Yavru Baykuş Umut’la sese giriş
Baykuşlar nasıl bir seslenir? Neden arkadaşları Umut’un “Bum buuuum buuuuummmmmm” diye seslenmesine cevap vermemiş olabilirler? Seslerin muhteşem dünyasına doğru bir gezinti bu.
Bu hafta okuduğumuz kitap tam da Yalvaç Ural’ın bize her daim açtığı “hayvan sesleri ve dildeki yansımaları” kapısından içeri girdiğimizde karşımıza çıkacak kitaplardan. Çocuklarla sohbeti esnasında hayvanların çıkardığı seslerden bahsettiğine sıkça tanık olduğumuz Ural, bu seslerin dilimizdeki zenginliğini vurgularken her defasında beni bambaşka sesler ve kelimelerle şaşırtmış, onun bu alanda yazacağı kitabı daha fazla merakla beklemeye başlamışımdır.
Çikolata ve ben konuğumuz olan kitabımızı okurken usta yazarımızı andık sık sık.
Bu kez sevgili dostumla birlikte Yaprak Moralı’nın Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlanan Baykuşlar Hangi Dilde Konuşur? isimli kitabına doğru bir yolculuğa çıktık. İkimiz de böylesine hoş bir dünyanın içinde dolaşabildiğimiz için öylesine mutluyuz ki, mümkün olsa Moralı’nın karakterleriyle birlikte güzel bahar günlerini biz de hissedebildiğimizden ormanın içinden gerçek dünyaya dönmeyeceğiz sanki.
Meşe ormanında en yüksek ağacın tepesinde yaşayan baykuş ailesinin evini görüyoruz hikâyemiz başladığında. O gün yavru baykuşumuz Umut pek heyecanlı çünkü ilk kez arkadaşlarıyla birlikte dışarı çıkacak. Yanaklara kondurulan öpücükler, anneye, babaya sarılma derken Umut koca meşe ağacındaki evinden dışarı atıyor kendini ve arkadaşlarına seslenmeye başlıyor: “Bum Bum Buuuuummmmmm.”
Seslerin muhteşem dünyası
Bir tuhaflık yokmuş gibi geliyor değil mi? Baykuşlar böyle sesler çıkarırlar bize göre. Durun durun, bir tuhaflık olsa gerek. Daha biraz önce anne baykuş: “Tamam oğlum, hadi git artık! Ama arkadaşlarınla dikkatli olun lütfen ve gün doğmadan eve dönün tamam mı?” demişti de, annesinin sözlerine karşılık olarak “Tamam anne!” diyen Umut annesinin babasının yanaklarına birer öpücük kondurup kapıdan dışarı fırlamamış mıydı?
Umut’un “Bum buuuum buuuummmmmmm” seslerini yinelemesi ve etrafta kimseciklerin olmaması, daha derin nefesler alarak bu meşhur sesi yineleyip durması elbette Moralı’nın çizimleri sayesinde gülümsememize öte yandan baykuşcuğumuz endişelendikçe bizim de endişelenmemize yol açıyor.
Anne baykuşun, “Yavrum… Ne yapıyorsun?” sorusundaki tonlamayı hayal edebilmemizi sağlayan yine Moralı’nın bizi peşine taktığı annesinin kollarına sığınan ve kimsenin onunla oynamak istemediğini düşündüğünden gözleri ıslanan baykuşcuğumuzun çizimi oluyor.
Bundan sonra neler mi yaşıyoruz hikâyemizin içinde?
Seslerin muhteşem dünyasına doğru gezintiye çıkıyoruz hep birlikte. Arıların, köpeklerin, kedilerin hangi ülkede nasıl sesler çıkardığını öğreniyoruz. Dillerin güzellikleri sıralanıyor tek tek önümüzde. Öylesine hoş bir gösteri düzenliyorlar ki hep birlikte, biz de tıpkı Umut gibi hiç bitmesin istiyoruz bu şölen. Keşke daha çok ses işitebilsek, keşke hiç duymadığımız daha fazla sesle tanışma fırsatı bulabilsek diye düşünüyoruz.
Moralı bize tadı damağımızda kalan harika bir zaman dilimi sunuyor bu kitabıyla.
Peki baykuşlar nasıl bir ses çıkarır? Neden arkadaşları Umut’un “Bum buuuum buuuuummmmmm” diye seslenmesine cevap vermemiş olabilirler?
Bunların tümü Moralı’nın harika hayal dünyasının içinde başrollerini baykuşlara vererek zihnimizin içinde yaratmayı hemencecik başardığı eğlenceli bir oyunda gizli.
En kısa zamanda baykuşların birbirlerine nasıl seslendiğini düşünmeye davet edildiğiniz bu oyunla ve ses üzerine çıkılan bir yolculuğun gizemli dünyasında el fenerlerini tutarken yakını aydınlattığı kadar uzakları da unutmamayı tercih eden yaratıcımızla tanışmanız dileğiyle.
Her ülkenin arıları değişik bir şekilde konuşur
“Ama anne, arılar ‘vızzz vızzz’ der!”
“Tabii, ama bu, Türkçede ‘vız vız’dır. Her ülkenin arıları değişik bir şekilde konuşur. Mesela, Japon arı ‘bum bum’ der, İtalyan arı ‘zzzzzzzzzzz’ der, Rus arı ‘zh zh zh’ der, Norveçli arı ‘sum sum’ der ve Yunan arı da ‘zum zum’ der.”
Kitaptan
Görkem Yeltan
http://kitap.radikal.com.tr/ 03.04.2015
BAYKUŞLAR HANGİ DİLDE KONUŞUR?
Yaprak Moralı
Yapı Kredi Yayınları
2015, 40 sayfa