Etiket: Yapı Kredi Yayınları

Dante gibi merkezindeyiz anlatının – Ceyhan Usanmaz

“Beatrice, Aşk ve Dante üçgeninde gidip gelen anlatısıyla Yeni Hayat, aynı zamanda edebiyat tarihinin ilk otobiyografik romanı olarak da nitelendirilir.” Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi romanının en dikkat çekici etkilerinden biri de, özel Paris turlarına ilham kaynağı olmasıydı. Çeşitli şirketlerin organize ettiği bu özel turlarda güzergahlar romandaki anlatıma göre çiziliyor,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lüzumsuz Adam – Sait Faik Abasıyanık “Kalabalık içinde yalnız bir adam”

1948 yılında yazdığı ilk hikâyelerinden biri olan Lüzumsuz Adam’ı yazdığı dönemde Sait Faik Abasıyanık hem bohem yaşamını sürdürür hem de kendisini daha çok dinlemeye başlar; kendisini “lüzumsuz bir adam” olarak hisseder: “ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum. Dünyanın en sevimli insanları olan posta müvezzilerinin bile”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyük Saat (Bütün Şiirleri) – Turgut Uyar

(*) Turgut Uyar “Büyük Saat” şiirinde şöyle sorar: “Şimdi tarihte saat kaç ?” Tarihe ve zamana, insanın tarihle/zamanla ilişkisine ve geçmişine ilişkin temel bir sorudur bu, Uyar’ın şiirlerinde. Çeşitli şiirlerinde bu sorunun ardından giden Uyar, zamanla/tarihle/vakitle ilgili kaygıların, arayışların ve sorgulamalarının gerekçesini şöyle dile getirir: “bizim tasalarımızın eskidir tarihçesi/sonunda umutlanmak,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Henüz Vakit Varken Gülüm – Nazım Hikmet Ran

Dedesi şair Mehmet Nâzım Paşa’nın da etkisiyle çok küçük yaşlarda şiir yazmaya heves duyan Nâzım Hikmet çocukluğunda hangi etkiler altında ilk şiirlerini yazdığını dostu Zekeriya Sertel’e şöyle anlatır: “17 yaşında galiba ilk şiirim basıldı. Yani “Serviliklerde”, yani mezarlıklarda ağlayan, hayatında sevmiş ölüler üstüne idi. Yahya Kemal düzeltmişti birçok yerini. Sonra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ruhi Su’nun Sabahattin Ali ve ailesi ile olan dostluğu

Ruhi Su, 1934’te tifo nedeniyle hastanede yatan Sabahattin Ali’yi ziyarete gitmiş, birkaç yıl sonra Ankara’da konservatuvarda yeniden buluşmuşlar. Ruhi Su, konservatuvarın opera bölümünde Cari Ebert’in öğrencisi olmuş; Sabahattin Ali’den de diksiyon dersleri almış. Sonraki yıllarda, sıkça Muvaffak Şereflerin evine gider, oradaki akşam toplantılarında türkü söylermiş. Sabahattin Ali’nin ölümünden sonra, Ali

OKUMAK İÇİN TIKLA

Özgürlüğün Son Hali / Poemalar – Mihail Yuryeviç Lermontov

“Lermontov uzun yaşasaydı, bizler halkın gerçeğini kabullenmiş, belki de halkın acıları için ağıtlar yakan, halkın gerçek savunucusu büyük bir ozana sahip olurduk?” (Dostoyevski, Bir Yazarın Günlüğü’nden) Saraya yakın çevrelerin kışkırtmaları sonucu giriştiği düelloda henüz 27 yaşında hayata veda eden, Rus devrimci romantizminin önde gelen temsilcilerinden Mihail Yuryeviç Lermontov (1814-1841), Rusya’da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana / Bir Ada Hikayesi 1 – Yaşar Kemal

(*) Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Yaşar Kemal’in tarihi romanlarındandır. Eser ilk olarak 1997 yılında Adam yayınları tarafından basılmıştır. Bir Ada Hikayesi üçlemesinin ilk kitabıdır. Yaşar Kemal bu eserinde I. Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu halkının çilesini konu alır. Romanın kahramanı Poyraz Musa adında şeref madalyalı bir savaş gazisidir. Savaştan sonra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeni Dünya – Sabahattin Ali

