Etiket: #sosyalmedya

Dijital Duyusalılık ve Sosyal Medya Melankolisi: Hansen’in Feed-Forward Perspektifinden Tao Lin’in Taipei’si

Yeni Medyanın Algısal Dönüşümü Mark B.N. Hansen’in Feed-Forward: On the Future of Twenty-First-Century Media adlı eserinde ortaya koyduğu dijital duyusalılık, insan bilincinin ötesine geçen bir algılama ve deneyimleme biçimini ifade eder. Hansen, dijital teknolojilerin, özellikle veri akışlarının ve algoritmaların, bireyin duyusal dünyasını yeniden yapılandırdığını savunur. Bu bağlamda, duyusal deneyim artık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyada Panoptikonun Dönüşümü: Gözetimden Öz-Gözetime

Foucault’nun panoptikon kavramı, modern gözetim toplumunun temel bir metaforu olarak, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla yeni bir biçim kazanmıştır. Panoptikon, Bentham’ın hapishane tasarımından esinlenerek, merkezi bir gözetim kulesinden mahkumların sürekli izlendiği bir sistemi tanımlar. Sosyal medya, bu modeli dijital bir alana taşıyarak, bireylerin hem izleyici hem de izlenen olduğu bir öz-gözetim ağı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Toplumsal Temsilin Dijital Yansımaları: Goffman’ın Dramaturjik Teorisi ve Sosyal Medyadaki Öz-Sunum Çatışmaları

Erving Goffman’ın dramaturjik teorisi, sosyal etkileşimleri bir tiyatro sahnesine benzeterek bireylerin toplumsal rollerini nasıl oynadığını ve öz-sunumlarını nasıl şekillendirdiğini inceler. Sosyal medya, bu teorinin çağdaş bir laboratuvarı olarak, bireylerin kendilerini sunma pratiklerini karmaşıklaştırır ve çatışmalar üretir. Bu metin, Goffman’ın teorisini sosyal medya bağlamında derinlemesine değerlendirerek, bireylerin dijital platformlarda öz-sunum süreçlerinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kimliklerin Algoritmik Aynasında: Passing ve Mixed-Race Influencerların Görünürlüğü

“Passing” kavramı, bir bireyin toplumsal olarak belirli bir kimlik kategorisine (örneğin, ırksal, etnik ya da kültürel) aitmiş gibi algılanması veya bu kimliği stratejik olarak benimsemesi durumunu ifade eder. Bu olgu, özellikle mixed-race (karışık ırk) influencerların dijital platformlardaki algoritmik görünürlüğünü derinden etkiler. Sosyal medya algoritmaları, kullanıcı davranışlarını, estetik tercihleri ve kültürel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Panoptikonun Gönüllü Sakinleri: Byung-Chul Han’ın Psikopolitik Kontrol Eleştirisi

Byung-Chul Han’ın psikopolitik kontrol kavramı, modern insanın dijital çağda kendi iradesiyle boyun eğdiği bir denetim mekanizmasını sorgular. Han, dijital panoptikonun, bireyleri sürekli gözetim altında tutarak değil, onların kendi arzuları ve tercihleriyle sisteme entegre olmalarını sağlayarak işlediğini öne sürer. Bu metin, Han’ın bu iddiasını, bireyin özerkliği, toplumsal dinamikler, etik sorumluluklar, tarihsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kolektif Bilinçdışının Algoritmik Çağdaki Dönüşümü ve Özgür İradenin Sınırları

İnsan Zihninin Derinlikleri ve Toplumsal Dinamiklerin Kesişimi Carl Gustav Jung’un kolektif bilinçdışı kavramı, insanlığın ortak arketiplerini ve evrensel sembollerini barındıran bir zihinsel alan olarak tanımlanır. Bu alan, bireylerin bilinçli farkındalığının ötesinde, kültürel ve tarihsel birikimin izlerini taşır. Modern sosyal medya algoritmaları, bu derin yapıyı etkileme potansiyeline sahiptir. Algoritmalar, kullanıcı davranışlarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nostaljinin Erteleme Döngüsü: Geçmişin Çekiciliği ve Anlamın Kaçışı

