Nâzım Hikmet’in hapishane yıllarının önemli bir dönemi Bursa’da geçmişti. Memleketimden İnsan Manzaraları’nda ve pek çok şiirinde bu yıllardan söz etti. Tanıdığı insanları anlattı. Güney Özkılınç Bursa’da yıllar süren araştırmalarla bu şiirlerde adı geçenleri ve yakınlarını buldu, büyük şairle ilgili anıları, bilinmeyen fotoğrafları derledi. Bir edebiyat belgeseli olan bu kitap bütün edebiyatseverler için önemlidir.
Şaban Özdemir ‘in bir edebiyat belgeseli olan bu kitabın yazarı, Güney Özkılınç?la söyleşisi
»Yaşamının yaklaşık olarak 11 yılını Bursa Cezaevi?nde geçiren Nâzım Hikmet?i bu kentte hatırlatacak, adı konmuş hiçbir mekân, müze, cadde vb maalesef yok. Fakat bu amacı gerçekleştirmeye yönelik aydın ve sanatçıların çabaları var. Bize bu çabalardan bahseder misiniz?
Elbette. Nâzım Hikmet, 31 Mayıs 1933- 5 Ağustos 1934; 5 Aralık 1940?8 Nisan 1950 tarihleri arasında yaklaşık olarak on bir yılını geçirdiği ve başta ?Memleketimden İnsan Manzaraları? ve Piraye?ye atfettiği ?Gece 21.00?22.00? şiirleri olmak üzere en sevilen şiirlerini yazmıştır. Nâzım?ın adını hatırlatacak bir eserin olmaması bir yana, bunu yapmaya çalışanlara destek vermek yerine çeşitli engeller konuyor. En önemli engel Bursa Kent Müzesi?nde göze çarpıyor. Bu müzede Bursa ile bağı olan çeşitli sanatçılarımıza yer verilmişken Nâzım Hikmet?le ilgili tek bir şey bulmanız mümkün değil.
»Engeller bununla mı sınırlı yoksa başka engellemeler de var mı?
Bununla sınırlı değil elbet. Aslında engellemenin bir geçmişi var. Örneğin, Bursa Cezaevi, doksanlı yıllarda yıkıldı ve yerine Bursa Adliye Binası yapıldı. Nâzım?ın yanı sıra ünlü ressamımız İbrahim Balaban, ünlü öykü ve roman yazarımız Orhan Kemal ve daha nicelerinin hapis yattığı eski Bursa Cezaevi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun çeşitli kararlarına rağmen yıkılmıştır. Bu da bir çeşit engellemedir.
Nâzım Hikmet?in demir parmaklıklar ardında Uludağ?a bakıp neredeyse en güzel diye adlandıracağımız şiirleri, her gün yüzlerce vatandaş ve o binada çalışan avukat ve diğer emekçilerin girip çıktığı Yeni Adliye (Eski Bursa Cezaevi Binası?nın olduğu yer) Binası?nda yazıldı.
Bursa, Nâzım Hikmet?in anılarıyla dolu. Kaplıcalar, onu ziyarete gelen ünlü simalar ve yakınlarının kaldığı oteller, hanlar bölgesi?
Nâzım?ın Piraye?ye yazdığı mektuplardan da bunu öğrenmemiz mümkün:
?Sevgili karıcığım,
Mektubunu aldım. Dünyalar benim oldu. Çelik Palas Oteline gitmemek için yaptığın protestoyu yüzüm kızararak aldım. Haklısın karıcığım, zaten her zaman, her yerde hepimizden iyi düşünensin?? (Piraye?ye Mektuplar 2, Nâzım Hikmet, Adam Yayınları, Ocak-2002, s.29)
1941 yılında yazdığı bir başka mektupta Orhan Kemal?le birlikte izinli olarak gittiği ve Çekirge Semti?ndeki Eski Kaplıca?dan söz eder:
?Karıcığım,
Ben geçen gün Raşit Kemali ile beraber Eski Kaplıcaya gittim. Yıkandım. Dişlerimin tedavisi devam ediyor. Seni çok göresim geldi??(Piraye?ye Mektuplar-1, Nâzım Hikmet, Adam Yayınları, Ocak-2002, s.217)
»Peki, Bursa?da Nâzım Hikmet?in anısıyla dolu yıkılan cezaevi dışında ayakta kalan bir mekân var mı?
Olmaz mı? Kaplıcalı otellerin hem mimari hem de Nâzım Hikmet?le ilgili anıları açısından belki de bir müze olmayı hak edecek olanı Servinaz Otel?dir. Bu otel onun, Piraye?nin, Memet Fuat?ın en sık geldiği mekânların başında olup hâla ayaktadır.
