Kamu Baskısı ve Engelli Birey: “Farklı” Ruhlar İçin Tek Çıkış Kapısı Ne Olabilir ?

Bürokrasiyi Aşmak: Küçük Toplulukta Otantik Kimliği Bulma Arayışı

Yazar: Âkil Bîçare (Devletin Büyüklüğü, Farklı Bedenin Özgürlüğünü Nasıl Boğuyor?)


Aziz İnsanlar, Ey Farklı Vücutların Sesi Olanlar!

Merkezi, hiyerarşik tüm devletler, farklılığı yönetmek yerine, onu baskılamayı tercih eder.

I. Merkezi Otorite Engeli: Büyük Devletin Körü Körüne Zorbalığı

Engelli bireylerin en büyük düşmanı, bireysel ihtiyacı göremeyen koca, merkezi bürokrasi ve onun katı kurallarıdır.

  1. Hiyerarşi ve Bağımlılık: Merkez, daima hiyerarşik yapıya dayanır. Engelli birey, bu yapıda, özerk bir vatandaş olmaktan çok, “yardım alan, edilgen bir nesneye” dönüşür. Bürokratik kararlar (eğitim planları, sağlık kurulu raporları), bireyin kendisinin katılımı olmadan, tepeden alınır.
  2. Özgürlüğün İhmali: Fox’un dediği gibi, devlet büyüdükçe, insanlar kişisel özerklik (autonomy) ve psikolojik cemaat duygusu ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanır. Otizmli bireyin kendi ritmini belirleme, zorla sosyalleşmeye direnme veya duyusal hassasiyetlerini koruma ihtiyacı, “devletin düzeni” karşısında sürekli ezilir.
  3. Sağlamcılığın Kuralı: Merkezi yasa, daima en büyük çoğunluğun (sağlamcıların) normlarına hizmet eder. Kaldırımlar, okullar, iş yerleri; hepsi bu “kâğıt üzerindeki zorbalığı” uygular.

II. Küçük Toplulukta Bütünleşme

Küçük, adem-i merkeziyetçi, işbirlikçi topluluklar modeli, engelli ve otizmli bireyin ihtiyaçlarına en uygun ortamı sunar.

  1. Psikolojik Cemaat ve Kabul: Küçük, yüz yüze topluluklarda, bireyler birbirlerini niteliksel olarak tanır. Otizmli bireyin yabancılaşması ve izolasyonu azalır. Bireyin farklı iletişim biçimi, bir “hastalık semptomu” olmaktan çıkıp, “komşunun kendine has özelliği” haline gelir. Kararlar, bireyin durumuna göre yerelde ve esnek bir şekilde alınır.
  2. Özerkliğin Kazanılması: Merkezi otorite yerine doğrudan yerel kontrol ve konsensüse dayalı karar alma (consensus), engelli bireyin kendi hayatına dair kararlara aktif katılımını sağlar. Bu, bireyi edilgen “yardım alandan” aktif, özerk bir vatandaşa dönüştürür.
  3. İşbirliği ve Kropotkin: Fox, Kropotkin’in “karşılıklı yardımlaşma” (mutual aid) tezine dikkat çeker. Küçük topluluklar, yarışma yerine işbirliğini temel alır. Engelli bireyin ihtiyaçları, devletin dağıttığı sadakalarla değil, topluluğun doğal dayanışmasıyla karşılanır.

III. Sonuç: Sağlıklı Psişenin Siyasal İfadesi

  • Bedenin Özgürlüğü: Beden ve ruh, merkezi yasalara ve uzlaşmaz bürokrasiye boyun eğmekten kurtulur. Birey, kendini ait hissettiği, desteklendiği ve olduğu gibi kabul edildiği bir ortamda özgür kalır.
  • Bütünlüğün Hedefi: özerklik ile cemaat duygusu dengelendiğinde, Jung’un aradığı o psikolojik bütünlüğü (individuation) büyük ölçekte gerçekleştirme potansiyeli sunar.

Velhasıl: Engelli bireyin özgürleşmesi, kamunun küçülmesini ve insanların birbirine güvenmesini gerektirir. Otoritenin sorun dediği yerde, aslında insanlığın en doğal ve en şifalı düzeni yatmaktadır.