Yazar: admin

Kurtlarla Koşan Kadınlar / İnsan Olmanın Kayıp Parçası Üzerine – Luna Madanoğlu

Ben bu kitapla ilk tanıştığımda zaten o yoldaydım.Yalnızlığın, suskunluğun ve kendi iç sesinin yankılandığı bir yoldan geçiyordum.Clarissa Pinkola Estés’in Kurtlarla Koşan Kadınlar’ı, o yolun ortasında karşıma çıkan bir isim gibiydi: “vahşi kadın.”Ona o an bir arketip gibi değil, çoktan unuttuğum bir parçam gibi baktım. Clarissa Pinkola Estés’in Kurtlarla Koşan Kadınlar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ege Rüzgarıyla Özgürlük: Bodrum Rent A Car Rehberi

Bodrum merkez rent a car, tatilcilerin Bodrum’da bağımsızlığını ilan etmesini sağlar. Bodrum kiralık araç imkanlarıyla, toplu taşımanın sınırlarından kurtulup gizli koylara ve kasabalara ulaşabilirsiniz. Bodrum kiralık araç hizmetleri, kaliteli ve bakımlı araçları her bütçeye uygun fiyatlarla ayağınıza getirir. Bu sayede, Ege’nin serin meltemleri eşliğinde kendi programınızı oluşturursunuz. Bodrum Kiralık Araç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ege’nin Kalbinde Özgürlük: Bodrum Araç Kiralama Rehberi

Bodrum rent a car, tatil planlarınızı renklendiren bir anahtar gibidir. Bodrum araç kiralama hizmetleri, özgürce dolaşma tutkunuzu beslerken, bodrum oto kiralama pratikliği ile her detayı düşünür. Bu seçenekler, Bodrum’un antik tiyatrosundan plajlara uzanan keşiflerde vazgeçilmezdir. Bodrum Rent A Car ile Araç Kiralama Stratejileri Bodrum rent a car dünyasında, stratejik seçimler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dostoyevski’nin edebi çalışmalarını iki döneme ayırmak mümkün.

Dostoyevski’nin edebi çalışmalarını iki döneme ayırmak mümkün. İlki İnsancıklar’la (1845) başlayıp Ölüler Evinden Notlar’la (1861-1862) biter. İkincisi Yeraltından Notlar’la (1864) başlar ve Puşkin Konuşması’yla (1880), Dostoyevski’nin tüm yapıtlarının bu iç karartıcı ilahlaşmasıyla sona erer. Bu iki dönem arasındaki sınırda bulunan yeraltı adamının notlarından okur ansızın ve hiç ummadığı şekilde anlar ki, Dostoyevski diğer romanlarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

HELENİSTİK DÖNEM FELSEFESİNİN ANA ÖZELLİKLERİ – AHMET ARSLAN

Nasıl ki, Sofistler ve Sokrates’le başlayan, Platon ve Aristoteles gibi iki büyük filozofla devam ederek doruk noktasına ulaşan Atina Okulu felsefesi, Sokrates-öncesi dönemde ortaya çıkan felsefeden bazı önemli özellikleriyle ayrılıyorsa, söz konusu ettiğimiz yeni dönemde karşımıza çıkan felsefe de kendine özgü bazı özellikleriyle Atina Okulu dönemi felsefesinden ayrılmaktadır. Bu özelliklerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

HELENİSTİK DÖNEM FELSEFESİ – AHMET ARSLAN

Helenistik Dönem, yaklaşık olarak MÖ 330-30 yılları arasındaki döneme verilen addır. Ancak ilkçağ tarihçileri daha kesin olarak, Büyük İskender’in MÖ 323’teki ölümüyle, MÖ 31’de Antonius ile Octavianus arasında yapılan Aktium Savaşında Antonius’un mağlup olması arasında uzanan dönemi Helenistik Dönem, bunu izleyen ve yine yaklaşık olarak MS 5. yüzyılın sonlarına kadar

OKUMAK İÇİN TIKLA

UYGARLIĞIN “GLOBAL” NİTELİK ALMAYA BAŞLAMASI (MÖ 500-MS 1500)

Globalleşme, kısaca, “çeşitli insan topluluklarının global bir sistem içine alınması süreci” olarak tanımlanabilir. “Sistem”, parçaları arasında düzenli ilişkiler olan bir bütünse, çeşitli uygarlıklar arasında düzenli ve sürekli bir alışverişin, etkileşimin bulunması, bir dereceye kadar bugünkü dünyanın temel özelliğidir ve yarın büyük ölçüde böyle olacaktır. Bilinen tarih boyunca, insan topluluklarının coğrafi

OKUMAK İÇİN TIKLA

TARIMA DAYALI UYGARLIKLAR / ORTADOĞU’NUN ÜSTÜNLÜĞÜ DÖNEMİ (MÖ 5000-MÖ 500)

1. Yerleşik Topluluklar Ortadoğu’nun bazı insan gruplarının MÖ 7000 dolaylarında tarıma başladıkları ve kimi hayvanları ehlileştirdikleri bilinmektedir. Gerçekten, “tarım devrimi”, çok kısa olarak, “insanoğlunun bazı bitki ve hayvan türlerini denetleyip, geliştirme ve genişletmeleri süreci” olarak tanımlanabilir. Tümüyle tarıma dayalı uygarlıkların hiçbiri global ya da dünya çapında bir kapsam göstermemektedir. Bunlar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

XIX. Yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Anahatları

Türkiye’de siyasi tarih kitaplarının hemen hemen hepsi, dünyadaysa çoğunluğu, incelemelerine başlangıç tarihi olarak ya 1789 Büyük Fransız Devrimi’ni almakta ya da daha geniş olarak, araştırmalarına 19. yüzyıldan başlamaktadırlar. Bunun temel mantığı şudur: Tarihin ne durduğu ne de başladığı sihirli bir nokta vardır. Tarihçi, bu durumda, tarihin kesintisiz akışı ya da

OKUMAK İÇİN TIKLA

TARİHTE EĞİLİM

Tarihte, doğa bilimlerindekine benzer yasalar yoksa da, tarihçi yalnız olayları, neden ve sonuçlarını ortaya çıkarmakla yetinmez. Tarihin “hareket” demek olduğunun, dünden bugüne ve yarına aktığının bilincinde olan tarihçi, her harekette olduğu gibi tarihte de “eğilim” arar. Hareket eden bir araç demek, (x) noktasından (y) noktasına doğru belirli bir hızla giden

OKUMAK İÇİN TIKLA

TARİHTE NEDEN

Olaylar ve bu olayları açıklığa kavuşturan belgeler tarih ile uğraşanlar için temel konular olmakla birlikte, tarihçi olaylardan bir “fetiş” yaratmamalıdır. Olay, tarihin tek kurucusu değildir. Tek tek olayların nedenlerinin ortaya konması da tarihçinin çabası içinde olmalıdır. Tarihi bir inceleme, bir ölçüde, nedenlerin incelenmesidir; yoksa yapılan kronoloji olur. Ama, tarihçinin araştırdığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

TARİHTE OLAY

Tarihin ne olduğu ya da nasıl tanımlanacağı konusunda tam bir anlaşma yoktur. Her bilim dalında tanım vermek güç ve bir dereceye kadar yanıltıcı bir uğraştır. Tanım genellikle kolay anlaşılır ve açık seçik de olmaz; okuyucunun belleğinde kolayca yerleşemez. Çağdaş İngiliz tarihçisi A. J. Taylor, “Tarihçinin ana görevi, şu çocuksu soruyu yanıtlamaktır:

OKUMAK İÇİN TIKLA

ALTIN ÇAĞ – E. M. Cioran

I “İNSANLAR o zaman tanrılar gibi yaşıyorlardı; yüreklerinde kaygı yoktu, çalışmaktan ve acıdan uzaktılar. Hazin yaşlılık onlara hiç uğramıyordu; elleri ve ayakları tüm hayatları boyunca sağlam kaldığından da, bütün dertlerden uzakta ziyafet yaparak sevinci tadıyorlardı. Ağır bir uyku bastırdığında uykuya dalar gibi ölüyorlardı. Bütün nimetler onlarındı. Bereketli kır zengin yiyecekleri onlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

ÜTOPYANIN MEKANİZMASI – E. M. Cioran

YOLUM hangi büyük şehre düşse, orada her gün ayaklanmaların, katliamların, aşağılık bir kasaplığın, bir dünya sonu kargaşasının başlamıyor olmasına hayran olurum. Bu kadar kısıtlı bir alanda nasıl oluyordur da onca insan birbirini yok etmeden, birbirinden ölesiye nefret etmeden bir arada yaşayabiliyordur. Aslında birbirlerinden nefret etmekte, ama nefretlerinin hakkını verememektedirler. Bu vasattık, bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Newton’un genelçekim yasası nedir? Felsefi/kültürel önemi nedir?

– Genelçekim konuşacaktık… – Yerçekimi konusunda Aristoteles’in düşüncelerini hatırlıyorsun, değil mi? Galileo, bu konuyu da sorguladı— – Bu Galileo da Aristoteles’e takmış galiba… – Ve yaptığı çeşitli deneyler sonucunda hava direnci ihmal edilebildiğinde tüm cisimlerin aynı şekilde düştüklerini buldu. Bu arada, Aristoteles öğretisinin 5. Soru’nun sonlarına doğru bahsettiğimiz çelişkisi de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Newton’un hareket yasaları nedir? Veba salgını sayesinde bulundukları doğru mudur?

– Eylemsizlik ilkesi, üzerinde herhangi bir etki olmayan nesnelerle ilgili. Zaten yerine geçtiği Aristoteles hükmü de öyleydi. Peki üzerinde etki olan nesneler? – Tabii ki bu konuyu düşünmek için önce üzerinde etki olmayan nesneleri anlamak gerekiyordu. Bunu eylemsizlik ilkesi sağladı. Sonraki soru ise, “etki”yle tam olarak ne kastedildiğiydi. Eylemsizlik ilkesi, söz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Görelilik ile Güneş-merkezliliğin ilgisi nedir?

– Aristoteles’de gök mekaniği zaten farklıydı… Galileo bu konuda da Aristoteles öğretisini sorguladı. Zaten bir müddet önce Kopernik, Güneş-merkezli bir sistem önermişti. – Yermerkezlilikten Güneş-merkezliliğe geçiş bu kadar basit mi? “Günün birinde Kopernik adında bir adam Güneş-merkezli bir model önerdi…” – Tabii ki bu kadar basit değil, güneşin altında gerçekten

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eylemsizlik ilkesi nedir? Görelilik ile ilgisi nedir?

– Peki bu “doğru yol” sonunda nasıl bulundu? – Zamanla Aristoteles/Batlamyus geleneğine yapılan ufak tefek itirazlar, Galileo ile olgunluğa ulaştı. Doğa yasalarına Aristoteles öğretisindeki gibi salt saf düşünce ile değil, deney/gözlem rehberliğinde ulaşılması gerektiği fikri daha önce El Heysem, El Birunî, İbni Sina, Roger Bacon gibi filozoflarca ileri sürülmüş, ancak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Görelilikten önce ne vardı?

– Konumuz olan görelilik bağlamında o zaman Einstein özel göreliliği ve mekaniği, Newton mekaniği ve Galileo göreliliğinden sonra gelen kuram/yasa. Peki Galileo öncesi ne vardı? – İlkçağ filozoflarının, görelilik diye bir dertleri yoktu. Neden olsun ki?.. – Bir dakika, bir dakika… Filozofların görelilikle ya da fizikle ilgisi ne? – Filozof kelimesinin orijinal anlamı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Galileo göreliliğiyle Einstein özel göreliliği arasındaki ilişki nedir?

– İyi ama, şimdiye kadar hiç Einstein’dan bahsetmedik? – Görelilik kavramı, çoğu kişinin zannettiğinin aksine Einstein ile değil, Galileo ile başlar. Galileo’dan Einstein’a kadar görelilik, hareket yasalarının bir özelliği olarak düşünülüyordu. Einstein ise bunun bir bilimsel ilke olması, yani tüm doğa yasalarının bu özelliğe sahip olması gerektiğinde ısrar etti. Galileo/Newton zamanında elektromanyetizma yasaları bilinmiyordu. Sonraki

OKUMAK İÇİN TIKLA