Çağdaş İngiliz edebiyatının usta kalemi John Fowles, birer başyapıt olan romanları Fransız Teğmenin Kadını, Yaratık, Koleksiyoncu ve Mantissa’nın ardından, bu kez düzyazılarıyla karşımızda. Fowles’un gözden kaçmış son derece kişisel yazılarını topladığı Zaman Tüneli, hemen her konuyu merak eden, bu merakını okuruna da bulaştırmak isteyen bir yazarın yirminci yüzyıla kişisel bakışını gözler önüne seriyor. Böylelikle, bu dil ve kurgu ustasının zihninin coğrafyasını ortaya koyan yazıların yeni ufuklar açma konusunda romanlarından geri kalmadığını da görüyoruz. Fowles deneme, edebiyat eleştirisi, yorum, anı, düşünce ve otobiyografik notlarından oluşan bu yapıtında, yaşamı boyunca kafasını kurcalayan, onu düşündüren ve eğlendiren konulara değinerek, bir anlamda zihninin kara kutusunu okurlarına açıyor. Zaman Tüneli dört bölümden oluşuyor: Yazmak ve Kimlik, Kültür ve Toplum, Edebiyat ve Edebiyat Eleştirisi, Doğa ve Doğanın Doğası. Fowles 1963 yılından bugüne dek kaleme aldığı, bu dört ana başlık altında toplanan yazılarında, kurmaca sanatı, edebiyatla hayat ve ölümsüzlük arasındaki ilişki üzerine düşüncelerini ifşa ederken; edebiyat, sanat, kimlik, kültür, estetik, toplum ve doğa gibi konularda kafa yoranlar için de verimli ve düşündürücü bir aydınlanma alanı oluşturuyor. Bu arada okur, çağımızın en büyük edebiyatçılarından birinin romanlarını yazmaya başlamadan önce yaptığı hazırlığa, karakterleriyle kurduğu ilişkiye, özellikle de kadın karakterleriyle yaşadığı aşka, bir tanrıcılık oyununa benzettiği roman yazma sanatının ona suçluluk duygusu veren “kötücül”zevklerine tanık oluyor. Fowles’un romanlarının büyüsüne kapılanlar, eminiz ki onun zihnine açılan bu pencereden içeri sızıp romanlarının yaratılış sürecini takip etme fırsatını kaçırmayacaklardır. Fransız Teğmenin Kadını ve Büyücü gibi romanları bilen herkes, Fowles’un sezgisi güçlü ve zeki bir yazar olduğunu biliyor, fakat bu derleme, romancının aynı zamanda, büyüleyici ve eğlendirici bir deneme yazarı olduğunu da gösteriyor.” Hampstead & Highgate Express
KÜNYE
Zaman Tüneli
John Fowles
Ayrıntı Yayınları
Çevirmen : Süha Sertabiboğlu
Orijinal Adı : Wormholes Essays and Occasional Writings
Sayfa Sayısı : 480
John Fowles
(1926-2005) İngiliz romancı, hikâyeci, şair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluşçu düşünce ile birleştiren romanlarıyla yüzyılın önemli yazarları arasına girmiştir. Gerilim romanı, Victoria dönemi romanı, ortaçağ öyküsü ve otobiyografi gibi geleneksel düzyazı biçimleriyle deneyler yapmış, bu biçimler aracılığıyla yirminci yüzyıl sanatını ve toplumunu yorumlamıştır. Fowles karmaşık durumlar ve efsane, sanat ve tarihten alınma unsurlarla dolu sahneler yaratan, anıştırma ve betimleme tekniklerini sık kullanan bir yazardır. Romanların anlatı yapısı güçlü, karakterleri canlı, inandırıcıdır. Bu karakterlerin çoğu toplumun genelgeçer kurallarının dışında yaşar; romanların dramatik gerilimi bu karakterlerin kendilerini yeniden değerlendirmelerini gerektiren can alıcı dönüm noktalarına ulaşmalarıyla sağlanır. Fowles’un kadın kahramanları zeki ve bağımsızdır; erkek kahramanlar ise hayatlarındaki bulmacalara yanıt arayan, genellikle kararsız ve yalıtılmış durumdadırlar. Çoğu durumda aradıkları basit çözümleri bulamadıkları gibi, arayışları esrarın daha da artmasıyla sonuçlanır. Fowles her şeyi bilen Tanrı-yazar rolünü reddeder; bu tavrı, romanlarını okuru tatmin edecek finallerle bitirmeyi reddetmeyi de içerdiği için bazı okurlarını kızdırmıştır. Oysa Fowles yarattığı karakterlere kendi sınırları içinde seçme ve davranma özgürlüğü tanımanın yazar sorumluluğunun gereği olduğuna inanır. Bu uygulama, Fowles’un, iradesini ve bağımsız düşüncelerini kullanarak topluma uyum göstermeye direnen ve böylece şansın hayat üzerindeki etkisini sınırlayan “sahici” insan anlayışına koşuttur.
