Histeri ve İnsanı Etkileme Sanatı: Lacan’ın Merceğinden Bir Okuma

Histerinin Doğası ve Lacan’ın Bakış Açısı Histeri, tarih boyunca farklı biçimlerde tanımlanmış ve çoğu zaman yanlış anlaşılmış bir fenomendir. Jacques Lacan’ın psikanalitik çerçevesinde histeri, bireyin ötekiyle ilişkisi üzerinden kendini ifade etme biçimi olarak ele alınır. Lacan, histeriyi bir patoloji olmaktan çok, bir iletişim biçimi, bir arzu yapısı olarak görür. Histerik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lacan’ın “Borc Romanı” ve Açık Dünya Video Oyunlarının Psikanalitik Anlatı Dinamikleri

Lacan’ın Borc Romanı Kavramı Lacan’ın borc romanı, bireyin öznelliğinin, Öteki’ye (büyük Öteki, yani toplumsal düzen, dil, kültür ya da otorite) karşı bir borç ya da eksiklik üzerinden kurulduğunu öne sürer. Bu kavram, bireyin arzularının ve kimliğinin, asla tam olarak ödenemeyen bir borç etrafında şekillendiğini ifade eder. Lacan’a göre, birey, Öteki’nin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hâkim bi-Amr Allah’ın Dürzilikteki Merkezi Konumu ve Tek Tanrı Anlayışının Dönüşümü

Dürzilik, 11. yüzyılın başlarında Fatımi Devleti’nde ortaya çıkan bir inanç sistemi olarak, İslam’ın İsmaili kolundan kaynaklanır. Bu sistemde Hâkim bi-Amr Allah, teolojik yapının temel taşıdır. 996-1021 yılları arasında hüküm süren bu Fatımi halifesi, Dürzi metinlerinde ilâhî bir varlık olarak konumlandırılır. Temel kaynak olan Hikmet Risaleleri’nde, Hâkim’in Tanrı’nın son tecellisi olduğu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sartre’ın Kötü Niyet Kavramı ve Modern Bireyin Kimlik Krizi

Kötü Niyet Kavramının Kökeni ve Sartre’ın Varoluşçu Çerçevesi Jean-Paul Sartre’ın “kötü niyet” (mauvaise foi) kavramı, varoluşçuluğun temel taşlarından biri olarak, bireyin kendi varoluşsal özgürlüğüyle yüzleşme sürecindeki kaçış eğilimini ifade eder. Sartre, Varlık ve Hiçlik (L’Être et le Néant) adlı eserinde, insanın özgürlüğünü hem bir armağan hem de bir sorumluluk olarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Freud ve Jung’un İnsan Ruhu Anlayışındaki Zıtlıklar, Libido ve Kolektif Bilinçdışı

Freud’un Libido Kavramının Temelleri Sigmund Freud’un geliştirdiği libido kavramı, onun psikoanalitik kuramının temel taşlarından biridir. Libido, Freud’a göre, bireyin içsel dürtülerini ve yaşam enerjisini temsil eden biyolojik ve psikolojik bir güçtür. Bu enerji, öncelikle cinsellik ve haz arayışıyla ilişkilendirilse de, Freud’un daha sonraki yazılarında yaşam dürtüsü (Eros) olarak daha geniş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türkiye’de Kadın Cinayetleri: Jung’un Arketipleri, Toplumsal, Bireysel ve Politik Etkenler

Kadın Cinayetlerinin Toplumsal Boyutları Türkiye’de kadın cinayetleri, yalnızca bireysel bir suç olmaktan öte, derin toplumsal dinamiklerin bir yansımasıdır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2022 verilerine göre, o yıl 334 kadın cinayeti işlenmiş, bu cinayetlerin %60’ından fazlası eş, eski eş veya partner tarafından gerçekleştirilmiştir. 2023 yılında ise bu sayı, resmi olmayan kaynaklara

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aristoteles – Francis Macdonald Cornford