I. Geçmişin Büyüsü ve Arzulanan Kayıp Nostalji, insan ruhunun geçmişe duyduğu derin bir özlemle başlar; bu, yalnızca bir zaman dilimine değil, bir duyguya, bir varoluş haline yöneliktir. Retro trendler, eski plakların cızırtısında, 80’lerin neon ışıklarında ya da analog kameraların karelerinde bu özlemi somutlaştırır. İnsanlar, bu nesneler aracılığıyla bir “orijinal anlam”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hızlı Trendler ve Merkezsiz Anlam Ağı

Anlamın Sürekli Dönüşümü Hızla değişen trendler, anlamın sabit bir özneye ya da merkeze bağlı olmaksızın sürekli yeniden şekillendiği bir dünyayı işaret eder. Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sabit bir noktaya demirlenemeyeceğini, aksine sürekli ertelenen ve farklılaşan bir akış içinde var olduğunu öne sürer. Popüler kültür, bu akışkanlığın en belirgin sahnesi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sihirli Aynanın Çağrısı: Sosyal Medyanın Yansımaları

Masalsı Yansımanın KökeniSihirli Ayna, Rus masalı Prens Ivan ve Gri Kurt’ta, gerçeği gösteren ve gizli hakikatleri açığa vuran bir nesne olarak belirir. Bu ayna, yalnızca yüzeydeki görüntüleri değil, aynı zamanda arzuları, korkuları ve gerçek niyetleri de yansıtır. Masalda, ayna, Ivan’ın yolculuğunda bir rehber, bir bilgelik kaynağıdır; ancak aynı zamanda, ona

OKUMAK İÇİN TIKLA

Toplumsal Çatışmaların Çağdaş Yansımaları

Güç ve Denetim Dinamikleri Facebook gibi platformların reklam politikaları, yüzeyde bireylerin seslerini duyurmasını sağlayan bir araç gibi görünse de, altında yatan güç dinamikleri, tarih boyunca görülen toplumsal denetim mekanizmalarına benzerlikler taşır. Roma İmparatorluğu, eyaletlerini yönetirken yerel liderleri ve kültürel farklılıkları manipüle ederek birliği sağlama yoluna gitmiştir. Benzer şekilde, sosyal medya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hızlı Tüketimin Ritminde Yaratıcılığın Kaderi

Popüler kültürün hızlı değişim rüzgârları, modern çağın hem büyüleyici hem de kaotik bir gerçeği. Bu sürekli devinim, sanatsal yaratıcılığı bir özgürlük alanına mı taşıyor, yoksa sanatı yüzeysel bir tüketim nesnesine mi indirgiyor? Bu soru, insanlığın ifade biçimlerini, toplumsal dinamikleri ve teknolojik dönüşümleri anlamak için bir anahtar. Aşağıda, bu meseleyi farklı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Anın Tuzakları ve Tarihin Silinmesi

Varlığın Anı ve Sosyal Medyanın Hızı Heidegger’in Dasein kavramı, insanın varoluşunu “dünyada olma” haliyle tanımlar; bir anın içinde, kendi varlığını sorgulayan, geçmişi ve geleceği bir arada taşıyan bir bilinç. Ancak sosyal medyanın anlık deneyim kültürü, bu varoluşsal derinliği bir tür yüzeyselliğe indirger. Ekranlarda kaybolan saniyelik hikayeler, anı yaşama baskısı ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Çağın Sanatı: Özerklik, Gösteri ve Şiddetin Yeni Yüzü

Sanatın Özerkliği ve Kapitalizmin Girdabı Theodor Adorno’nun sanatın özerkliği fikri, sanatı kapitalist üretim ilişkilerinden bağımsız, kendi iç mantığına dayanan bir alan olarak tanımlar. Sanat, bu bağlamda, toplumsal baskılara direnen bir sığınak, insanın özgürleşme potansiyelini taşıyan bir ayna gibi görülür. Ancak NFT’ler ve dijital sanat, bu özerkliği sorgular. Bir dijital dosyanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

