Ay: Ekim 2025

İbnü’l Arabi’nin Vahdet-i Vücud Felsefesi ve Tasavvufun Panteizmle Kesişimi

İbnü’l Arabi’nin vahdet-i vücud felsefesi, İslam tasavvufunun en tartışmalı ve derin kavramlarından biri olup, varlığın birliği anlayışını merkeze alarak tasavvufun panteizmle ilişkilendirilmesine önemli etkiler yapmıştır. Bu felsefe, varlığın tek bir hakikatten sudur ettiğini ve her şeyin ilahi özün bir yansıması olduğunu öne sürer. Panteizmle ilişkilendirilmesi, hem tarihsel hem de kavramsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

The Warriors (1979) Filminin Çete Kültürü Üzerinden 1970’lerin Kentsel Kaygılarının Temsili

Şehir ve Toplumsal Çözülme 1970’lerin Amerika’sında kentler, ekonomik gerileme, işsizlik ve altyapı çöküşüyle mücadele ediyordu. Sanayi sonrası dönemde fabrikaların kapanması, orta sınıfın banliyölere göçü ve şehir merkezlerinin terk edilmesi, kentsel alanlarda yoksulluk ve suç oranlarının artmasına yol açtı. The Warriors filmi, bu dönemde New York’un çete savaşları ve sokak hakimiyeti

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mandala Sanat Terapisinin Bireyleşme Süreciyle Bağlantısı

Köken ve Anlam Mandala, dairesel bir düzen içinde simetrik desenler barındıran bir formdur ve farklı kültürlerde manevi bir araç olarak kullanılmıştır. Bu yapı, insan bilincinin organizasyonunu ve içsel bütünleşmeyi temsil eder. Jung’un psikoloji anlayışında, mandala, bireyin iç dünyasındaki denge arayışını ve bütünlüğe ulaşma çabasını ifade eder. Bireyleşme süreci, kişinin bilinçli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sirius Yıldızının Önemi ve Kadim Uygarlıklarla İlişkisi

Sirius’un Astronomik Özellikleri Sirius, Canis Major (Büyük Köpek) takımyıldızında yer alan, gece gökyüzünün en parlak yıldızıdır. Yaklaşık 8,6 ışık yılı uzaklıkta bulunan bu çift yıldız sistemi, Sirius A ve daha sönük bir beyaz cüce olan Sirius B’den oluşur. Sirius A, Güneş’ten yaklaşık iki kat daha büyük ve 20 kat daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türk Mitolojisinde Hayat Ağacı ve Bayterek: Yapısal Özellikler ile Kültürler Arası Karşılaştırmalar

Giriş Hayat ağacı, Türk mitolojisinde evrenin temel unsurlarını birleştiren bir yapı olarak tanımlanır. Bu kavram, Orta Asya şamanist geleneklerinden kaynaklanır ve üç katmanlı kozmolojiyi yansıtır. Üst dünya, orta dünya ve alt dünya arasında bağlantı sağlar. Kökleri yer altına, dalları göğe uzanır. Türk topluluklarında Ulukayın, Baykayın veya Bayterek adlarıyla bilinir. Bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeytanın Tellerinde Paganini’nin Devrimi – Luna Madanoğlu

Devrim bazen barikatlarda yükselen bir çığlıkta değil, tek bir keman telinde saklıdır.Bir yay hareketi, insanın kalbine dokunan ince bir titreşim, yüzyılların alışkanlıklarını yerle bir eden görünmez bir darbeye dönüşebilir.Paganini, işte bu yüzden yalnızca bir müzisyen değil, bir başkaldırıydı. Parmakları kemanın tahtasında sadece notaları değil, zincirleri de kırdı.Kalıpları, yasaları, kuralları hiçe

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dört Kapı Kırk Makam: Bireysel Ahlak Gelişiminin Manevi Haritası

Öğretinin Yapısı ve Temel İlkeleri Dört Kapı Kırk Makam, Alevilikte bireyin manevi ve ahlaki olgunlaşma sürecini yönlendiren bir yol haritası olarak tanımlanabilir. Bu öğreti, dört ana aşamadan (Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat) ve her birinde on makamdan oluşan bir sistem sunar. Şeriat kapısı, bireyin toplumsal kurallara uyumunu ve temel ahlaki ilkeleri