Platon’un şöhreti nedeniyle Atina’ya cezp edilen Aristoteles, on sekizinci yaşında Kuzey Yunanistan’daki1 yurdundan kalkıp Akademi’nin öğrencisi olmak için oraya gitmişti. O zamanlar Platon altmış yaşındaydı ve en azından on beş yıldır okulun başındaydı. Hiçbir genç öğrenci Aristo’dan daha çok, bu kadar güçlü bir kişiliğin tahakkümüne maruz kalmamıştır. Aristoteles, elbette, Platoncu oldu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bitlis Delikli Mağara Keşfi: 8 Bin Yıllık İzler Tarih Sahnesini Aydınlatıyor

Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde yer alan Delikli Mağara, son iki yıldır yürütülen sistematik kazı çalışmalarıyla Türkiye arkeolojisinin dikkat çeken noktalarından biri haline geldi. Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısına yaklaşık 60 metre yükseklikte konumlanan bu doğal oluşum, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve desteğiyle Ahlat Müze Müdürlüğü tarafından koordine edilen kazılarda, Neolitik Çağ’dan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Platon (Eflâtun) – Francis Macdonald Cornford

Sokrates dönem dönem insan ruhunun ufkunu genişleten az sayıdaki maceracılardan biriydi. Bu tipler, doğamızda var olduğu bilinmeyen güçleri hissetmiş ve kendi kişiliklerinde gerçekleştirmişlerdir. Kendi keşfettikleri gerçeği yaşayarak, dünyaya bunun aldatıcı bir hayal olmadığının güvencesini vermişlerdir. Tanımı gereği, bu hakikat kendi çağdaşları ve hemşerilerinin kavrayışının ötesindeydi. Görüşleri, yazarak vasiyet ettikleri metinler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sokrates – Francis Macdonald Cornford

Tüm Avrupa biliminin gelişimini sağlayan tohum olan İyonya doğa bilimini, zihnin tutumundaki bir başarının işareti olarak değerlendirdik. Bu başarı, öznenin nesneden tamamen ayrılması ve eylemin çıkarlarından bağımsız olarak nesne üzerinde düşünülebilmesiyle gerçekleşmişti. Böyle bir tutumun meyveleri ise, gerçeğin akılcı kurguları kabul edilebilecek ilk dünya sistemleriydi. Şimdi bu dünya sistemlerinin neden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hermetik Felsefede Cinsiyet İlkesinin Yaratıcı Süreçteki Anlamı ve Rolü

Hermetik Felsefenin Temelleri ve Cinsiyet İlkesi Hermetik felsefe, evrenin işleyişini anlamak için bir dizi evrensel ilkeye dayanan kadim bir öğreti sistemidir. Bu ilkeler, evrenin düzenini ve varoluşun dinamiklerini açıklamayı amaçlar. Yedi temel Hermetik ilke arasında yer alan Cinsiyet İlkesi, genellikle yanlış anlaşılan ve yüzeysel olarak fiziksel cinsiyete indirgenen bir kavramdır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Priamos’un Akhilleus’a Yakarışı: Düşmanlık ve İnsanlığın Ortak Zemini

Savaşın Gölgesinde Bir Baba: Priamos’un Cesaret ve Çaresizliği Priamos’un Akhilleus’un çadırına girişi, İlyada’nın 24. kitabında destanın en dokunaklı anlarından birini oluşturur. Troya’nın yaşlı kralı, oğlu Hektor’un cesedini geri almak için düşman kampına, Akhilleus’un huzuruna gider. Bu, yalnızca fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda derin bir duygusal ve manevi sınavdır. Priamos,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sokrates’ten Önce İyonya Bilimi

Bu konferans serisinde benim payıma, Yunan felsefesinin yaratıcı döneminin tamamından; Sokrates’ten önceki İyonya doğa biliminden, Sokrates’in kendinden ve onun başlıca halefleri olan Platon ve öğrencisi Aristoteles’ten bahsetmek düşüyor. Milattan önce altıncı, beşinci ve dördüncü yüzyıllardaki yaklaşık üç yüz yıllık bir dönemi kapsayan düşünce tarihinin basit ana hatlarını çiziktirmeye dahi burada

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ayvalık’taki Sualtı Köprüsü: İnsanlığın Avrupa’ya Göçünde Yeni Bir Sayfa