1930’lu yıllarda öyküye taze bir soluk getiren Sabahattin Ali, hikâyelerinde insanın zavallılığını ve gücünü sarsılmaz bir üslupla, masalsı ve destansı biçimde yansıtmayı başardı. Şiir, hikâye ve roman yazan, çeviriler yapan Ali, tüm eserlerinde insan ruhuna ayna tuttu ve gerçeğe bu aynadan baktı. Türk edebiyatının büyük yazarından, içinde sinemaya da aktarılan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuyucaklı Yusuf – Sabahattin Ali

Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf” romanı, yayınlandığı tarih olan 1937’den bu yana güncelliğini hiç kaybetmemiş ve edebiyat tarihimizde bir kilometre taşı olmuştur. “Kuyucaklı Yusuf”un önemi yalnızca başarılı bir roman olmasından ileri gelmez, öncü bir yapıt olması da ona tarihsel açıdan bir önem kazandırır; çünkü bu yapıt daha önceki Türk romanından iki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mahkeme Kapısı – Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik’in mektuplarından sonra şimdi de Haber gazetesinin “Mahkemelerde” köşesi için kaleme aldığı 26 yazısı okurla buluşuyor. Edebiyatın bu büyük ve yalın kalemi mahkeme kapılarında yaşanan dramları, gülünç olayları ama hep insanı anlatıyor. Yazıya kalemini açtıktan sonra öpecek kadar bağlı olan Sait Faik’in bu yazıları da öykü tadında… 

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sırça Köşk – Sabahattin Ali “Niçin yazılarımdaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli ?”

1947′ de basılan ve Bakanlar Kurulu kararıyla toplatılan Sırça Köşk, Sabahattin Ali’nin kısa öyküsüdür. Sırça Köşk kitabına da adını veren bu masalı diğerlerinden önce yazılmasına rağmen kitabın ve masallar bölümünün sonunda yer almıştır. Dört masalın en uzunu budur. Sabahattin Ali’nin son kitabı olan Sırça Köşk’te yazar; kendilerini çok güçlü, yıkılmaz,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bu Kış Kimse Üşümeyecek – Feridun Oral

Feridun Oral takipçileri çocuk edebiyatının en sade, en güzel yardımlaşma ve paylaşma hikâyelerinden biri olan Kırmızı Elma’yı hatırlayacaktır. Sevimli tavşanın bir kış günü yiyecek aramaya çıkmasıyla başlar hikâye. Karla kaplı ormanda bulabildiği tek yiyecek, ulaşamadığı bir daldaki kırmızı elmadır. Arkadaşları küçük kır faresi, tombul tilki ve ayının yardımına ihtiyacı vardır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Canistan – Yusuf Atılgan

“Benim yazarlığımdan daha önemlisi günlük yaşamımdır” diyen ve “çok az” yapıt verdiği kabul edilen Yusuf Atılgan, uzun zamandır yayımlanması beklenen son romanı Canistan ile yazarlık serüvenini tamamlıyor. Yusuf Atılgan, önce “İşkence” adını koyduğu ve “Duruşma”, “Yargıç”, “Tanık”, “Sanık” bölümlerinden oluşmasını tasarladığı bu romanının “Sanık” bölümünü yazamadan aramızdan ayrılmıştı. Ancak elinizdeki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Binbir Çiçekli Bahçe – Yaşar Kemal “Dünya binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir.”

Dünya binbir çiçekli bir kültür bahçesidir. Yaşar Kemal, dünyanın sahip olduğu ve geçen onyıllar içinde daha çok farkında olunan bu kültür çeşitliliğindan gitgide daha sık söz ederken, hiç kuşku yok ki hep bir endişenin kararlı izleyicisi olarak karşımıza çıkıyor. Sahip olduğumuz kültür çeşitliliğini korumak yerine sorunların çözümünün başlıca aracı olarak

OKUMAK İÇİN TIKLA