OKUMAK İÇİN TIKLA

Virginia Woolf’un Orlando Eserinde Anlatı Dilinin Şiirsel Biyografi Olarak İşlevi

Anlatı Yapısının Esnekliği ve Zamanın Akışkanlığı Orlando’nun anlatı dili, biyografik bir çerçeveyi şiirsel bir esneklikle yeniden şekillendirir. Geleneksel biyografilerin kronolojik ve doğrusal yapısına meydan okuyarak, zamanı akışkan bir şekilde işler. Eser, 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman diliminde, başkarakterin cinsiyet ve kimlik değişimlerini takip ederken, tarihsel olayları ve bireysel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Rönesans Mimarisi: Simetri ve Oranın Hümanist İdealleri Yansıtması

Rönesans mimarisi, 15. ve 16. yüzyıl Avrupası’nda ortaya çıkan bir estetik ve düşünsel devrim olarak, simetri ve oranın kullanımıyla hümanist idealleri somutlaştırmıştır. Simetri, yapıların görsel düzenini sağlarken, oran ise insan ölçeğine dayalı harmonik bir estetik sunar. Bu iki unsur, hümanizmin birey merkezli dünya görüşünü, evrensel düzen arayışını ve akılcı düşünceyi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türk Tasavvuf Müziğinde Ney: Manevi Derinlikler ve Dinleyici Üzerindeki Etkiler

Neyin Kutsal Sesinin Kökenleri Ney, Türk tasavvuf müziğinin en belirgin enstrümanlarından biri olarak, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu enstrüman, kamıştan yapılan basit bir yapısına rağmen, insan ruhunu derinden etkileyen bir ses üretir. Ney, özellikle Mevlevi geleneğinde, insanın ilahi olanla bağlantısını simgeleyen bir araç olarak kabul edilir. Sesinin tınısı, insan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Proust’un Bellek Kavramı ile Nietzsche’nin Ebedi Dönüş Düşüncesinin Kesişim Noktaları

Zamanın Doğası ve İnsan Deneyimi Proust’un bellek kavramı, geçmişin bireysel deneyimde nasıl yeniden inşa edildiğini sorgular. İnsan bilinci, geçmiş olayları istemsiz hatırlama yoluyla yeniden yaşar ve bu süreçte zamanın lineer yapısı kırılır. Proust, anıların tetikleyici unsurlarla (örneğin, bir tat veya koku) yeniden canlanabileceğini ve bu anıların bireyin kimliğini şekillendirdiğini savunur.

OKUMAK İÇİN TIKLA

James Joyce’un Finnegans Wake’teki Kelime Oyunlarının Anlam Yaratımına Etkisi

Kelime Oyunlarının Dilbilimsel Yapısökümü Finnegans Wake, dilin geleneksel anlam oluşturma mekanizmalarını sorgulayan bir metindir. Kelime oyunları, çok anlamlılık ve ses benzerliklerine dayalı yapılar aracılığıyla, dilin sabit anlamlarını bozar. Sözcüklerin morfolojik ve fonetik düzeyde parçalanması, anlamın sürekli bir akış içinde yeniden inşa edilmesini sağlar. Bu süreç, okuyucunun alışılmış anlam çıkarma pratiklerini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jung’un Bireyleşme Sürecinin Özgürlük Üzerindeki Etkileri

Bireyleşme Kavramının Temelleri Bireyleşme, bireyin kendi benliğini keşfetme ve bütünleştirme sürecini ifade eder. Bu süreç, kişinin bilinçli ve bilinçdışı unsurlarını uyumlu hale getirerek kendine özgü bir kimlik geliştirmesini içerir. Toplumsal normlar ve kolektif beklentiler, bireyin içsel gelişimini sıklıkla kısıtlar. Bireyleşme, bu dışsal baskılara karşı bir tür içsel rehberlik sunar ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Charles Bukowski’nin Eserlerinde Estetik ve Toplumsal Normlara Karşı İsyan

Estetiğin Geleneksel Normlara Meydan Okuması Charles Bukowski’nin şiir ve düzyazıları, estetik anlayışını toplumsal normlara karşı bir direniş aracı olarak konumlandırır. Geleneksel edebiyatın süslü diline ve idealize edilmiş temalarına karşı, Bukowski kaba, doğrudan ve filtresiz bir üslup benimser. Onun eserleri, estetiği yüksek sanatın rafine alanlarından çıkararak sokakların, barların ve sıradan insanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Teneke’de Kent ve Kırsal Çatışması: Türkiye’nin Modernleşme Sürecinde Toplumsal Gerilimler