İlk romanı The Collector (1963; Koleksiyoncu, Çev. Münir Göle, Ayrıntı Yayınları, 2001) büyük bir ticari başarı kazanmış, kitap hakkında yapılan değerlendirmelerde hikâyenin Herakleitos’tan alınan, Az yani seçkinler ile Çok, yani kitleler arasındaki mücadele temasını işlediği vurgulanmıştır. Fowles bir düşünce metni olan ikinci kitabı The Aristos’ta (1964; Aristos-Yaşam Üzerine Notlar, Çev. Serdar Rifat Kırkoğlu, Ayrıntı Yayınları, 2001) sanat, din, siyaset ve toplum hakkındaki düşüncelerine yer vermiştir. The Magus (1965; Büyücü, Çev. Meram Arvas, Ayrıntı Yayınları, 2006) labirentimsi yapısıyla Fowles’un anlatı ustalığını gözler önüne serer. Yazımına 1952’de başladığı bu roman ilk kez 1965’te yayımlanmış, 1977’de yazarın yaptığı birçok üslup ve yapı değişikliğiyle tekrar yayımlanmıştır. The French Lieutenant’s Woman (1969; Fransız Teğmenin Kadını, Çev. Aslı Biçen, Ayrıntı Yayınları, 1999) Fowles’un en başarılı ve yenilikçi romanı olarak değerlendirilmiştir. The Ebony Tower (1974; Abanoz Kule, Çev. Aysun Babacan, Ayrıntı Yayınları, 2008) her biri bir sanat biçimiyle bağlantılı ve yaratım sürecinin bir yönüyle ilgili öykülerden oluşur. Ayrıntı Yayınları’nın yayın programında bulunan Daniel Martin (1977) bir adamın kendini arayışını konu alan, Fowles’un deyişiyle “duygusal anlamda otobiyografik” bir romandır. Mantissa (1982; Mantissa, Çev. Aysun Babacan, Ayrıntı Yayınları, 2001) cinsellikten edebiyat kuramına bir dizi konuyu ele alır ve modern edebiyatta yazarın rolü üzerinde odaklanır. Akıl ile boş inanç, delilik ve doğaüstü, özgürlük ve rastlantı, bilim ve büyü gibi kavramların tartışıldığı, çarpıcı bir gerilim romanının ötesine uzanıp metafizik boyutlara da erişen son romanı A Maggot (1985; Yaratık, Çev. Serdar Rifat Kırkoğlu, Ayrıntı Yayınları, 2000) ise on sekizinci yüzyılda Shaker mezhebinin ortaya çıkışını konu edinir. Kendi yapıtlarının yazılış serüveninden toplumsal analizlere kadar çeşitli yazılar içeren en son yapıtı Wormholes (1998; Zaman Tüneli, Çev. Süha Sertabiboğlu, Ayrıntı Yayınları, 2004) ise makale ve söyleşilerinden oluşuyor.
1968 yılından itibaren Fowles İngiltere’nin güneyinde, küçük bir liman kasabası olan Lyme Regis’te yaşamıştır. Yaşadığı yerin yerel tarihine duyduğu ilgiden dolayı 1979’da Lyme Regis Müzesi’nin kuratörlüğüne atanan Fowles, 7 Kasım 2005’te yaşama veda etti.