Bu Gördüğünüz Gözler Yalancı mı? Ecnebi Bir Hekimin Akıl Ziyan Fikirleri

Yazan: Jungish Azizim, İnsanın şu fani dünyada en çok güvendiği nedir diye sorsalar, hiç tereddüt etmeden “İki gözüm!” der, değil mi? Gördüğümüze inanırız, duyduğumuza itimat ederiz. Pencereden baktığımda karşıdaki salkımsöğüdün yeşili, masamdaki kahvenin o keskin kokusu, Fener’den geçen vapurun o içli düdüğü… Bunlar hayatın ta kendisidir, gerçeğin sarsılmaz direkleridir. Lakin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aristo Efendi’nin Tembel Tanrısı ve Bizim Evin Kedisi Sarman

Yazan: Jungish Her Şeyin Başladığı O Esneme Anı Şimdi Aristo diyor ki, “Her şeyi başlatan bir ilk güç lazım, ama o gücün kendisi asla yerinden kımıldamamalı.” İlk duyduğumda, “Zırva!” dedim, “Hem armut pişsin ağzıma düşsün, hem de bahçıvan yerinden kıpırdamasın, olur mu öyle şey?” Sonra bir akşam eve geldim, bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mahalle Bakkalının Vicdanı ve Filozofun Formülü: Kant Efendi Bizim Sokağa Uğrarsa Ne Olur?

Geçen gün elime Immanuel Kant isminde, sekiz köşeli kasket giyen, pek bir ciddi suratlı, Alman memleketinden bir filozofun ahlak üzerine yazdığı bir risale geçti. Okudukça hem “Vay canına, ne derin laflar!” dedim, hem de pencereden dışarı, bizim mahalledeki hercai hayata bakıp, “İyi, hoş da, bu formül bizim köfteci Rasim Efendi’de

OKUMAK İÇİN TIKLA

İçimizdeki Canavar Uyandığında: Bir Ulusu Ele Geçiren Unutulmuş Tanrının Hikayesi

Nasıl olur da şairlerin, filozofların ve bilim insanlarının ülkesi olarak bilinen bir millet, bir anda aklını yitirip tarihin en karanlık rejimlerinden birinin peşine takılır? Bu, 1930’ların Almanya’sı hakkında sorulan en temel sorudur. Cevaplar genellikle ekonomik krizler, politik entrikalar ve sosyal çalkantılar etrafında döner. Ancak efsanevi psikolog Carl Gustav Jung, çok

OKUMAK İÇİN TIKLA

Immanuel Kant’ın Öğretme Yöntemi: “Felsefenin Özgün Yöntemi Zetetiktir”

1764’te Kant’ın adının dikkat çekmeye başladığının birçok göstergesi vardır. Eserlerine iyi yorumlar yapılıyor, aynı zamanda başka üniversitelerde eserleri ciddi şekilde tartışılıyordu. Bunun işaretlerinden biri Tübingen’deki Magister Cless’in 1764 sonunda Kant’a gönderilen münazarasıydı. Savunmaya Ploucquet nezaret etmişti. Kitabın yarısı Kant’ın metinlerinden oluşuyordu. Diğer yarısında Kant “yorumlanmış, desteklenmiş, yer yer de büyük

OKUMAK İÇİN TIKLA

Immanuel Kant, Kırk Yaşında: “İnsan Karakterini Ne Zaman Edinir?”

22 Nisan 1764’te Kant kırk yaşına bastı. Bu önemli bir olaydı, en azından Kant’ın kendi hayatına dair görüşleri bakımından önemliydi. Kant’ın psikolojik ya da antropolojik teorisine göre kırk yaş büyük önem taşıyordu. Yirmi yaşındayken aklımızı yeterli düzeyde kullanabiliriz, ama “hesaplama (başkalarını kendi amaçlarımız için kullanma) bakımından” olgunluğa ulaştığımız yaş “kırktır”.[1]

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çatlak Dahi ve Sinsi Düzenbaz: Günümüz Psikolojisinde Hilebaz Figürü