Toplumsal Yapıların Çarpışması Hızla modernleşen Türkiye’de, kent elitleri ile kırsal köylülük arasındaki gerilimler, toplumsal yapıların dönüşüm sürecindeki çatışmaları yansıtır. Yaşar Kemal’in Teneke adlı eserinde, bu gerilimler karakterler üzerinden somutlaşır. Kaymakam, kent elitlerini temsil ederken, köylüler ve Çiçekoğlu gibi yerel figürler kırsal yaşamın dinamiklerini ortaya koyar. Kaymakam, merkezi otoritenin bir uzantısı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aristoteles’in Kategoriler Sistemi: Antik Yunan Dilbilimi ve Mantığıyla Bağlantıları

Varlığın Sınıflandırılması ve Dilin Yapısı Aristoteles’in “Kategoriler” adlı eseri, varlığı on temel kategoriye ayırarak (töz, nicelik, nitelik, ilişki, yer, zaman, durum, sahip olma, etki, edilgi) gerçekliğin kavranışını sistematik bir çerçeveye oturtur. Bu sınıflandırma, Antik Yunan dilbilimsel gelenekleriyle bağlantılıdır çünkü Yunanca’nın dilbilgisel yapısı, özellikle fiil ve isimlerin işlevleri, bu kategorilerin oluşumunda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Foucault’nun Soykütüksel Yöntemi: Tarihin Güç Dinamiklerinin Çözümlemesi

Foucault’nun soykütüksel yöntemi, tarihsel olguların ve toplumsal yapıların yüzeydeki anlatılarından öteye geçerek, bu yapıların altında yatan karmaşık güç ilişkilerini açığa çıkarmayı amaçlar. Bu yöntem, tarihsel süreçleri kesintisiz bir ilerleme ya da nedensel bir zincir olarak görmek yerine, olayların ve kurumların nasıl belirli güç dinamikleri tarafından şekillendirildiğini sorgular. Soykütüğün Kavramsal Temelleri

OKUMAK İÇİN TIKLA

Antik Yunan Tiyatrosunun Politik Manipülasyon Aracı Olarak İşlevleri

Antik Yunan tiyatrosu, MÖ 5. ve 4. yüzyıllarda Atina merkezli bir kültürel fenomen olarak, yalnızca sanatsal bir ifade biçimi değil, aynı zamanda toplumsal, politik ve felsefi dinamikleri şekillendiren bir araç olarak işlev görmüştür. Toplumsal Düzenin Pekiştirilmesi Antik Yunan tiyatrosu, özellikle Atina demokrasisinin yükseldiği dönemde, toplumsal normları ve değerleri pekiştirmek için

OKUMAK İÇİN TIKLA

Brecht’in Yabancılaştırma Efekti: Seyirci Bilincini Dönüştürme Sanatı

Brecht’in yabancılaştırma efekti (Verfremdungseffekt), tiyatroda seyirciyi pasif bir tüketici olmaktan çıkararak eleştirel bir gözlemciye dönüştürmeyi hedefleyen bir yöntemdir. Bu yaklaşım, seyircinin sahnedeki olaylara duygusal olarak kapılmasını engelleyerek, onların analitik düşünme kapasitesini harekete geçirmeyi amaçlar. Seyircinin Pasifliğinden Eleştirel Bilince Geçiş Yabancılaştırma efekti, seyircinin tiyatroyu yalnızca bir eğlence aracı olarak görmesini engellemek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tövbe: Sovyet Çöküşünün Görünmez Tetikleyicisi

Yapım Süreci ve Sansür Engelleri Film, 1984 yılında Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde çekildi ve yönetmen Tengiz Abuladze’nin kariyerindeki son önemli çalışması olarak kayıtlara geçti. Üretim aşaması, erken 1970’lerden itibaren Abuladze’nin zihninde şekillenen bir senaryo üzerine kuruluydu; bir trafik kazasının ardından hız kazandı ve Gürcistan Komünist Partisi’nin o dönemki lideri Eduard

OKUMAK İÇİN TIKLA