Adana?da Üç Kardeş – M. Şehmus Güzel
Rasih Nuri İleri?nin dünya kadar zengin koleksiyonundan çıkıp gelmiş bir fotograf var önümde : Fotograf Adana?nın bildiğimiz ünlü parkında çekilmiş. Sonradan Adanalıların bu parkın ismini Abidin Dino, Yılmaz Güney, Yaşar Kemal Parkı olarak koyacaklarını henüz bilmiyoruz o günlerde. Çünkü tarih 1943 Martı mı ? Nisanı mı ? Mayısı mı desem ? Haziranı mı ? Öyle bir şey işte.
Solda Ahmet Dino : Ayak ayak üstüne atmış. Yanında sanki bir pardesü. O zaman Mart ayı olması ihtimali artıyor. Ahmet Dino güneşe ve sıçağa bayılanlardandı ve hatta bir seferinde, « Bir yılını hep yaz mevsimi yaşayan ülkelerde geçirmişti. » Paşa torunu ne de olsa. Paşa Dede?den kalan mirasın bir bölümü de böyle gezi ve ziyaretlerde harcandı o da var hesapta elbette.
Ortada Arif Dino. Ahmet gibi o da kravatlı. Sırtında şık bir çeket. Ve tebessüm ediyor Arif. Ender bir olay : Tebessüm etmesi Arif?in.
Sağda Abidin Dino : Gözünde güneş gözlükleri. Yeni nişanlı adama da bu yakışır hani. 1943 Şubat sonunda Güzin Dikel ile Ankara?da, Adana?ya geçmeden hemen önce, nişanlandı Abidin. Abidin de ayak ayak üstüne atmış, fotografta. Abidin?in ince bıyığı belli oluyor. Abidin sürgün yıllarında hep bıyıklı dolaştı. Bıyık merakı daha önce İstanbul?da başlamış olsa da. Tarih?e kulak verecek olursak Abidin bıyık uzatma hikayesine 1940 sonunda başladı sanıyorum. Nâzım Hikmet?i Bursa Hapishanesi?nde, « Taşdan Tayyare?de », ziyaret ettiğinde çekilen fotografta bıyıklıdır Abidin. Suat Derviş?le Yeni Edebiyat günlerinde çekilen fotografta da. Adana?da ve daha sonra Ankara?daki fotograflarında da.
Güzin?i dinleyecek olursak işin özü şudur : « Abidin Anadolu?da hep bıyıklıydı. »
Tamam buna bir itirazımız yok ve bu fotoğraflarla ispatlı. Peki ama Bursa?da ve İstanbul?da da bıyıklı olan Abidin değil mi ? Bu da çünkü fotoğrafla ispatlı. Evet bunların hepsi Abidin. Elbette dahası da var.
1943 Şubat sonu veya Mart başında Adana?ya bu geliş Abidin?in Adana? ya ilk gelişi değil.
Abidin Adana?yı daha önceden biliyor, tanıyor : Rahmetli babası Rasih Bey ile 1927 yazında Adana?ya geldi daha önce : At sırtında dolaştı. O günlerdeki arkadaşı Yusuf ile tazı koşturdular. At yarıştırdılar. Kimi zaman Yusuf?ların çardakta kaldı. Ve o zaman Yusuf?un annesi 13-14 yaşlarındaki bu iki gence iki gözü gibi bakıyordu : Süt mü, bal mı, ekmek mi, çökelek mi, peynir mi, kaymak mı, yoğurt mu ? Ne isterseniz var. Hele fetir ekmekler, içli köfteler : Tadı hala damağımda. Artık ne varsa varolanların hızla « ifadeleri alınırdı ». Ne kadar lezzetli şeylerdir bunlar. Abidin oldum olası yoğurda bayılır. Kavun ve karpuza da? Yemek faslından sonra at sırtında dağ (Toroslar çok uzakta ama yine de birşeyler bulunurdu yakınlarda), bayır, tarlalar, köyler dolaşılırdı … Çukurova ve Toroslar?ın türküsü dinlenir, renklerine hayran olunurdu. Uçan kuşlar seyredilir, Seyhan ve Ceyhan?a kulak kabartılırdı.
Abidin Adanalı o ilk günlerinde babasıyla bir otelde kalıyordu. Adana?nın yıllarca tek oteli olarak bilinen otelde. İsmi « Yeni Otel » miydi ? Otelin sahibinin ismi mi ? İşte yazıyorum : İsmail Bey. Abidin onu hiç unutmadı : « Candan bir insan » diye yazdı örneğin.
Bu sevimli, Abidin?in yazdığı gibi 1969?da « turp gibi » insan nerede ? Yusuf nerede şimdi ? Adana?nın güzel insanları Abidin?li anılarınızı ne zaman yazacaksınız ?
Abidin?in Adana ile akrabalığı köklüdür, kökünü tarihten alır. Kimselere vermez.
Mart 1943?te ise Adana?da bir veya iki değil tam üç Dino vardır ve Adana?da üç kardeşin biraraya geldiği bir fotografla böyle geçti kayıtlara.
Dikkatinizi rica ediyorum : Fotografta da çok iyi görülüyor : Üç kardeş de son derece zarif ve şık. Ayakkabılar, hayır ayakkabı diyemeyiz, kunduralar demeliyiz, gıcır. Çoraplar herhalde pariziyen. Giysiler epey şık. Özenle seçilmiş her şey.
Birazını anlattım ama çoğu kaldı, işte nitekim unutuyordum az daha : Ahmet öyle bütün yılını Adana?da geçiren bir insan değil : Paşa Dede?nin mangırlarının bir bölümünü Paris senin, Roma benim, Madrid Remide?nin (Ahmet Dino birkaç evlilik yaptı : Her biri bir macera ! Ve her biri ancak beş yıl sürdü. ) diyerek har vurup harman savuran cinsinden bir mirasyediydi. Dahası mı ? O da var, aynen yukarıda yazdığım gibi : Adam aklına takıyor örneğin « Bu yıl hiç kış görmeyecek biçimde yaşayacağım » diyor ve diyar diyar dolaşıyor : Ekim bilmem nerede, kasım şurada, aralık burada, ocak sırat köprüsüne varırken solda, şubat cehennemin dibinde, mart işte ve ne iyi ki yeniden ADANA?da : AD-ANA-DA!
Güzel hoş ta ailede bir eksik yok mu ? Var : Ama bu eksiklik çok uzamayacak ve Güzin bir süre sonra, Ağustos 1943?te, Adana?daki Dino ailesini tamamlayacak. Eylülde ise Abidin?le mütevazi ve aile işi bir evlilik yapılacak ve böylece Dino?ların sayısı üçten dörde çıkacak. Adana?da « Arif Dino Halk Üniversitesi » kurulmak üzere dostlar. İyi saatte olsunlar duymasın sakın. Tamam mı ?
M. Şehmus Güzel