Etiket: Bergson

Proust’un Zaman Anlayışı ve Bergson’un Süre Kavramı Arasındaki Bağlantı

Zamanın Öznel Doğası Proust’un Kayıp Zamanın İzinde, eserinde zaman, kronolojik bir akıştan çok, bireyin anılar ve algılar aracılığıyla deneyimlediği bir olgu olarak karşımıza çıkar. Karakterlerin geçmişe dair hatırlamaları, zamanın doğrusal bir çizgide ilerlemediğini, aksine bireysel bilinçte katmanlar halinde var olduğunu gösterir. Bergson’un süre kavramı da bu noktada benzer bir bakış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pulp Fiction’ın Doğrusal Olmayan Anlatısı ve Klasik Hollywood Anlatısıyla İdeolojik Karşıtlıklar

Doğrusal Olmayan Anlatının Felsefi Temelleri Pulp Fiction’ın anlatı yapısı, zamanı kronolojik bir çizgiden kopararak parçalı ve döngüsel bir kurgu sunar. Bu yapı, Bergson’un süre (durée) kavramıyla ilişkilendirilebilir, çünkü süre, zamanın öznel ve akışkan doğasını vurgular. Bergson’a göre zaman, mekanik bir sıralama değil, bireyin bilinç akışında birleşen anların sürekli bir deneyimidir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Henri Bergson’un Süre Kavramı ve Kant’ın Zaman Anlayışının Karşılaştırması

Zamanın Felsefi Temelleri Kant’ın zaman anlayışı, onun epistemolojik sisteminin temel taşlarından biridir. Zaman, Kant’a göre, insan aklının dünyayı algılama biçimi için a priori bir koşuldur. Dış dünyayı deneyimlemek için nesnel bir gerçeklikten ziyade, insan bilincinin bir biçimlendirme aracı olarak işlev görür. Zaman, Kant’ın sisteminde uzayla birlikte, duyusal verilerin organize edildiği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bergson’un Bellek Anlayışıyla Zaman ve Bilinç Arasındaki Köprü

Belleğin Sürekliliği ve Bilinç Bergson, belleği statik bir depolama alanı olarak değil, dinamik bir süreç olarak tanımlar. Onun felsefesinde bellek, yalnızca geçmiş olayların kaydedildiği bir arşiv değil, aynı zamanda bilincin kendisini inşa ettiği bir akıştır. Bergson’un süre (durée) kavramı, zamanı lineer bir çizgi olarak değil, birbirine karışan ve sürekli dönüşen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saatlerin İzinde: Zamanın Metaforik Döngüsü ve Bergson’un Zaman Anlayışıyla İlişkisi

Saatlerin Anlam AğıSaatler, Tanpınar’ın eserinde bireylerin ve toplumun zamanla kurduğu ilişkiyi yansıtan bir araç olarak işlev görür. Saatler, sadece fiziksel bir nesne olmaktan öte, düzen, disiplin ve modernleşme süreçlerinin bir göstergesidir. Roman, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminde bireylerin ve toplumun zaman algısını yeniden şekillendirme çabasını ele alır. Saatler, bu bağlamda, bireylerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde Bergson’un Zaman Anlayışının İzleri

Zamanın Sübjektif Doğası ve Bireysel Deneyim Bergson’un “süre” kavramı, zamanın homojen ve parçalanabilir bir yapı olmadığını, aksine bireyin bilinç akışında sürekli ve birbiri içine geçen bir deneyim olarak var olduğunu öne sürer. Romanda, Hayri İrdal’ın anlatısı bu sübjektif zaman anlayışını yansıtır. Hayri’nin geçmişi hatırlama biçimi, anıların kronolojik bir sıralamadan ziyade

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bergson’un Seziş Kavramı: Rasyonel Düşünceye Karşı Yeni Bir Yaklaşım

Sezişin Tanımı ve Temel Özellikleri Seziş, Bergson’un felsefesinde bilginin ve gerçekliğin kavranışında merkezi bir rol oynar. Bu kavram, doğrudan deneyim yoluyla gerçekliğin özüne ulaşmayı ifade eder. Rasyonel düşünce, genellikle analitik ve sistematik bir yaklaşımla nesneleri parçalara ayırarak anlamaya çalışır. Ancak seziş, bu parçalayıcı yönteme karşı bütüncül bir algı sunar. Seziş,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Marquez, Kolera Günlerinde Aşk: Aşkın Zamanla İmtihanı

Kolera Günlerinde Aşk eserinde, Fermina Daza ve Florentino Ariza’nın ilişkisi, zamanın lineer akışına meydan okuyan bir süreklilik sergiler. Bergson’un “süre” (durée) kavramı, zamanı niceliksel bir ölçü olmaktan çıkararak, bireyin öznel deneyimleriyle şekillenen bir akış olarak tanımlar. Bu bağlamda, Florentino’nun Fermina’ya duyduğu aşk, yıllara yayılan bir sabır ve bağlılık üzerinden, sübjektif

OKUMAK İÇİN TIKLA

Proudhon’dan Deleuze’e Anarşist Felsefe Sözlüğü – Daniel Colson

Bu sözlük kendine koyduğu sınırlar içinde eğretidir, çok sayıda ekleme ve düzeltmeye müsaittir. Bilinçli soyutluğu içinde tek bir hedefi vardır ve dört noktada özetlenebilir: 1) Anarşi’ye bağlılığını kararlı bir şekilde belirten bir hareketin olası (ve paradoksal) teorik tutarlılığının anlaşılmasını sağlamak; 2) uzunca bir süre ortadan silindikten sonra yirminci yüzyılın ikinci

OKUMAK İÇİN TIKLA