, “işte başarılı olursam değerliyim ve kabul edilirim” düşüncesiyle hareket eder. Sevgilisi de, ondan sürekli “mükemmel sevgili” rolünü oynamasını bekler. Bu, koşulsuz sevgi değil, koşullu bir anlaşmadır.
- Kıskançlık ve Kontrol:
- Örnek: Partnerlerden biri, diğerinin sosyal çevresini, giyimini veya hobilerini kontrol etmeye kalkar. Bu kontrolün ardında sevgi değil, terk edilme korkusu ve “Eğer beni başkası onaylarsa, sen beni terk edersin” kaygısı yatar. Bu kişi, partnerini sevdiği için değil, kaybetmekten korktuğu için bağlamak ister.
- Kendini Feda Etme Tuzağı:
- Örnek: Bir anne, eşi veya arkadaşı tarafından sürekli kullanıldığını hisseder, ama itiraz etmez. Çünkü “Hayır dersem, sevgimi kaybederim ve reddedilirim” diye korkar. Bu, sevginin değil, kendi varoluşunu garanti altına alma çabasının bir sonucudur.
II. Özgürlüğe Geçiş: Boşluğu Dışarıda Aramayı Bırakmak
Gerçek sevgi, o dilencilikten kurtulduğumuz an başlar.
- İçsel Bütünlüğün Kazanılması: Woodman’ın dediği gibi, bireyin önce kendi içsel bütünlüğüne ulaşması gerekir. Bu, “Ben başkasının onayına ihtiyacım olmadan da değerliyim” bilgisini içselleştirmektir. Bu bilgi, o kabul edilme açlığından gelen boşluğu doldurur.
- Kabul Etmek Değil, Desteklemek: Gerçek sevgi, partnerinizi sizi onaylaması için zorlamak yerine, onun otantik benliğini olduğu gibi desteklemektir. Siz, onun kusurlarını, farklı ritmini ve batağını kabul ettiğinizde; o kişi, size maskesiz, gerçek benliğini sunar.
- İradenin Ortaklığı: Sevgi, “yapılması gerekenler” listesinden (shoulds, oughts) kurtulur. Sevgi, iki özgür iradenin (Damat ve Gelin) ortak yaratıcılığıdır.