İmparatorlukların Çöküşü ve Modern Toplumların Kırılganlığı

Büyük imparatorlukların çöküş süreçleri, toplumsal bağların çözülmesi ile bireysel kimliklerin yeniden tanımlanması arasındaki dinamik ilişki, günümüzün küreselleşmiş dünyasında derin yankılar uyandırıyor. Roma, Osmanlı ve Çin Hanedanı gibi imparatorlukların çöküşü, yalnızca siyasi veya ekonomik bir olay değil, aynı zamanda insan topluluklarının anlam arayışında yaşadığı dönüşümlerin bir yansımasıdır. Bu süreçler, modern ulus-devletlerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyük Yalanın Dijital Yankıları: TikTok’ta Komplo Teorilerinin Yeniden Üretimi

TikTok’un hızlı, görsel ve kısa formatlı dünyasında, “Büyük Yalan” teorisi ve benzeri komplo anlatıları, çağdaş dijital kültürün karmaşık bir aynası olarak yeniden şekilleniyor. QAnon ve Flat Earth gibi komplo teorileri, bu platformda yalnızca bireysel inançların bir yansıması değil, aynı zamanda toplumsal dinamiklerin, teknolojik altyapının ve insan psikolojisinin kesişim noktasında yeniden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şiddetin Gösterisi ve Modern Yansımaları

Antik Arenalarda İnsan Doğasının Sergilenişi Colosseum gibi yapılar, Roma İmparatorluğu’nun ihtişamını ve gücünü sembolize ederken, aynı zamanda insanlığın karmaşık doğasını gözler önüne seren bir tiyatro sahnesiydi. Gladyatör dövüşleri, vahşi hayvan avları ve idam gösterileri, sadece eğlence değil, aynı zamanda toplumsal düzenin bir yansımasıydı. Bu etkinlikler, şiddeti bir ritüel haline getirerek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Çağın Babil Kütüphanesi: Veri Evreninde Anlamın Dönüşümü

Borges’in Vizyonunun Dijital Gerçekleşmesi Borges’in 1941’de hayal ettiği “Babil Kütüphanesi”, tüm olası bilgi kombinasyonlarını içeren devasa bir yapıydı. Günümüzde bu metafor, internetin yapısında somutlaşmış durumda. Ancak önemli bir farkla: Borges’in kütüphanesi sonlu sayıda karakter kombinasyonuna dayanırken, dijital evren sürekli genişleyen dinamik bir sistem. YouTube’da her dakika 500 saatlik yeni içerik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Yalanın Yükselişi

Gerçeğin Kırılganlığı TikTok gibi platformlarda Nazi imajlarının yayılması, yalnızca bir içerik akışı değil, aynı zamanda insan algısının ne kadar kolay yönlendirilebileceğinin bir göstergesidir. Goebbels’in “Büyük yalan” taktiği, kitlelerin zihnini şekillendirmek için basit ama etkili bir ilkeye dayanır: Bir yalan ne kadar abartılı ve sık tekrarlanırsa, o kadar inandırıcı hale gelir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Maskenin Sureti: V ve Joker’in Kimliksizleşme Serüveni

Yüzün Ötesindeki Kimlik V’nin Guy Fawkes maskesi ve Joker’in makyajı, bireysel kimliğin silinip kolektif bir sese dönüşmesi için birer araçtır. V for Vendetta’da maske, tarihsel bir figür olan Guy Fawkes’tan ilham alır; 1605’te İngiliz Parlamentosu’nu havaya uçurma planıyla başarısızlığa uğrayan bir isyancının simgesidir. Bu maske, V’nin yüzünü gizlemekle kalmaz, aynı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumunun Çelişkileri

Görünürlüğün Vaadi Şeffaflık toplumu, bireylerin ve kurumların her hareketinin, düşüncesinin ve eyleminin görünür olduğu bir düzen olarak sunulur. Bu, bir iyilik vaadiyle pazarlanır: daha açık bir dünya, daha dürüst ilişkiler, daha az gizem ve daha çok güven. Ancak bu vaat, bireyleri bir yanılsamaya sürükler; görünürlüğün özgürleştirici olmaktan çok, bir denetim

OKUMAK İÇİN TIKLA