Dünya’ya Şartname Yazmak: Komşusuna Tahammülü Olmayanın Küresel Barış Davası!
Ey Zengin Sofraların Aç Gözlü Sahipleri! Bu Yabancı Evrakta Ne Diyor Bakın.
Yazar: Âkil Bîçare
(Gönlü Kıt, Eli Açıkların Hikayesi)
Aziz İnsanlar, Kıymetli Okuyucularım!
Şu ecnebi memleketlerden, Birleşmiş Milletler denen o koca kapıdan bize bir Şartname göndermişler. Adına da “Dünya Şartı” diyorlar. Sanırsınız ki, yeryüzünün bütün dertleri, bu dört koca sütuna, on altı maddeye sığdırılmış da, bizim haberimiz yokmuş!
Efendim, bu evrak, dört büyük esas üzerine kuruludur. Ben size bu yüksek, maneviyatlı lafları, bizim mahallemizin şivesine tercüme edeyim de, ibret alınız. Zira insanoğlunun gözü doymazlığı ve akılsızlığı, bu kâğıtların mürekkebini bile kurutur!
Birinci Esas: Yaratılmış Cümlesine Hürmet ve İhtimam
Şartname Ne Diyor? “Yeryüzüne ve hayatın tüm çeşitliliğine saygı gösterin. Anlayış, şefkat ve sevgiyle hayat cemaatine ihtimam gösterin.”
Gündelik Hali: Buyurun size saygı! Bizim kasap kalfası, hayvanı keserken gösterdiği hırsı, mahalledeki kediyi kovarken bile göstermiyor. Evdeki saksıyı sulamayı unutup kurutan, pencereden aşağı pervasızca çöpünü atan, Haliç’i pisliğe boğmaktan çekinmeyen insandan ne beklenir? Diyorlar ki, “Her canlı değerlidir!” Bizimkiler, komşusunun canını sıkmaktan bile geri durmuyor, kalkmış bütün hayat âlemine şefkat dağıtacak! Hele o horozun sabahleyin ötüşüne tahammül edemeyen, tavuğun yumurtasına bile hesap soran adam, nasıl olur da bütün bu “biyolojik çeşitliliğe” hürmet etsin? Bu, boş bir laftır!
İkinci Esas: Tabiatın Dürüstlüğü ve Temizliği
Şartname Ne Diyor? “Ekosistemlerin bütünlüğünü koruyun, biyolojik çeşitliliğe ve hayatı sürdüren doğal süreçlere özel önem verin. Zarar vermekten kaçının.”
Gündelik Hali: Bu madde de tam bir komedidir! Bütün o büyük fabrikalar, o dumanı göklere salan bacalar, hep bu şartı okumuş da mı yapıyor sanırsınız? Bizim müteahhit Rıza Bey, koca ormanın ortasına kâgir binayı dikerken, aklına “ekolojik bütünlük” mü geliyor? Hayır efendim, sadece cebine giren kuru akçe geliyor! Toprağı kirlet, havayı zehirle, sonra gel “ihtiyatlı yaklaşım” de! Bu, atı çamura saplandıktan sonra hayvanı okşamaya benzer. Tabiatı korumak, sadece kâğıt üzerinde kalırsa, bütün dünya bir çorak toprak olacaktır.
Üçüncü Esas: Toplumsal ve İktisadi Hakkaniyet
Şartname Ne Diyor? “Yoksulluğu etik, sosyal ve çevresel bir zorunluluk olarak ortadan kaldırın. Herkesin insan onuruna uygun bir çevrede yaşama hakkını destekleyin.”
Gündelik Hali: Ah, ne güzel sözler! Peki, o koca apartmanın zengin hanımefendisi, evinde sabahtan akşama kadar çalışan gariban hizmetçisinin hakkını tam olarak veriyor mu? Hayır! Pazarda üç kuruşluk fasulyenin pazarlığını yapmaktan çekinmeyen tüccar, “iktisadi hakkaniyet” lafını duyunca hemen kulaklarını tıkıyor. Herkes, kendi elindekini katlamanın, komşusundan bir gömlek daha iyi yaşamanın derdinde. Yoksulluk, kimin umurunda? Kimin onuru umurunda? Bu, sadece sofrası dolu olanın vicdanını rahatlatmak için yazılmış bir maddedir, efendim. Zira insan, kendisinden zayıf olanı ezmekten ne zaman vazgeçti ki?
Dördüncü Esas: Demokrasi, Şiddetsizlik ve Selamet (Barış)
Şartname Ne Diyor? “Katılımcı yönetişimi ve hesap verebilirliği sağlayarak demokratik kurumları güçlendirin. Hoşgörü, şiddetsizlik ve barış kültürünü teşvik edin.”
Gündelik Hali: Bakın işte en komik maddeye geldik! Bizim evde iki kardeş, miras yüzünden birbirinin gözünü oymaktan çekinmiyor. Bir mahallede iki komşu, çit yüzünden birbirine düşman kesilmiş. Kalkmışız, bütün dünyaya “şiddetsizlik” ve “hoşgörü” dersi vereceğiz! Önce kendi evimizin içindeki zorbalığı, kendi akrabalar arasındaki kavgayı bitirelim de, ondan sonra dünyaya nizam vermeye kalkışalım! Barış kültürü, ancak her birey kendi öfkesini kontrol etmeyi öğrendiği zaman yeşerecektir. Yoksa bu laflar, sadece dilden çıkan boş bir buhardan ibarettir.
Neticede: Bu Dünya Şartı, insanın ne kadar yüce hayaller kurabildiğini gösterir. Lakin, Fox’un o meşhur uyarısı aklımıza geliyor: Bizim derdimiz kural eksikliği değil, insaf eksikliğidir! Yüce lafları bırakıp, önce kendi elimizle yarattığımız pisliği temizleyelim. Gerçek Şart, önce insanın kalbine yazılmalıdır!


