Etiket: psikiyatri

Sanatın Terapötik Dönüşümü: Freud’un Yüceltme Kavramı ve Çift Terapisinde Yaratıcı İfade

Freud’un Yüceltme Kavramı ve Sanatın Psişik Kökenleri Freud’un yüceltme (sublimation) kavramı, insanın bastırılmış arzularını ve içsel çatışmalarını sanatsal yaratıma dönüştürerek toplumsal olarak kabul edilebilir bir forma büründürmesini ifade eder. Bu, yalnızca bireyin kaotik dürtülerini dizginlemesi değil, aynı zamanda bu dürtüleri estetik bir düzlemde yeniden inşa etmesidir. Sanat, Freud için bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evrensel Sembollerin ve Kolektif Bilinçdışının Haritası

Arketiplerin KökleriCarl Gustav Jung’un arketipler teorisi, insan bilincinin derinliklerinde yatan evrensel sembollerin ve kolektif bilinçdışının bir haritasını çizer. Bu arketipler, insan deneyiminin ortak motifleri olarak, bireylerin kendilerini ve dünyayı algılama biçimlerini şekillendirir. Kahraman, bilge, ana, gölge gibi arketipler, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal anlatıların da temel taşlarıdır. Modern toplumlarda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapısöküm ve Evlilik Terapisinde Anlatıların Çözümlenmesi: Metinselliğin İlişkisel Dansı

Yapısökümün Felsefi Zemini ve Terapötik Potansiyeli Jacques Derrida’nın yapısöküm yaklaşımı, anlamın sabit olmadığını, her metnin içinde çelişkiler ve çoklu yorumlar barındırdığını savunur. Evlilik terapisinde bu yaklaşım, çiftlerin ilişkisel anlatılarını bir “metin” olarak ele alarak, onların söylediklerini ve söylemediklerini çözümlemek için güçlü bir metodolojik araç sunar. Çiftlerin hikayeleri, sadece kelimelerden değil,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Psikiyatri ne zaman ortaya çıkmış ve nasıl gelişmiştir?

Psikiyatri tıbbın oldukça genç dallarındandır. Modern psikiyatrinin sembolik doğum tarihi olarak Fransız Devrimi’nden sonra, o zaman delilerin kapatıldığı bir tür tımarhane olan Bicetre’in 1793’te bir akıl hastanesi sıfatını kazanması ve Phillippe Pinel’in onun başına getirilmesi sayılmaktadır. Aslında o sırada oldukça modern akıl hastaneleri başka yerlerde de vardı ve bir süreden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilinç ve Özgür İrade sorunu: Özgürlüğün Evrimi, Daniel Dennett – Kerem Cankoçak

Bizim bir özgür irademiz var mı? Özgür irademiz varsa o zaman bu belirlenmemiş bir dünyada yaşadığımız için mi? Özgür irademizi atom-altı düzeydeki kuantum belirsizliğine mi borçluyuz? Buna benzer sorular felsefe tarihini 2500 yıldır meşgul eden tartışmalar. Ama modern bilim bize bu tartışmaları artık daha ayakları yere basan bir şekilde yapmamıza,

OKUMAK İÇİN TIKLA