Uyuşukluk evrensel bir olgudur; çeşitli şekillerde ifade edilir ve çok çeşitli nedenlerle oluşur, ancak her yerde şu korkunç soru önemli bir rol oynamaktadır: Neden yaşamalı? Niçin çalışmalı?

Pisarev: “Gonçarov’un romanında tasarladığı düşünce, der, her yaştan insana ve millete aittir, ama zamanımızda da Rus toplumu için özel bir anlama sahiptir. Yazar, insan üzerinde zihinsel bir uyuşukluk yaratan, tüm gücüyle ve yavaş yavaş insanları kontrol altına alan, tüm iyi insanları felç edercesine etkisi altına alan ve mantıklı hareketleri duyguları tek başına kuşatan hissin yıkıcı etkisini takip etmeyi planlıyordu.

Bu uyuşukluk evrensel bir olgudur; çeşitli şekillerde ifade edilir ve çok çeşitli nedenlerle oluşur, ancak her yerde şu korkunç soru önemli bir rol oynamaktadır: Neden yaşamalı? Niçin çalışmalı? İnsan bu soru karşısında hiçbir şekilde kendisine verecek tatmin edici bir cevap bulamaz. Bu çözümlenemeyen sorun, bu umut kırıcı şüphe güçleri tüketir, harekete geçebilme gücünü yerle bir eder, insanın eli ayağı bir anda hareket etmez olur, hedeflerini bile gözü görmeden işlerinden vazgeçer. Biri kızgınlıkla ve çileden çıkmış bir halde tuttuğu işleri bir kenara fırlatır, kalan işleri de tembellikle ve sessizce erteler; birisi onun bu hareketsizliği yüzünden gözyaşı dökecek, tekrar ve tekrar kendine ve insanlara kızacak, içindeki boşluğu doldurabilecek bir şeyler arayacaktır. Uyuşukluğun onun üzerindeki belirtisi umutsuzluğun kasvetli gölgesi olacak; o birden beliren coşkun bir dürtüyle gündelik işlere karşı hevesi gelecek, ama yine de o uyuşukluğu devam edecek, çünkü bu hal hareket etmek, hissetmek ve yaşamak için sahip olduğu gücü elinden almıştır.

Öte yandan, hayata olan ilgisizlik daha yumuşak, renksiz bir biçimde ifade edilecektir; mücadele etmeden hayvan içgüdüleri insanda gün yüzüne çıkacak; en yüksek özlemleri acı olmadan dindirecek, kişi yumuşacık koltuğuna gömülecek, uykuya dalacak ve bu anlamsız dinlenmemin tadını çıkararak. Yaşamın yerini sefil bir mevcudiyet alacak ve insanın ruhunda durgun bir su oluşacak. Ta ki dış dünyadan hiçbir endişe ona dokununcaya kadar ya da herhangi bir iç karışıklık onu rahatsız edinceye kadar.

İkinci evrede itaatkâr, uysal, bir uyuşukluk baş gösterecek, isteksizce gülümseyerek hareketsizlikten çıkacak; bu Oblomovluk, Gonçarov’un da söylediği gibi, “bu Slav doğası tarafından teşvik edilen bir hastalıktır ve toplumumuzun yaşamı işte budur.”

Yevgeniy Solovyov,

Oblomov’un Yaratıcısı Ivan Gonçarov,
Çeviri: Emel Saatci
Dorlion Yayınları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir