Anne Arketipleri, Anne Kompleksi ve Anima
C. G. Jung’un Kolektif Bilinçdışının Arketipleri başlıklı eserindeki bilgilere dayanarak, arasındaki ilişkiyi detaylı bir şekilde açıklıyorum:
1. Anne Arketipi ve Anima Arasındaki İlişki
Anne arketipi, tıpkı diğer arketipler gibi, sonsuz çeşitlilikte görünür. Arketipler, ruhun doğuştan gelen, önceden bilinçli ve bilinçdışı olan bireysel yapısını oluşturan a priori faktörlerdir.
Anima ve anne arketipi, birbiriyle yakından ilişkilidir ancak ayrı varlıklardır:
- Anne Arketipi: Bu arketip; kişisel anne, büyükanne, üvey anne gibi kişisel figürlerin yanı sıra; Tanrıça, Meryem Ana (Virgin), Kilise, ülke, cennet, dünya, deniz, ay ve madde gibi mecazi anlamları da kapsar.
- Anima Arketipi: Anima, erkekteki karşı cinsi temsil eden doğal arketiptir ve genellikle bilinçdışının tüm ifadelerini tatmin edici şekilde özetleyen bir “faktördür”. Anima, doğası gereği dişil olduğu için, erkekteki “ben olmayan” (not-I) ve eril olmayan her şeyi temsil eder.
- İlişkinin Kesişimi: Hint Sankhya felsefesinde, annenin ikili doğası (Prakrti—madde) üç temel niteliğe (iyilik, tutku ve karanlık) ayrılmıştır. Jung, bu felsefedeki Prakrti’nin, Purusha (ruh) önünde ayırt edici bilgeliği (discriminating knowledge) hatırlatmak için dans eden özel özelliğinin, aslında anne arketipine değil, anima arketipine ait olduğunu belirtir.
- Karışma (Mingle): Erkek psikolojisinde, anima arketipi başlangıçta kaçınılmaz olarak anne imajıyla karışmış halde ortaya çıkar.
2. Anne Kompleksi ve Anima Arasındaki İlişki
Anne arketipi, anne kompleksinin temelini oluşturur. Bu kompleksin oğuldaki tezahüründe, anima hayati bir rol oynar.
Oğulun Anne Kompleksi (The Mother-Complex of the Son)
Oğuldaki anne kompleksi asla saf değildir; daima anima arketipinin önemli bir rolüyle karışmıştır. Kaynaklar, oğuldaki anne kompleksinin üç tipik sonucunu belirtir: homoseksüellik, Don Juanizm ve bazen iktidarsızlık.
Anima’nın bu kompleksteki temel işlevi şunlardır:
- Baskın Annenin Gölgesi Olarak Anima: Oğul için anima, annenin egemen gücünün içine gizlenmiştir. Bu durum, anima’nın projeksiyonlarının engellenmesine ve bireyin tüm yaşamı boyunca sürebilecek duygusal bir bağlılıkla (sentimental attachment) kalmasına neden olabilir. Bu bağlılık, yetişkinliğin kaderini ciddi şekilde zayıflatır.
- Projeksiyon ve Takıntı: Anima imajı, oğulun gözünde anneye insanüstü bir çekicilik (superhuman glamour) katar. Zamanla bu imaj sıradan gerçeklik karşısında parlaklığını yitirir ve bilinçdışına geri çekilir, ancak ilk gerginliğini ve içgüdüselliğini kaybetmez. Bu imaj, sıra dışı bir izlenim bırakan ilk fırsatta (yeni bir kadınla karşılaşma anında) dışarı fırlayıp kendini yansıtmaya (projeksiyon) hazırdır.
- Don Juanizm: Bir erkeğin aşk hayatı, anima arketipinin psikolojisini, sınırsız büyülenme (infatuation), aşırı değer verme veya tam tersi kadın düşmanlığı (misogyny) şeklinde ortaya çıkarır. Bu durumların hiçbiri, sadece annenin kişisel özellikleriyle açıklanamaz. Don Juan tipinde, erkek bilinçsizce anima’sını sürekli olarak bir kadından diğerine yansıtır, çünkü annesinden beklediği mitolojik mükemmelliği veya tatmini hiçbirinde bulamaz.
- İktidarsızlık ve Hayatiyet Kaybı: Orta yaştan sonra, anima’nın kalıcı kaybı, canlılığın (vitality), esnekliğin ve insancıllığın (human kindness) azalması anlamına gelir. Bu durum genellikle erken katılık, huysuzluk, inatçılık ve alkole eğilimle sonuçlanır.
Kız Çocuğun Anne Kompleksi
Kız çocuktaki anne kompleksi daha yalın olarak ele alınabilir. Jung, kadındaki anne kompleksine, erkekteki karşılığından (oğul kompleksi) daha fazla zaman ayırmaktadır, çünkü erkekteki kompleks her zaman anima arketipi ile karıştığından “saf” değildir. Kız çocukta anne kompleksinin etkilerini, animus karışımı olmadan incelemek daha mümkündür.
Ancak bu durum yine de ikincil bir ilişkiyi gösterir:
- Eros’un Aşırı Gelişimi (Overdevelopment of Eros): Kız çocuk kompleksinin bir tipinde, annelik içgüdüsü yok olurken, Eros (ilişki kurma kapasitesi) aşırı gelişir. Bu durum, babayla bilinçdışı ensest ilişkiye yol açabilir. Bu tipteki kadınlar, ilişkileri yok etme amacıyla hareket edebilir; annenin kıskançlığı ve onu geride bırakma arzusu ana motifler haline gelebilir.
- Animus’un Rolü: Bir erkekteki anima gibi, bir kadındaki animus da, kompleksin negatif etkilerinin ortaya çıkmadığı durumlarda, bilinçdışına köprü görevi gören bir figür olarak hareket eder.
Kaynak: Arketipler ve Kolektif Bilinçdışı


