Rus düşünür ve eylemci Aleksandr Bogdanov?un bilim kurgu türündeki romanı Mühendis Menni (1912), Yordam Kitap tarafından yayınlanan Kızıl Yıldız?ın devamıdır. Kızıl Yıldız?da, okur, bir Dünyalının gözünden, Marslıların kendi gezegenlerinde inşa ettikleri sosyalist düzene tanıklık etmişti. Bu romanda ise Mars?ta sosyalizm öncesi dönem ve sosyalizm için verilen mücadeleler, aynı heyecan verici keşifler ve bilimsel öngörülerle anlatılıyor. Romanın kahramanı Leonid, Mars?a hayat veren Büyük Kanallar?ın yapımı sırasında sosyalist hareketin doğuşunu anlatıyor. Roman, yazarın daha sonra ?Tektologiya? adlı yapıtında (1913-1922) açıkladığı ?örgütlü? bilim üzerine bilimsel düşüncelerinin popülarize edilmiş hâlidir. (Tanıtım Bülteninden)

O ‘kızıl yıldız’ ki… – Yeşim Dinçer
(24/08/2012 tarihli Radikal Kitap)
Farklı grafik tasarımlara bürünerek de olsa beş köşeli kızıl yıldız yerküredeki sosyalistlerin en çok benimsediği ortak sembollerin başında geliyor. Bir ekşi sözlük yazarı, ?simgelediği rejimler başarısızlığa uğramış, arkasından yürünen meydanlar yıkılmış, iliştirildiği yakalar silkelenmiş de olsa her görüşte adalete, her şeyden daha çok adalete dair bir umut uyandıran, ?belki bir şeyler değişebilir?i içim[iz]e serpen simge? olarak tanımlamış kızıl yıldızı. Hâlâ böyle yıpranmamış, göz kırpan ve ümitli bir duruşu var.

Yıldızın Rus radikal geleneğinde bir geçmişi olmadığı, buna rağmen Ekim Devrimi?nin ilk kurumsal sembolleri arasında yer aldığı biliniyor. Slav tarihi üzerine çalışan Amerikalı akademisyen Richard Stites Devrimci Hayaller?de şöyle aktarmış: ?[Bolşevik liderler] bir köylü ülkesinde yeraltı devrimcileriydiler ? bu yüzden de liderlerle kitleler arasındaki iletişim sorunlarının acıyla farkındaydılar ve simgeler, resmi damga, bayrak ve marş konusunda taze bir başlangıç yapmakta kararlıydılar. 19 Nisan 1918 günü kabul edilen ilk simgeleri Kızıl Ordu?nun göğüs brövesiydi: Kızıl bir yıldızın içindeki çapraz orak ve çekiç (tasarımcısı bilinmiyor). İç kısımdaki motifler devrimi birlikte yaptıkları ve artık birlikte savundukları söylenen işçi ve köylü ittifakını övüyordu (…) Bu yıldız ?iç motifleri olmadan? 1918 yılında hazırlanan yeni bayrağa, Kremlin duvarlarına, yüzlerce poster ve kitap kapağına geçti ve Sovyet ordusunun ve yükselen komünist hareketlerin amblemi olarak merkezdeki yerini aldı. Kızıl yıldız yıllar içinde etkisini değiştirdi, çeşitli bağlamlarda ışık, güç, kızıllık ve kusursuzluk kaynağı gibi anlamlar kazandı.?

Tasarımcısı bilinmediğine göre sembolün esin kaynağı hakkında kesin bir şey söylemek de güç. Aynı kaynakta, Aleksandr Bogdanov?un Kızıl Yıldız (1908) adlı Marksist bilim kurgu ütopyasından esinlenmiş olabileceği belirtiliyor. Tıp eğitimi almış bir bilim insanı ve Bolşevik hareketin kurucularından Bogdanov, Kızıl Yıldız?da geleceğin sosyalist toplumunun bilimsel tahminlere dayalı ayrıntılı bir tasvirini yapmayı denemişti. Bogdanov, Lenin?le felsefi ve politik görüş ayrılığına düştükten sonra Bolşevik hareketten koptu ama yeni baskıları yapılan kitabın Rus devrimcileri üzerindeki etkisi uzun yıllar devam etti. (Lenin?in Materyalizm ve Ampiryokritisizm adlı yapıtı Bogdanov?un felsefi görüşlerinin eleştirisiydi.)

Kızıl Yıldız ütopyası adını kızıl gezegen Mars ?tan alıyordu. Hikâyenin Mars ?a yerleşen bir topluma odaklanması ve Ekim devrimini yapan kuşakların ilgisini buna rağmen çekmiş olması kayda değer bir noktadır. Bu kuşaklar ?hayal gücü?ne bağlı bir etkinliği lüzumsuz bir enerji kaybı olarak görmedikleri gibi, ?insanlığı üç yüz yıl sonra nasıl bir gelecek bekliyor?? sorusuyla da ilgiliydiler. Muhtemelen içlerinde uzak geleceği şekillendirebileceklerine dair bir inanç taşıyorlardı. Bugünkü küresel kapitalist dünyada buna ?vizyon sahibi olmak? adı veriliyor ve sadece egemen sınıfların bir ayrıcalığı olarak hoşgörülüyor.

Bilimin aklı, emeğin şiiri

Bogdanov?un devrimci Mars kurgusu, beş yıl arayla yazılmış iki kitaptan oluşmaktaydı. İlki yukarıda bahsettiğim Kızıl Yıldız; ikincisi de onun devamı niteliğindeki Mühendis Menni (1913). Kızıl Yıldız?da okur, bir Rus devrimcisinin gözünden, Marslıların kendi gezegenlerinde inşa ettikleri sosyalist düzene tanıklık eder; Mühendis Menni ise Mars ?ın geçirdiği toplumsal evreleri ve gezegende sosyalizmin kuruluş hikâyesini dile getirmektedir. Yani dileyen okur, yazılış sırasına bakmadan önce Mühendis Menni?yi, sonra da Kızıl Yıldız?ı okuma özgürlüğüne sahip.

