Etiket: toplumsal eleştiri

Volpone’da Açgözlülük ve Ahlaki Çöküşün Satirik Portresi

Ben Jonson’ın Volpone adlı eseri, açgözlülük ve ahlaki çöküş temalarını keskin bir satirik anlatıyla işleyen erken modern dönem tiyatrosunun önemli örneklerinden biridir. 17. yüzyıl Venedik toplumunu arka plan olarak kullanan eser, bireysel ve toplumsal yozlaşmayı, maddi hırsın insan ilişkilerini nasıl zehirlediğini ve ahlaki değerlerin çöküşünü eleştirel bir bakış açısıyla ele

OKUMAK İÇİN TIKLA

Don Quijote, Hayal ve Gerçekliğin Çarpışması

Ergün DOĞAN Don Kişot’un Hayalci Evreni Don Kişot, Cervantes’in eserinde, şövalyelik romanlarının etkisiyle gerçeklikten kopmuş bir karakter olarak tanıtılır. Onun zihni, okuduğu romantik ve epik öykülerle şekillenmiştir; bu öyküler, onun çevresindeki dünyayı algılama biçimini tamamen dönüştürür. Yel değirmenlerini dev sanması, sıradan bir köylü kızı olan Aldonza Lorenzo’yu soylu Dulcinea del

OKUMAK İÇİN TIKLA

Diogenes ve Kendi Kendine Yeterlilik: Antik Yunan’da Bir Özgürlük Arayışı

Kinizmin Temel Prensipleri Kinik felsefenin en tanınmış isimlerinden olan Sinoplu Diogenes, M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış ve felsefesini sıra dışı yaşam tarzıyla somutlaştırmış bir düşünürdür. Onun felsefesinin merkezinde, “kendi kendine yeterlilik” anlamına gelen “autarkeia” kavramı yer alır. Bu kavram, bireyin dışsal nesnelerden, maddi zenginliklerden, toplumsal onaydan ve geleneksel hazlardan bağımsız olarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Üç Nesil Arasında Yükselen Çatışmalar: Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları’nda Erken Cumhuriyet’in Sınıf Dinamikleri

Aile Kökenlerinin Ekonomik Temelleri Cevdet Bey ve Oğulları, Orhan Pamuk’un ilk romanı olarak, bir tüccar ailesinin 1905’ten 1970’e uzanan serüvenini temel alarak Türkiye’nin toplumsal dönüşümünü inceler. Romanın odak noktası, Cevdet Işıkçı adlı karakterin nalbur dükkânından başlayarak servet biriktirme süreci olup, bu bireysel yükseliş, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında Müslüman tüccarların karşılaştığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Alejandro Jodorowsky’nin Kutsal Dağ’ında Manevi Arayışın Sürreal Dönüşümü

Alejandro Jodorowsky’nin 1973 yapımı Kutsal Dağ (The Holy Mountain) filmi, manevi arayışın insan bilincinin sınırlarını zorlayan bir yolculuğa dönüştüğü, görsel ve anlatısal olarak zengin bir eserdir. Film, bireyin kendini bulma çabasını, toplumsal normların ötesine geçen bir estetikle ele alır ve sürrealist bir çerçevede yeniden yapılandırır. Jodorowsky, bu filmde maneviyatı, insanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Diego Rivera’nın Kavşaktaki Adam Freski: Kapitalizm ile Sosyalizmin Görsel Çatışması

Freskin Ortaya Çıkışı ve Kompozisyonu Rivera’nın Kavşaktaki Adam freski, 1930’ların başında, Büyük Buhran’ın etkilerinin hissedildiği bir dönemde tasarlandı. Rockefeller ailesinin siparişi üzerine, New York’taki Rockefeller Merkezi’nin lobisi için hazırlanan eser, başlangıçta insanlığın bilim ve teknolojiyle ilerleyişini yüceltmeyi amaçlıyordu. Ancak Rivera, bu temayı kendi dünya görüşüyle harmanlayarak, kapitalizm ve sosyalizmin insan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuyucaklı Yusuf’un Adalet Çabası: Camus Absürdüyle Uyum Noktaları

Romanın Temel Çerçevesi Sabahattin Ali’nin 1937 tarihli romanı, Anadolu taşrasındaki toplumsal dinamikleri bireysel trajediler üzerinden inceler. Hikaye, öksüz bir çocuğun evlat edinilmesinden başlayarak, kasaba eşrafının egemen olduğu bir ortamda bireysel çabaların nasıl engellendiğini gösterir. Ana karakter, erken yaşta ailesini kaybeden bir birey olarak, evlat edinen ailenin iç çatışmalarına tanık olur