Hepimiz Birer ”Aptal Hans’ız” : Hayatımızı Sabote Eden İlkel Güç Hepimiz önemli bir sunumun ortasında dilimizin sürçtüğünü, büyük bir anlaşmayı imzalayacakken anlamsız bir hatayla her şeyi mahvettiğimizi veya en ciddi anda gülme krizine girdiğimizi deneyimlemişizdir. Bu küçük, yıkıcı ama bir o kadar da komik aksaklıklar, rasyonel kontrolümüzden kaçan bir gücün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine

C. G. Jung’un analitik psikolojisinin en ilkel ve en zorlayıcı figürlerinden biri olan “Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine” (On the Psychology of the Trickster-Figure)nin aşağıda anladığım kadarıyla özetlemeye çalıştım. A. “Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine” Hilebaz (Trickster) figürünün mitolojide, folklorda, patolojide ve simyada tezahür etmektedir ve onun kolektif bilinçdışının ilkel ve farklılaşmamış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mahalledeki Canavar: İçimizdeki Alman Tanrısı Hakkında Tuhaf Bir Kıssa

Aziz okuyucularım, hele bir soluklanın da size bu ecnebi doktorların, filozofların akıl sır ermez laflarından bir demet sunayım. Geçen gün elime bir yazı geçti, İsviçreli bir ruh hekimi olan Carl Jung isminde bir zat kaleme almış. Diyor ki bu hekim, Alman milleti gibi aklı başında, kuralcı, her işi saati saatine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Wotanizm, Nasyonel Sosyalizm’in Psikolojik Babası Mıdır ?

“Masallardaki Ruh Fenomenolojisi” bölümünde sunulan analitik psikoloji çerçevesine göre, Wotanizm’in Nasyonel Sosyalizm’in “psikolojik vaftiz babası” olarak tanımlanması, kolektif bilinçdışının özerk ve ilkel bir arketipinin modern ve rasyonel bilinç üzerindeki yıkıcı istilasına işaret eden derin bir psikodinamik tespittir. Jung, bu bağlantıyı, özellikle bir Alman masalının analizi sırasında keşfedilen arketipsel unsurlar üzerinden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Peri Masallarının Psikodinamiği

Peri masallarının psikodinamiği, C. G. Jung’un analitik psikolojisine göre, rüyalar ve mitler gibi, kolektif bilinçdışının temel yapı taşları olan arketipsel güçlerin karşılıklı etkileşimini ve çatışmasını yansıtan doğal fenomenlerdir. Bu dinamikler, bilinçli egonun (kahraman) aşırı zorlandığı durumlarda psişenin bütünlüğe ulaşma yönündeki kendiliğinden çabasını (bireyleşme) ortaya koyar. I. Temel Dinamik: Bilinçli Yetersizliğin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Wotan (Odin)

Wotan, C. G. Jung’un “Masallardaki Ruh Fenomenolojisi” (The Phenomenology of the Spirit in Fairytales) bölümünde, özellikle ruh arketipinin karanlık, daimonik ve ilkel yönünü temsil eden bir figür olarak yer alır. Jung’un metni, ruhun bu yıkıcı ve kontrol edilemez yönünün, modern ve rasyonel bilinç için taşıdığı tehlikeyi vurgular. Wotan’ın Jung’un Analitik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Üç Neden Erildir ?

Masallarda ve simyada kullanılan sayılar, yalnızca niceliksel değerler değil, aynı zamanda psişik yapıların arketiplerini temsil eden cinsiyetlendirilmiş (eril/dişil) ilkelerdir. Üç sayısının (triadın) genellikle eril olarak kabul edilmesinin nedenleri ve psikolojik sonuçları aşağıdadır: 1. Sayısal ve Geleneksel Cinsiyetlendirme Üç sayısı, geleneksel olarak eril bir sayı olarak kabul edilir. 2. Psişik Eksiklik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hayat Tıkandığında 4 Adımda Kendini Yeniden Yaratmak: Antik Bir Formül : Maria’nın Aksiyomu

Hiç kendinizi bir yol ayrımında, ne yapacağınızı bilemez halde buldunuz mu? Bir yanda alıştığınız, “güvenli” olan hayatınız, diğer yanda ise sizi çağıran ama korkutan yepyeni bir olasılık… İşte bu sıkışmışlık hissi, aslında hayatınızdaki en büyük dönüşümün başlangıç düdüğü olabilir. Bugün size psikologların veya yaşam koçlarının değil, binlerce yıl önce yaşamış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğru Web Sitesi ve Etkili SEO Nasıl Olur?

