“Benim gibi bir anne bulamazsın” söyleminin, psikolojik açıdan incelenmesi
1. İdealleştirme ve Eşsiz Olma İddiası
Bu söylemde anne, kendisini tekil, rakipsiz ve yerinin doldurulamaz bir figür olarak konumlandırır.
- Bu, çocuğun alternatif bakım figürlerini ya da destek kaynaklarını düşünmesini engeller.
- Anne, kendi önemini mutlaklaştırarak hem kendi narsisistik ihtiyaçlarını besler hem de çocuğun bireyselleşmesini zorlaştırır.
2. Bağlanma Üzerindeki Etkisi
- Güvenli bağlanmayı teşvik etmek yerine, bağımlı bağlanma modelini pekiştirir.
- Çocuk, “onsuz yapamam” algısını içselleştirir ve ileriki ilişkilerinde de ayrılığı tehdit gibi algılayabilir.
3. Aktarım Sürecinde Yansıması
Terapi ya da analiz sürecinde, bu söylem analiste karşı aşırı bağımlılık ya da analisti idealize etme şeklinde yeniden canlanabilir.
- Analistin “tek ve vazgeçilmez” olduğu hissi, erken dönem anne deneyiminin bir tekrarıdır.
- Ayrılık aşamasında bu söylemin yarattığı korkular yüzeye çıkar; bu da, terapi bitişinin yas sürecini yoğunlaştırır.
4. Örnekle Açıklama
Çocukken anneniz sıkça “Benim gibi bir anne bulamazsın” diyorsa, bu söz hem sevgi vaadi hem de kayıp tehdidini içerir.
- Sevgi vaadi: “Sana eşsiz bir ilgi veriyorum.”
- Kayıp tehdidi: “Bu ilgiyi kaybedersen yıkılırsın.”
Yetişkinlikte bu, ilişkilerde aşırı minnet borcu hissetme, karşıdakini kaybetmemek için özveri sınırlarını zorlamak ya da ayrılığı imkânsız gibi görmek şeklinde kendini gösterebilir.



