Etiket: Hüseyin Aygün

Hüseyin Aygün, Yeni Şafak gazetesinin Atatürk’ün, idam edilmeden saatler önce Seyit Rıza ile görüştüğüne dair yayınladığı belgeyi yalanladı.

Hüseyin Aygün, Yeni Şafak’ın haberine ilişkin, “2 yıl evvel 78 milyonun gözünün içine bakarak açıktan Kabataş yalanını söyleyenlerin 78 yıl evvel gerçekleşen bir siyasi idamla ilgili olarak iftira kapasitesini gözler önüne sermiştir” dedi.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hüseyin Aygün ile ?Fişlemenin Kısa Tarihi? ile üzerine söyleşi

Aysel Sağır, fişlenme konusunda toplumu aydınlatmak gibi önemli bir rol üstlenen Hüseyin Aygün?le Türkiye?deki fişle(n)meyi konuştu. ?Bizim fişleme dediğimize, MİT istihbarat diyor? – Kitabınızda gerilere giderek (on yedinci yüzyıl) fişlemenin epistemolojik haritasını çıkarmışsınız. Fişleme özellikle Türkiye?de nasıl uygulanıyor, yasal çerçevesi nedir?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fişlemenin Kısa Tarihi – Hüseyin Aygün

Fişleme, neredeyse dünyanın her yerinde kullanılan bir izleme ve yönetme metodu. 21. yüzyıla gelindiğinde internetin ve dolayısıyla bilgi ağının genişlemesi, bu metodun devletler tarafından sık başvurulan bir alan haline gelmesini sağladı. Giderek genişleyen bu alanın kontrolü ise yine devletler tarafından sağlanmaya çalışılıyor. Türkiye’de fişleme ise devlet idelojisinin resmi araçlarından

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dersim 1938 ve Hacı Hıdır Ataç’ın Defteri (İlk Kez Yayımlanan Belgeler, Raporlar, Haritalar) – Hüseyin Aygün

Hüseyin Aygün elimizdeki kitabında, 2006 yılında hayata veda eden Hacı Hıdır Ataç?ın tuttuğu defter üzerinden 1938?de yaşanan Dersim katliamının izini sürüyor. Ataç, 1938 katliamına yakalandığında on iki yaşındaydı. Babası ve kardeşleri Nazımiye?nin Pax nahiyesinin altındaki dereye doğru ölüme götürüldükleri yürüyüşe çıktıklarında o, annesi ve kundaktaki kardeşi ile kaldıkları köyden bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dersim 1938 ve Zorunlu İskan / Telgraflar, Dilekçeler, Mektuplar – Hüseyin Aygün

(*) Dersim harekâtının ardından başlatılan zorunlu iskân uygulamasının üzerinden 70 yılı aşkın bir zaman geçti. Zorunlu iskân, bir devletin herhangi bir topluluğu dini, milli ya da olmadı etnik sebeplerle doğal yerleşim alanından uzaklaştırarak başka bir yere nakletmesinden ibarettir. Ve yaşadığımız ülkenin insanları, ister sürgün edilenlerden isterse onları evlerinde ağırlayanlardan olsun

OKUMAK İÇİN TIKLA