Lanetli – Chuck Palahniuk

Orada mısın, Şeytan? Benim ben, Madison. Şimdi geldim buraya, Cehennem’e; ve belki de aşırı doz marihuanadan ölmek dışında hiçbir şey benim hatam değil. Belki de şişman? gerçek bir domuzcuk oldu-ğum için düştüm Cehennem’e. Kendine saygın yeterli olmadığı için Cehennem’e gidilebiliyor mu bilmiyorum ama ben bu yüzden buradayım. Keşke yalan söyle-yip, sarı saçlarım ve iri göğüslerimle bir deri bir kemik olduğumu anlatabilseydim sana. İnan bana, şişma-nım ama çok iyi nedenlerim var bunun için. Önce kendimi takdim edeyim?

İşte böyle başlıyor daha on üç yaşındaki, narsist ve milyarder bir Hollywood yıldızının kızı Madison Spen-cer’ın heyecanlı, eğlenceli, biraz da korkunç Cehen-nem macerası?

Dünyaya dair hatırladığı son şey, lüks bir otomobile bindiği ve uykuya daldığıdır. Sonra Cehennem’de bir hücrede uyanır. Yan hücrelerde kalan kendisi gibi genç günahkârlardan oluşan renkli bir grupla tıraş bıçağı, peçete ve izmarit atıkları, kırık camlar, kepek, zalim tarihsel şahsiyetler, bok, salya, balgam, cerahat dolu bataklıklar, göller ve okyanuslarla, her çeşit iblisle dolu ve elbette dehşetli ateşlerin yandığı Cehennem topraklarında zorlu bir yolculuğa çıkarlar. Baştan sona olağanüstü zeki gözlemlerle, toplumsal eleştiriyle, şiddetle, hicivle, akılla ve aşkla örülü, çok katmanlı ama büyük bir zevkle okunacak, sizi asla yanıltmayacak, o her zamanki irkiltici ama eğlenceli Palahniuk kitaplarından biri, Lanetli.
(Tanıtım Bülteninden)

Her yer cehennem, her yer direniş – A. Ömer Türkeş
(http://kitap.radikal.com.tr/, 22.03.2014)
Lanetli, toplumsal eleştiriyle, hicivle örülü, çokkatmanlı ama büyük bir zevkle okunacak, her zamanki eğlenceli Palahniuk kitaplarından biri.
?Orada mısın, Şeytan? Benim ben, Madison. Şimdi geldim buraya, Cehennem?e; ve belki de aşırı doz marihuanadan ölmek dışında hiçbir şey benim hatam değil. Belki de şişman, gerçek bir domuzcuk olduğum için düştüm Cehennem?e. Kendine saygın yeterli olmadığı için Cehennem?e gidilebiliyor mu bilmiyorum ama ben bu yüzden buradayım. Keşke yalan söyleyip, sarı saçlarım ve iri göğüslerimle bir deri bir kemik olduğumu anlatabilseydim sana. İnan bana, şişmanım ama çok iyi nedenlerim var bunun için. Önce kendimi takdim edeyim…?

Ölen, gözlerini açtığında kendisini cehnnemde bulan on üç yaşındaki bir kızın şeytanla ?dansı? işte böyle başlıyor. Dünyaya dair hatırladığı son şey, lüks bir otomobile bindiği ve uykuya daldığı. Oscar ödüllerinin verildiği, Madison?un 13 yaşına bastığı günde gerçekleşen ölüm aşırı doza bağlı gibi görünüyor. Hikâye ilerledikçe gerek Madison?un hayatı gerekse de ölümü hakkında daha fazla malumat sahibi oluyoruz. Eski beatnik, eski hippi, eski rastalı, eski anarşist ama yenilerde zengin ve ünlü bir ailesi var Madison?un. Annesi narsist bir Holywood yıldızı, babası milyarder bir film yapımcısı. Güzel ve ünlü bir film yıldızının kızı olarak, bedene ve cinselliğe odaklanmış bir evde büyümesi, tombul bedeninden utanmasına neden olmuş. İsviçre?deki yatılı okulu yedinci sınıfa kadar ancak okumuş, çekilmez derecede naif, somut hiçbir iş deneyimi olmayan, umutsuzca dikkat çekmek isteyen, en mahrem, en hassas sırlarını paylaşmadan duramayan Madison, büyümesi kesinlikle yasaklanmış yalnız bir çocuk.

?Korunmuş kızlığıyla, onu tutsak eden o hassas bekâret zarı ile eli kulağındaki olgunluğunun çorak toprağı arasındaki eşikte tünemiş bir yeniyetme.?

Cehennemde yalnız değil elbette. Yan hücrelerde bir dizi genç daha var azap çekmeyi bekleyen. Ne var ki o kadar da çaresiz ve ürkmüş değiller. İçlerinden birisi hırsızlık becerisiyle hücrelerin kapısını açınca hep birlikte cehennem topraklarına adım atıyorlar. Cehennem zebanileriyle ilk teması başarıyla atlatan ve zebaninin omuzlarında cehennem gezisine çıkan Madison gördüğü manzarayı şu cümlelerle tasvir ediyor; ?Havada süzülürken her şeyi yukarıdan seyredebiliyorum: Böcekler Denizi?ni, Büyük Kırık Camlar Ovası?nı, Büyük İsraf Spermler Okyanusu?nu ve içinde lanetlilerin barındığı, ucu bucağı görünmeyen sıra sıra kafesleri. Altımda tüm zenginliğiyle, çaresiz kurbanlarını orada burada tepeleyen yaratıklar da dahil, Cehennem?in bütün coğrafyası uzanıyor. Yükseldiğim en yüksek noktada beni bir ıslak diş kanyonu bekliyor. Nemli bir nefesin şiddetli rüzgarı Ekoloji Kampı?nın ortak tuvaletinden daha iğrenç bir leş kokusu ziyafeti çekiyor bana. Kırmızı mantar büyüklüğünde tat alma tomurcuklarıyla kaplı kocaman bir dil kalkıp iniyor. Bütün bunları yağlı traktör tekerlekleri kadar şişkin dudaklar çevreliyor dört bir yandan.?