Bogdanov, her iki kitabını da mühendislerin, doktorların, bilim insanlarının çalışmalarına ?ve çatışmalarına? odaklanarak kurgulamıştı. Romanların arkaplanında, onun bir düşünür olarak insan bilgisinin örgütlenişi üzerine geliştirdiği vizyon yer alır. Bu düşünce sistemi, 20. yüzyılda sibernetik ya da sistem teorisi olarak adlandırılacak olan disiplinlerin öncülü sayılıyor.

Bogdanov, bilim ve teknoloji alanındaki buluşların ivmelenerek artacağını öngörmüştü. Geleceğe yönelik kestirimleri arasında uzay yolculuğunun yanı sıra, ultramodern şehirler, tarımın makineleşmesi, endüstriyel otomasyon, veri işleme makineleri (bilgisayarlar) ve nükleer enerji de bulunuyordu. Öte yandan, sınıflı toplumlarda gelişimin yaratabileceği tehdit ve engellerin de farkındaydı. Mühendis Menni?de, emeğin şiiri ile bilimsel aklın harmonize edilmesi gerektiğini, sosyalist bir mühendisin sözleriyle şöyle ifade etmişti:
?Günümüzde bilim, aynı yarattığı toplum gibi: Güçlü, ama dağınık, üstelik bilim alanında yığınla güç boşa harcanıyor. Bu gücün her parçası kendi başına gelişmekte ve diğer parçalarla canlı bağını yitirmektedir. Pek çok çirkinlik, yığınla kısır hile ve kargaşa bundan kaynaklanmaktadır (…) Bilim şimdiki haliyle işçi sınıfının işine yaramıyor. İşçi sınıfı bilimi ele geçirmeli, onu değiştirmelidir. Bilim işçi sınıfının elinde hem kat kat basit, hem daha uyumlu, hem de daha yaşamsal olmalıdır. Bilimin parçalanmasına engel olmak gerekir, bilimi, onun birinci kaynağı olan emekle yakınlaştırmak gerekir. Bu çok büyük bir iştir. Ben bu çalışmaya başladım, yolunu ve yöntemini bulabilen başkaları da sürdüreceklerdir (…) Bu işi bir kuşağın gerçekleştirmesi olanaksızdır, ancak bu kuşağın atacağı her bir adım kurtuluşun küçük bir parçası olacaktır.?

Marksist Marslılar

Kızıl Yıldız?da ise çabalar meyvasını vermiş, Mars ?ta eşitliği en geniş anlamda kavrayan bir toplum tesis edilmiştir. Kızıl Mars , yoldaşlığa ve kollektivizme dayalıdır; katı kurallar ve itaat yoktur, ayrıcalıklı pozisyonlar da öyle. Bu toplum Marx?ın formüle ettiği ?herkesten yeteneğine göre herkese ihtiyacı kadar? ilkesine göre örgütlenmiştir. Ölmüş ya da yaşayan insanların anısına anıt dikme, kahramanlarını putlaştırma ihtiyacı duymamaktadır.

Mühendis Menni?de pasif konumda olan kadınlar, Kızıl Yıldız?da meslek sahibi bireyler olarak toplumsal mevkilerini güçlendirmişlerdir. Giysiler üniseks, isimler cinsiyetsizdir. Yine de kadınlar konuşmaya başladıklarında romandaki ?hissi ton? yükselir ve görüldüğü kadarıyla, kadınların erkeklere olan ?duygusal bağımlılık?ları Dünya?dan Mars ?a azalmadan devam eder.

Ütopyalar, ister yüzlerce yıl sonrasını anlatıyor olsunlar, isterse binlerce ışık yılı uzaktaki bir gezegenden söz etsinler; aslında kendi çağlarını ve kendi toplumlarını anlatırlar. Ütopya yazarı en iyi toplumu kurgularken içinde yaşadığı sınıflı toplumu ters yüz ederek tespit ettiği en sorunlu alanları ?ve kendince ürettiği çözüm yollarını? dile getirmiş olur. Bogdanov?un romanları, Ekim Devrimi?nin 100. yıldönümüne sadece beş yıl kala, kendi tarihselliği içinde okunmayı hak ediyor.

Kitabın Künyesi
Mühendis Menni – Kızıl Yıldız 2
Orjinal isim: İnjener Menni
Aleksandr Bogdanov
Çeviri: Ayşe HACIHASANOĞLU
Yordam Kitap / Roman Dizisi
1. Baskı, Temmuz 2012, İstanbul
160 sayfa

Previous Story

Çanakkale’den Filistin Cephesi’ne – Yüzbaşı Sarkis Torosyan

Next Story

Vakayiname – Musa Anter

Latest from Ayşe Hacıhasanoğlu

Kızıl Yıldız – Aleksandr Bogdanov

“Lenin’in Bolşevik Partisi’ndeki çalışma arkadaşlarından Rus bilim adamı, felsefeci ve yazar Aleksandr Bogdanov (1873-1928) aynı zamanda bir bilim kurgu yazarıdır. Bogdanov, büyük ilgiyle karşılanan

Seyirciler – Maksim Gorki

?Seyirciler?, Rus edebiyatının önemli isimlerinden Maksim Gorki?nin on iki öyküsünü bir araya getiriyor. Gorki?nin 1893-1935 yılları arasında, hayatının farklı dönemlerinde kaleme aldığı bu öyküler,
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