Kızıl Ütopya – Canan Koçak
Başımızı gökyüzüne çevirip şöyle bir baktığımızda o küçük aklımızdan neler geçer kim bilir? Küçük dedim yanlış anlaşılmasın, sonsuz evren ve uçsuz bucaksız uzay boşluğu düşünüldüğünde kim olursa olsun minicikleşir böylesi bir enginlikte. Hayal kurmak serbest tabi, güneş sistemindeki gezegenler dahil, kurgulanan ve acaba diğer gezegenlerde hayat bulma şansı ne kadar? gibi soruların çoğaltılması da mümkün. Eminim yüzlerce yıldır insanlar tarafından sorulmakta ve hayali cevaplara yol açmakta buna benzer sorular. Kuşkusuz cevaplarını bilimsel uzay çalışmaları ile bulacak bu soruların bizi ilgilendiren tarafı ise romanlara konu olmuş kurmaca tarafları.
Beni en çok etkileyen bilim kurgu romanlarından birisi Ursula Le Guin?in ?Mülksüzler?i olmuştu. Annares ve Urras isimli kurmaca iki Dünya sisteminden yola çıkan Le Guin, Anarşizmin yaşandığı Annares?ten Shevek isimli bir karakterin, kapitalizmin yaşandığı Urras devletine yaptığı yolculuğu konu edinir. Kuşkusuz Le Guin?in iki dünya sistemini Shevek?in yaptığı bu yolculukla karşılaştırması, kapitalizmin yoğun eleştirisi anlamına gelmiş ve romanı ünlü yapan temel sebeplerden biri de başarılı kurgusu ve bu politik eleştirileri olmuştur.
Bilim kurgu romanlarda politik konuların işlenmesi pek nadir olan bir durumdur. Bu tür romanların konuları tamamı kurgudur kurgu olmasına fakat bazen istekle ve özlemle beklenen toplumsal projelerinde resmedildiği dünyalar olmuşlardır. Üstelik bilimsel olarak bu tür romanlarda ele alınan başlıkların gelecekte yaşanacak gelişmeleri ne kadar anlatabildiği de zaman zaman önem kazanır. Tıpkı Lenin?in Bolşevik Partisi?nden çalışma arkadaşı Aleksandr Bogdanov?un 1908 yılında ?Kızıl Yıldız? romanını yazarak yaptığı gibi. Bogdanov romanda atom enerjisinin kullanımı, bilgisayar ve üç boyutlu internetten sözedişi ve insanoğlunun uzaya adım atışını tasvir etmesi ile o dönemde hayal edilmesi dahi imkansız olan birçok bilimsel başlıktan bahsederek inanması güç bir öngörüye sahip olduğunu gösterir.
Lenin?e kafa tutan bir Bolşevik
Bogdanov?un yaşamı açısından da romanın yazıldığı dönem önemlidir. 1905 Rus Devrimi’nin yenilgiye uğramasından sonra, Bogdanov, Duma’daki Sosyal Demokrat vekillerin geri çağrılmasını, partinin tamamen yer altına çekilmesini savunur ve bu konuda karşıt fikirlerde olan Lenin’le karşı karşıya gelir. Uzun süre devam eden bu karşıtlık 1908 yılında tamamen uzlaşmaz bir hale gelir. Bu ayrışmada Bolşeviklerin çoğunluğu Lenin’in yanında yer alırken, sonuçta Bogdanov Bolşeviklerden uzaklaştırılır. Lenin bu dönem kaleme aldığı “Materyalizm ve Ampiryokritisizm” kitabıyla Bogdanov’u felsefi idealizmle yapmakla suçlar. Asıl mesleği iktisatçı, filozof ve doğa bilimci olan Bogdanov, Sovyet Devrimi sonrasına değin politik ve bilimsel faaliyetlerde bulunur. Yaptığı politik faaliyetler sebebi ile hükümet muhalifi olarak değerlendirilir. 1926 yılında üzerinde uzmanlaştığı Hematoloji ve Kan Transfüzyonu Enstitüsü’nü kurar.1928 yılında kendi üzerinde yaptığı bir kan transfüzyonu deneyi sırasında, öğrencisinden kaptığı sıtma ve tüberküloz bakterileri nedeniyle hayatını kaybeder. Bazı aydınlar, Bogdanov’un bu şekilde intihar ettiği iddiasında bulunur. Bu iddiaya kanıt olarak da, Bogdanov’un son deneyinden önce yazdığı gerilimli politik mektuplar gösterilir.
Sosyalist Ütopya ve Mars
Kuşkusuz bugün Güneş sistemindeki gezgenler içinde su ve yaşam içermesi en muhtemel olduğu düşünülen gezegen Mars?tır. O dönem itibariyle Mars henüz 1877 keşfedilen ve hakkında pek az şey bilinen bir gezegenken Bogdanov?un romanına konu olur.
Roman karısı tarafından terkedilmiş Leonid isimli Rus Devrimcinin, bütün hayatını bırakarak, Marslı Menni tarafından Mars?a gitmeye ikna edilişi ile başlar. Sonradan öğrendiği gerçeklere göre o, yapısında mümkün olduğunca daha fazla sağlık, esneklik, akıllıca çalışma yeteneği, daha az bireysel bağlılığı ve daha az bireyciliği olduğu için bütün insanlık arasından seçilmiştir. Amaçları Rus Devrimci Leonid aracılığı ile Dünya?nın Devrimci dönüşümüne yardımcı olabilmektir. Eşitlikçi fabrika çalışma tarzı, yüzlerinden kaygı değil, sakin bir dikkat ifadesi taşıyan işçileri, doğa ve çevreyle uyumlu mutlu çocuk yuvaları ve çatışmasız barış içinde yaşayan Mars gezegeninde betimlenen tüm bu özellikleri ile Mars, adeta Bogdanov?un kelimeleriyle resmedilen bir sosyalizm projesi olmuştur. Ne mutlu ki ona, 1908?de bir hayal ürünüymüş gibi tasvir ettiği sosyalist toplumun varlığına, 1917?de gerçek Rus devrimi ile bizzat kuruluşunda yer alarak tanıklık etmiştir.
Yazan: Canan Koçak
Kitabın Künyesi
Kızıl Yıldız,
Aleksandr Bogdanov,
Çeviri: Ayşe Hacıhasanoğlu,
Yordam Kitap,
Baskı Tarihi: Temmuz 2009
192 sayfa