Günümüzde dijital dünyada rekabet etmek, yalnızca bir web sitesine sahip olmakla sınırlı değil. Kurumsal kimliğinizi dijitalde yansıtacak doğru yapıya sahip bir web sitesi ve ardından hedefe odaklı yürütülen SEO çalışmaları, başarıya ulaşmanın temel yapı taşlarını oluşturuyor. Küçük, orta ya da büyük ölçekli her işletme için artık dijital varlık, fiziksel varlık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Meursault’nün Yıldızlı Gökyüzü: Camus’nün Evrene Karşı Kabullenme Anlayışının İfadesi

Meursault’nün Son Anındaki Tutumu Meursault’nün Yabancı romanının sonunda idamını beklerken yıldızlı gökyüzüne bakışı, onun karakter gelişiminde bir kırılma anını temsil eder. Roman boyunca duygusal olarak mesafeli ve toplumsal normlara kayıtsız bir tavır sergileyen Meursault, bu sahnede evrenle doğrudan bir ilişki kurar. Bu bakış, onun içsel bir dönüşüm geçirdiğini gösterir; ancak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Camus’nün Felsefesinde Ölümün Kaçınılmazlığı ve Bireyin Özgürlük Algısı

Absürd Kavramı ve Ölümün Kaçınılmazlığı Camus’nün felsefesinin temel taşı, absürd kavramıdır. Absürd, insanın evrende bir anlam arayışı ile evrenin bu arayışa kayıtsız kalması arasındaki çatışmadan doğar. Ölümün kaçınılmazlığı, bu çatışmayı keskinleştiren bir gerçektir. İnsan, yaşamını anlamlandırmak için çaba sarf ederken, ölümün kesinliği bu çabayı anlamsız kılacak bir son olarak belirir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway Romanında Peter Walsh’ın Clarissa’ya Duyduğu Nostaljik Özlem Melankoli midir?

Nostaljinin Psikolojik Kökenleri ve Peter Walsh’ın Deneyimi Nostalji, bireyin geçmişe yönelik yoğun bir özlem duygusuyla karakterize edilen karmaşık bir duygusal durumdur. Peter Walsh’ın Clarissa Dalloway’e duyduğu özlem, bu bağlamda, yalnızca kişisel bir duygudan öte, psikolojik bir mekanizma olarak ele alınabilir. Walsh’ın Clarissa’ya yönelik hisleri, gençlik yıllarındaki paylaşılan anılara ve o

OKUMAK İÇİN TIKLA

Volpone’da Açgözlülük ve Ahlaki Çöküşün Satirik Portresi

Ben Jonson’ın Volpone adlı eseri, açgözlülük ve ahlaki çöküş temalarını keskin bir satirik anlatıyla işleyen erken modern dönem tiyatrosunun önemli örneklerinden biridir. 17. yüzyıl Venedik toplumunu arka plan olarak kullanan eser, bireysel ve toplumsal yozlaşmayı, maddi hırsın insan ilişkilerini nasıl zehirlediğini ve ahlaki değerlerin çöküşünü eleştirel bir bakış açısıyla ele

OKUMAK İÇİN TIKLA

Keith Haring’in Untitled (1982) Eserinde Grafiti Diliyle Popüler Kültür ve Toplumsal Konular

Görsel Kompozisyon ve Grafiti Estetiği Keith Haring’in 1982 tarihli Untitled eseri, New York’un yeraltı kültüründen doğan graffiti geleneğini temel alır. Eser, parlak renkler ve keskin konturlarla oluşturulan figürlerden oluşur; radiant bebek, havlayan köpek ve UFO gibi motifler dikkat çeker. Haring, bu unsurları metal bir yüzeye enamel ve Day-Glo boyalarla uygulamış,

OKUMAK İÇİN TIKLA