?Karıcığım,
Kısacık mektubunu aldım. Yine de sevindim. Yine mektupların gecikti diye üzülüyordum. Bugün galiba altı aydan beri ilk defa dışarı çıktım. Servinaz?a gittim. Banyo yapacaktım. Doluymuş, banyo yapamadım?? ( Piraye?ye Mektuplar-1, s. 282, Adam Yayınları, Ocak-2002, Nâzım Hikmet)
»Güney Bey, sizin yönetiminde yer aldığınız Bursa Yazın ve Sanat Derneği öncülüğünde başlattığınız ve Bursa?daki çeşitli kitle örgütlerinin altına imza koyduğu kampanyadan söz eder misiniz?
?Nâzım?a Bursa?da Yer Açın? sloganıyla ve Bursa Yazın ve Sanat Derneği öncülüğünde Bursa?da etkinlik gösteren otuza yakın kurumun imzası bulunan bir kampanya yürütüyoruz.
Kampanyamızın sloganı: ?Nâzım?a Bursa?da Yer Açın!? bulunduğumuz her platformda bu talebimizi dillendiriyoruz. Konuyla ilgili olarak Kültür Bakanlığımızla da iletişim kurmaya çalıştık. Ancak ya sesimizi yeterince duyuramadık ya da sesimiz duyulmak istenmedi.
»?Nâzım?ın Bursa Yılları? adlı kitabınız ve yanılmıyorsam bir de ?Bursa?nın Nâzım?ı? konulu bir fotoğraf serginiz var. Bize bunlardan da söz eder misiniz?
Nâzım Hikmet?in Bursa?da çeşitli evlerde onlarca hatırası var. Başta yaşayan tanıklar olmak üzere, cezaevinde yaptığı tablolar, el işi oyma tepsiler; fotoğraflar…
Nâzım Hikmet?in doktoru Neşati Üster, onun yiyecekleriyle yakından ilgilenen Bursa Cezaevi aşçısı Yakup Yıldırım, onu cezaevinden kaçırmak için uğraşan Eyüp Gültekin; onun Bursa?da yetiştirdiği İbrahim Balaban, Orhan Kemal, İsmail Başaran… Nâzım?a vasiyetine uyularak çınar diken o yılların Müşküle Köyü Muhtarı Fevzi Kavuk…
8. Bursa TÜYAP Kitap Fuarı?nda okuyucularla buluşacak Evrensel Basım Yayın tarafından basılan kitabımda bu insanların öyküleriyle birlikte Nâzım?ın Bursa?daki mekânları hakkında bilgiler var.
Fotoğraf sergimde de Bursa?daki çeşitli evlerde bulduğum Nâzım ve Nâzım?la ilişkili insanları görüyorsunuz. Sergi, şu ana kadar Nilüfer Belediyesi?nin de desteğiyle 5 ilde izleyicilerle buluştu.
»Fotoğraf serginiz, bildiğim kadarıyla o da bir engellemeyle karşılaştı.
Evet, maalesef. Oysa daha yaklaşık bir ay önce İstanbul?un ?2010 Kültür Başkenti? olması nedeniyle yapılan açılışta Başbakanımız, Nâzım Hikmet?ten dizeler okumuştu. Sayın Başbakanımız Nâzım?dan dizeler okurken Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı, fotoğraf sergimi Bursa merkezinde bulunan ve belediyeye ait Tayyare Kültür Merkezi Salonu?nda sergileme talebimi iki kez başvurmama rağmen gerekçesiz olarak reddetti.
Bursa, Nâzım Hikmet?e sahip çıkarak dünya şiirinin ?başşehri? olabilir
»Son olarak bizlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Nâzım, ilgili yöneticilerin çeşitli engellemelerine rağmen belleklerden silinmeyecek kadar büyük bir şairdir. Yöneticilere önerim, Kafka-Prag ilişkisini incelemeleridir. Bu örnek, sanatçı-kent sahiplenmesinin görülmesi açısından öğretici olacaktır.
Demokrasi kültürünü yaşayan ülkelerde yöneticiler, bir şairin, bir sanatçının birkaç gün kaldığı oteli, zaman geçirdiği mekânı müzeye dönüştürerek, bir anlamda sanatçısına, aydınına sahip çıkarak, uygar dünya içinde saygınlığını arttırırken; bütün dünyada şiirleri okunan Nâzım Hikmet, Bursa?da unutturulmak, belleklerden silinmek isteniyor.
Oysa Bursa, Nâzım Hikmet?e sahip çıkarak dünya şiirinin ?başşehri? olabilir. Böyle bir sonuçtan, Bursa kadar ülkemiz de onur ve gurur duyar.
Alıntı: 26 Mart 2010 Tarihli Birgün Gazetesi
Kitabın Künyesi
Nazım’ın Bursa Yılları,
Güney Özkılınç,
Evrensel Yayınları,
Basım Tarihi : 02 – 2010
Sayfa Sayısı : 184