Keşfin Temel Bulguları Ayvalık kıyılarında 2022 yılında başlayan ve 2025’te sonuçlanan arkeolojik kazılar, bölgenin Paleolitik dönemde insanlık tarihindeki kritik rolünü ortaya koydu. On farklı konumda toplam 138 taş alet bulundu; bu aletler, 200 kilometrekarelik bir alanda dağılmış durumda. Buluntular arasında el baltaları, yontma aletler ve Levallois tekniğiyle üretilmiş pullar öne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Platon’un Mağarası ile Sanatın Gerçeklik Arayışı

İnsan Algısının Sınırları Platon’un mağara alegorisi, insan algısının gerçekliği kavrama konusundaki sınırlamalarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Mağarada zincirlenmiş insanlar, yalnızca duvara yansıyan gölgeleri görür ve bu gölgeleri gerçeklik sanır. Bu durum, insan bilincinin duyusal bilgiye bağımlılığını ve bu bilginin yanıltıcı doğasını vurgular. Algı, çevreden gelen verileri filtreler ve yorumlar;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Modernliğin Yakın Geçmişi Olarak Rönesans

Hegel, Felsefe Tarihi Dersleri’nde tinin Modern Çağlar’daki serüvenini anlatırken Descartes’tan uzun ve tehlikeli bir yolculuktan sonra varılan bir ada gibi söz eder: “Burada diyebiliriz ki, artık evimizdeyiz ve fırtınalı bir denizde uzun bir yolculuktan sonra bir denizcinin yapması gerektiği gibi, görünen sahili selamlamalıyız; Descartes ile modern çağların kültürü, modern felsefe düşüncesi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Platon’un Güneş Alegorisinin Anlam Katmanları ve Helios ile Bağlantısı

Mağaranın Görüntüleri ve İnsan Algısı Platon’un güneş alegorisi, Cumhuriyet’in yedinci kitabında, Sokrates’in Glaucon ile diyalogunda ortaya çıkar. Alegori, bir mağarada zincirlenmiş insanların hikayesiyle başlar. Bu insanlar, doğduklarından beri yalnızca mağaranın duvarında yansıyan gölgeleri görebilmektedir. Onlar için bu gölgeler, gerçekliğin ta kendisidir. Ancak, bu gölgeler yalnızca ateş ışığında yansıtılan nesnelerin siluetleridir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Platon’un Gorgias Diyaloğu: Retorik Sanat mı Yoksa Bir Bilgelik Arayışı mı?

Platon’un Gorgias diyaloğu, Antik Yunan düşünce dünyasında retorik sanatının ve sofistlerin eğitim yöntemlerinin doğurduğu tartışmaları derinlemesine ele alan bir metindir. Bu diyalog, yalnızca bir felsefi tartışma değil, aynı zamanda bireyin toplumu etkileme gücü, bilginin doğası ve insanın kendini yetiştirme süreçleri üzerine yoğun bir sorgulamadır. Platon, Sokrates’in ağzından, retorik ve sofist

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kamu Baskısı ve Engelli Birey: “Farklı” Ruhlar İçin Tek Çıkış Kapısı Ne Olabilir ?

Bürokrasiyi Aşmak: Küçük Toplulukta Otantik Kimliği Bulma Arayışı Yazar: Âkil Bîçare (Devletin Büyüklüğü, Farklı Bedenin Özgürlüğünü Nasıl Boğuyor?) Aziz İnsanlar, Ey Farklı Vücutların Sesi Olanlar! Merkezi, hiyerarşik tüm devletler, farklılığı yönetmek yerine, onu baskılamayı tercih eder. I. Merkezi Otorite Engeli: Büyük Devletin Körü Körüne Zorbalığı Engelli bireylerin en büyük düşmanı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bireysel Değişim Yetmez: Psikologlar Neden Anarşizmi Savunmalı?

Dert, Sadece Senin Değil, Koca Devletin! Yazar: Âkil Bîçare (Otoritenin Kargaşa Dediği Yer, Aslında İnsanlığın Doğal Düzenidir.) Aziz Okuyucularım, Ey Bireysel Terapiye Sığınıp Dünyayı Unutanlar! Şimdi size, Dennis Fox adlı o uyanık psikologun, insancıl psikolojinin (Humanistic Psychology) en büyük tabusuna nasıl saldırdığını anlatacağım: Devlet! Biz psikologlar, genellikle insanların şahsi dertlerini

OKUMAK İÇİN TIKLA