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dövüş Kulübü’nün Görsel Kaosu: Anlatının Psikolojik Derinliğine Katkılar

Görsel Kurgunun Düzensiz Yapısı Dövüş Kulübü’nün görsel kurgusu, bilinçli bir kaos estetiği üzerine inşa edilmiştir. Hızlı kesmeler, ani geçişler ve kasıtlı olarak düzensiz görünen sahne düzenlemeleri, anlatıcının zihinsel durumunu doğrudan yansıtır. Bu teknikler, seyirciyi karakterin parçalanmış algı dünyasına çeker ve onun içsel çatışmalarını görselleştirir. Örneğin, filmin açılış sahnesinde kullanılan mikroskobik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Brecht’in Yabancılaştırma Efekti: Seyirci Bilincini Dönüştürme Sanatı

Brecht’in yabancılaştırma efekti (Verfremdungseffekt), tiyatroda seyirciyi pasif bir tüketici olmaktan çıkararak eleştirel bir gözlemciye dönüştürmeyi hedefleyen bir yöntemdir. Bu yaklaşım, seyircinin sahnedeki olaylara duygusal olarak kapılmasını engelleyerek, onların analitik düşünme kapasitesini harekete geçirmeyi amaçlar. Seyircinin Pasifliğinden Eleştirel Bilince Geçiş Yabancılaştırma efekti, seyircinin tiyatroyu yalnızca bir eğlence aracı olarak görmesini engellemek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Clerks’in 1990’ların Bağımsız Sinema Estetiğine Etkisi

Minimalizmin Gücü ve Günlük Yaşamın Estetize Edilişi 1994 yılında vizyona giren Clerks, Kevin Smith’in düşük bütçeli, siyah-beyaz çekilmiş filmi olarak bağımsız sinema dünyasında bir dönüm noktası oluşturmuştur. Film, New Jersey’deki bir bakkal ve video kiralama dükkânında geçen sıradan bir günü, diyalog odaklı bir anlatımla işler. Minimalist yaklaşımı, yalnızca mekân ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Rocky Horror Picture Show’un 1970’ler Toplumsal Normlarına Karşı Cinsiyet ve Cinsellik Devrimi

Toplumsal Normların Sorgulanışı 1970’lerin toplumsal yapısı, cinsiyet rolleri ve cinsellik konusunda katı normlarla şekillenmiştir. Rocky Horror Picture Show, bu normları cesurca sorgulayarak dönemin heteronormatif ve ikili cinsiyet anlayışına meydan okur. Film, cinsiyet kimliklerini akışkan bir şekilde sunarak, toplumsal cinsiyetin sabit bir kategori olmadığını vurgular. Örneğin, Dr. Frank-N-Furter karakteri, geleneksel erkeklik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Theodor Adorno’nun Sanatın Özerkliği: Modern Kapitalist Toplumlarda Sanatın Rolü

Sanatın Özerkliğinin Kavramsal Temelleri Sanatın özerkliği, Adorno’nun estetik teorisinin temel taşlarından biridir ve sanatın toplumsal işlevlerden bağımsız olarak kendi iç mantığına dayalı bir alan olarak var olabileceğini savunur. Bu görüş, sanatın estetik değerinin, dışsal ekonomik ya da politik baskılardan bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini öne sürer. Ancak Adorno, modern kapitalist toplumlarda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Barbarın Kahkahası: Sessizliğin Travmatik Yankıları ve Grotesk Eleştirinin İzleri

Sessizliğin Psikolojik Temelleri Travmatik kahramanın sessizliği, romanın merkezinde yer alan bireysel ve kolektif yaralanmaların bir yansıması olarak işlev görür. Sema Kaygusuz’un Barbarın Kahkahası’nda, Mavi Kumru Moteli’nde konaklayan karakterler arasındaki etkileşimler, özellikle ergen Ozan’ın içe kapanıklığı üzerinden, dış dünyanın baskılayıcı dinamiklerine karşı bir direniş biçimi sergiler. Bu sessizlik, bireyin simgesel düzen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Quentin Tarantino, Ucuz Roman: Şiddetin Olağanlaşmasına İlişkin Sinematik Bir Çözümleme

Günlük Hayatın İçinde ŞiddetQuentin Tarantino’nun Ucuz Roman (Pulp Fiction) filmi, şiddeti günlük yaşamın sıradan bir parçası olarak sunar. Karakterler, cinayet, darp veya tehdit gibi eylemleri, kahve içmek ya da hamburger yemek kadar doğal bir şekilde gerçekleştirir. Örneğin, Vincent ve Jules’un bir cinayeti işledikten sonra sakin bir şekilde kahvaltı muhabbetine dalması,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bukowski’nin Şiirsel İsyanı: Geleneksel Estetiğe Karşı Bir Varoluş Çığlığı

Çiğ Gerçekliğin Estetik Manifestosu Bukowski’nin şiiri, geleneksel estetiğin süslü diline ve idealize edilmiş imgelerine karşı, çiğ bir gerçeklik sunar. Klasik şiirde sıkça rastlanan doğa tasvirleri, romantik duygular ya da metafizik arayışlar, onun eserlerinde yerini şehir yaşamının kiri, alkol kokusu ve insan ilişkilerinin kırılganlığına bırakır. Örneğin, Post Office ya da Love

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adorno’nun Estetik Teorisi ve Modern Sanatın Ticarileşmesi Üzerine Eleştiriler

Sanatın Özerkliğinin Erozyonu Adorno, modern sanatın ticarileşmesini, sanatın özerk doğasına yönelik bir tehdit olarak görür. Sanat, tarih boyunca bireysel ifade ve toplumsal eleştirinin bir aracı olarak özerk bir alan oluşturmuştur. Ancak, kapitalist üretim ilişkilerinin etkisiyle, sanat eserleri giderek meta haline gelir. Adorno’ya göre, bu süreçte sanat, kendi içsel değerinden uzaklaşarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sait Faik Abasıyanık ve Anton Çehov’un Öykülerinde Sıradan İnsanların Ortak Yansımaları

Toplumsal Kenarda Varoluş Sait Faik Abasıyanık ve Anton Çehov’un öykülerinde sıradan insan figürü, toplumsal hiyerarşinin alt basamaklarında yer alan bireyler üzerinden şekillenir. Her iki yazar da balıkçılar, işçiler, küçük esnaf ya da işsizler gibi toplumun göz ardı ettiği kesimleri merkeze alır. Bu karakterler, ekonomik zorluklar ve sosyal dışlanma ile mücadele

OKUMAK İÇİN TIKLA

Efruz Bey’in Milliyetçilik Serüveni: Anderson’un Hayali Cemaatleri ve Ziya Gökalp’in Türkçülük İdeali Arasında Bir İroni Dansı

Efruz Bey’in Kimlik Arayışı Efruz Bey, Ömer Seyfettin’in hikâyesinde, milliyetçilik idealini coşkuyla benimseyen ancak bu ideali yüzeysel ve kimi zaman gülünç bir şekilde yaşayan bir karakter olarak tasvir edilir. Onun milliyetçiliği, Anderson’un “hayali cemaatler” kavramıyla ilişkilendirildiğinde, bir topluluğun ortak değerler etrafında birleşmesi fikrinden çok, bireysel bir kimlik performansı olarak öne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Akış Platformlarının Bireysel Yaratıcılık Üzerindeki Etkileri: Adorno’nun Kültür Endüstrisi Eleştirisi Perspektifinden

Standardizasyon ve Yaratıcı Özgünlüğün Sınırları Adorno’nun kültür endüstrisi eleştirisi, kültürel ürünlerin standartlaşmasının bireysel yaratıcılığı kısıtladığını öne sürer. Akış platformları, algoritmik öneri sistemleri aracılığıyla kullanıcıların içerik tüketimini yönlendirir. Bu sistemler, popüler olanı öne çıkararak belirli estetik kalıpları ve anlatı yapılarını teşvik eder. Örneğin, Netflix’in yapım süreçlerinde veri odaklı karar alma mekanizmaları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Don Quixote ve Nasreddin Hoca: İki Mizahi Kahramanın Karşılaştırmalı İncelemesi

Edebiyatın İki Efsanevi Figürü Don Quixote, Miguel de Cervantes’in 17. yüzyıl İspanyol edebiyatının başyapıtı olan romanında hayat bulan bir karakterdir; Nasreddin Hoca ise Türk halk kültürünün 13. yüzyıldan beri süregelen sözlü geleneğinin mizahi temsilcisi olarak bilinir. Her iki figür, mizahın evrensel dilini kullanarak insan doğasının çelişkilerini, toplumun sınırlarını ve bireyin

OKUMAK İÇİN TIKLA