Gezintinin ardından bir hayli bilgi ve deneyim edinen Madison artık bir cehennem yurttaşıdır, kendisine verilen işe büyük bir ciddiyetle sarılır. Ancak cin gibi bir yeniyetme olarak hayatı, ölümü, canneti, cehennemi sorgulamayı da hiç bırakmaz. Etrafındaki iblisleri, kötülüğü ve cehenneme düşmüş-mesela Hitler gibi- kötü tarihi şahsiyetleri görmek kendisini de sorgulamasına ve suşlamasına yol açacaktır; ?Bu kadar kötülüğün var olmasına izin veren, benim küçük kişisel reddedilme korkum. Benim korkaklığım zulmü mümkün kılan…?

İşte korku eşiğinin aşıldığı an; artık isyan zamanıdır. İsyan ateşini yakan Madison, sayıları gökyüzündeki yıldızlar kadar çok müridiyle cehennemin bütün iblislerinin ve şeytani yaratıklarının üzerine yürüyecektir…

Bu cehennem bizim
Hikâye on üç yaşındaki bir çocuğun ağzından, çocuğa kıyasla fazlasıyla olgun saptama ve yorumlarla aktarılmış. Gerçekçi bir romanda böyle bir durum hikayenin inandırıcılığını zedeleyebilirdi. Ancak romanın yapısı gereği Palahniuk?un bunu dert etmesine hiç gerek yok. Ne gerçeklik duygusu vermeyi, ne de kendi içinde tutarlı epik-fantezi yazmayı amaçlamış. Bir rüya daha doğrusu bir kabus atmosferi yaratıyor Palahniuk. Kâbusu görenin yaşının, ırkının, dilinin, dininin önemi yok. Hemen eklemek gerekir; korkutmak, dehşet duygusu uyandırmak niyetinden de söz edilemez. Asıl dehşet verici olan maddi dünyanın cehennemden yansıyan sureti; yaşadığımız dünyanın kendisi. Nitekim Madison da cehennemin aşırı derecede bozulmaya terk edilmiş bir kenar mahalleden başka bir şey olmadığını fark edecektir.

Palahniuk?u ?sert? romanlarıyla tanıyanlar Lanetli?nin on üç yaşındaki ?şeytançekici? kahramanını garipseyebilirler. Palahniuk Lanetli?yi -ABD?li çocuk ve gençlik kitapları yazarı- Judy Blume?dan, onun en tanınmış romanı olan Are You There, God? It?s Me, Margaret?tan esinlenerek yazmış. Blume?un romanında her bölüm ?Orada mısın, Tanrı? Benim ben, Margaret? hitabıyla başlarken, Palahniuk?un Lanetli?sinde ?Orada mısın, Şeytan? Benim ben, Madison? sesi duyuluyor. Kuşkusuz şakasını daha öteye götürmüyor Palahniuk. On üç yaşındaki bir kızın sesiyle yazmayı sevdiği belli ama o ses ile kendi kişisel cehennemini inşa ediyor.

İrkiltici ama eğlenceli
Chuck Palahniuk 1996 yılında yayımlanan ve kısa zamanda yeraltı klasikleri arasına giren Dövüş Kulübü sayesinde üne kavuşmuştu. Türkçeye de çevrilen Pigme, Ölüm Korkusu, Çarpışma Partisi, Tekinsiz, Ninni, Görünmez Canavarlar, Kaçaklar ve Mülteciler, Tıkanma, Gösteri Peygamberi romanlarında bu temaları yineledi. Ne var ki hiç biri Dövüş Kulübü kadar etki yaratmadı. Küçük bir çocuğun cehennem hayatını yer yer mizahla şenlikli bir maceraya dönüştüren Lanetli bir anlamda Palahniuk?un geri dönüşü sayılabilir. Gerçekten de, baştan sona olağanüstü zeki gözlemlerle, toplumsal eleştiriyle, şiddetle, hicivle, akılla ve aşkla örülü, çokkatmanlı ama büyük bir zevkle okunacak, sizi asla yanıltmayacak, o her zamanki irkiltici ama eğlenceli Palahniuk kitaplarından biri bu.

Lanetli?de sevimli Madison karakteri dışında fikirler ve toplumsal elestiri öne çıkıyor. Palahniuk?un üslubuna gücünü veren karanlık mizahı ve neşeli sesi yine iş başında. İblisin Madison?u sorguladığı sahne ya da cehennemdeki bürokratik işleyiş, dünya ile kurulan iletişim ağı gibi komik bölümler romanın kurgusuna başarıyla yedirilmiş. Ancak asıl başarısı cehennemi ve cehennem iktidarını elinde bulunduran iblisi bu dünyanın ve muktedirlerinin allegorisi haline getirmesinde.

13 yaşında ölen masum bir çocuğun cehenneme, onu yöneten iblise karşı direnişini anlatan Lanetli, aynı yaşta öldürülen çocuklarının matemini tutan bir ülke için hiç de fantastik sayılmaz. Yaşadığımız gerçeği edebiyat yoluyla ifade ediyor: cehennem -ve iblis- varsa direniş de var!…

Kitabın Künyesi
Lanetli
Chuck Palahniuk
Ayrıntı Yayınları / Roman Dizisi
Çeviri : Gökçe Çiçek Çetin
İstanbul, 2014
240 s.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir