Üç Neden Erildir ?

Masallarda ve simyada kullanılan sayılar, yalnızca niceliksel değerler değil, aynı zamanda psişik yapıların arketiplerini temsil eden cinsiyetlendirilmiş (eril/dişil) ilkelerdir.

Üç sayısının (triadın) genellikle eril olarak kabul edilmesinin nedenleri ve psikolojik sonuçları aşağıdadır:

1. Sayısal ve Geleneksel Cinsiyetlendirme

Üç sayısı, geleneksel olarak eril bir sayı olarak kabul edilir.

  • Tek Sayı İlkesi: Sayı sembolizminde, tek sayılar (uneven numbers) genellikle eril (masculine), çift sayılar ise genellikle dişil (feminine) olarak kabul edilir. Üç, tek bir sayı olduğu için bu genel kurala uyar.
  • Hakim Dini Görüş (Trinity): Bilinçli zihnin hakim olduğu dini görüş açısından (özellikle Hıristiyanlık), Üçlü Birlik (Trinity) “münhasıran eril bir meseledir” (exclusively masculine affair). Bu ilke, Mısır mitolojisindeki Firavun, Ka-mutef ve Tanrı’dan oluşan üçlü birliğe kadar uzanan Mısır triünitesi gibi eski örneklerde de görülür.

2. Psişik Eksiklik ve Yapısal Dengesizlik (Kusur)

Üç sayısı, Jung’un analitik psikolojisinde, bütünlüğün (quaternity) henüz sağlanmadığı, kusurlu veya eksik bir yapıyı temsil eder. Bu eksiklik, eril bilinçli çabayla ilişkilidir.

  • Bütünlük Eksikliği: Dört sayısı (quaternity) bütünlüğün ve dengenin arketipsel sembolüyken, üç sayısı (triad) bu bütünlüğü yansıtmaz. Bu durum, simyada bin yılı aşkın süredir devam eden bir sorun olan Maria’nın Aksiyomu (axiom of Maria) olarak bilinir: “üçten dördüncü olarak bir gelir” (from the third comes the one as the fourth) [234, 237, 300n, 360, 378].
  • Diferansiye Fonksiyonlar: Psikolojik olarak, eril ego bilinci, genellikle dört psişik fonksiyondan (düşünme, hissetme, duyum ve sezgi) sadece üçünü başarıyla farklılaştırabilir ve bilinçli hale getirebilir. Bu, psişenin “üçlü bir sistemi” (ternary system) oluşturur.
  • Aşağı Fonksiyonun Dışlanması: Dördüncü, en zayıf ve “aşağı” (inferior) fonksiyon ise bilinçdışıyla bağlantılı kalır ve bilincin iradesi tarafından erişilemez durumdadır. Bu dışlanan dördüncü kısım, bireyin güçlü tarafının zayıf yönünü (Aşil topuğu) oluşturur ve kaotik, rahatsız edici bir faktör olarak işler. Eril bilinç, bu nedenle, doğası gereği üçlü bir yapıya sahiptir; çünkü farklılaşma ve özelleşme (masculine principle), kaçınılmaz olarak bir dışlamayı ve kusuru (aşağı fonksiyonun bilinçdışına itilmesi) beraberinde getirir.
  • Masallarda Eksik Güç: Masallarda, üç ayaklı atın yenilmesi, bu “mutilated quaternity” (sakatlanmış dörtlü) yapısının, bütünlüğe (dört ayaklılık) karşı olan zayıflığını gösterir. Bu durum, üçlü yapının kötülük, karanlık ve aşağı (chthonic) elementlerle ilişkilendirilen bir prensibi temsil ettiğini gösterir (örneğin, kötü avcının üç ayaklı atı).

3. Ruhun Olumsuz Yönüyle İlişki

Üçlülük, ruh arketipinin karanlık, ilkel yönüyle de ilişkilendirilebilir:

  • Aşağı Üçlü: Simya felsefesinde, ilahi Üçlü Birliğin (yüksek üçlü) yeraltı, khthonik (yer altı) bir karşılığı vardır ve bu genellikle kötülükle ilişkili bir triad olarak düşünülür.
  • Eril Ruhun Karanlığı: Masallardaki kötü ruh (evil spirit) veya kötü büyücü, genellikle eril ve üçlü (ya da üç ayaklı at gibi üçlü yapının kusurlu bir formu) ile ilişkilendirilir. Bu bağlamda üçlülük, bilinçli ve farklılaşmış gücün karanlık, yıkıcı veya bencil amaçlarla kullanıldığı zamanı temsil eder (örneğin, bilinçli iradenin sınırsızlığı).

Sonuç olarak, üç sayısının eril olarak kabul edilmesi, sadece geleneksel sayı sembolizminden (tek sayı) değil, aynı zamanda bilinçli eril çabanın (ego) doğasında var olan bütünleşme eksikliğini ve rasyonalist üstünlüğün beraberinde getirdiği kusurlu üçlü psişik yapıyı temsil etmesinden kaynaklanmaktadır.