Yazar: admin

İdea Jeneratör: Kalite ve Güvenin Adresi

2005 yılında kurulan ve %100 aile şirketi olarak faaliyet gösteren İdea Jeneratör, sektörde kalite ve güvenin simgesi haline gelmiştir. Jeneratör üretiminde uzmanlaşan firma, İstanbul Tuzla’daki 4.000 m² kapalı ve 2.500 m² açık alana sahip modern tesislerinde yüksek performanslı jeneratörler üretmektedir. Ürünlerini yalnızca yurtiçine değil, üç kıtada 70’ten fazla ülkeye ihraç eden İdea

OKUMAK İÇİN TIKLA

İdea Jeneratör: Kalite ve Güvenin Adı

2005 yılında kurulan ve %100 aile şirketi olarak faaliyet gösteren İdea Jeneratör, jeneratör sektöründe kalite ve güvenin simgesi haline gelmiştir. İstanbul Tuzla’daki 4.000 m² kapalı ve 2.500 m² açık alana sahip modern tesislerinde üretim yapan firma, yüksek standartlarda ürettiği dizel jeneratör ve diğer ürünleriyle hem yurtiçi pazarında hem de uluslararası arenada öne çıkmaktadır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Boethius’un “Felsefenin Tesellisi” adlı eserinde talihi neden değişken olarak görür?

Boethius, Felsefenin Tesellisi (Consolatio Philosophiae) adlı eserinde, Fortuna’yı (talih veya şans) değişken ve kararsız bir güç olarak tasvir eder. Bunun temel nedeni, insan hayatındaki dışsal ve geçici nimetlerin (zenginlik, iktidar, şöhret, bedensel hazlar vb.) istikrarsız ve güvenilmez olmasıdır. Boethius, bu görüşünü şu şekilde temellendirir: 1. Fortuna’nın Doğası: 2. Dışsal Nimetlerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Why does Boethius view fortune as changeable in his work “The Consolation of Philosophy”?

In his work, Consolation of Philosophy (Consolatio Philosophiae), Boethius portrays Fortuna (fortune or chance) as a changeable and unstable force. The fundamental reason for this is that external and temporary blessings in human life (wealth, power, fame, bodily pleasures, etc.) are unstable and unreliable. Boethius bases this view as follows:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Boethius çima di berhema xwe ya “Teselîya Felsefeyê” de bextê wekî guhêrbar dibîne?

Boethius di berhema xwe ya bi navê Teselîya Felsefeyê (Consolatio Philosophiae) de, Fortuna (bext an şans) wekî hêzek guhêrbar û nearam nîşan dide. Sedema bingehîn a vê yekê ev e ku bereketên derveyî û demkî di jiyana mirovan de (dewlemendî, hêz, navdarî, kêfên bedenî, hwd.) nearam û ne pêbawer in.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kişi, kendini “iyi tarafa ait” görüyorsa, “öteki”ne uyguladığı şiddeti haklı görebilir mi?

İnsanların kendilerini “iyi taraf” olarak görmeleri, “öteki”ne yönelik şiddeti haklı çıkarmak için kullanılan bir mekanizma olabilir, ancak bu durumun ahlaki, felsefi ve insani boyutları derinlemesine sorgulanmalıdır. 1. Ahlaki İkilem ve Öz-Haklılaştırma 2. Etik Perspektifler 3. Psikolojik Mekanizmalar 4. Tarihsel ve Sosyal Örnekler 5. Haklı Gösterilebilir mi? 6. Alternatif Yaklaşımlar ———————————– Şiddetin “iyi taraf” adına meşrulaştırılması, insanlık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eger kesek xwe wekî “yekî ji aliyê baş” bibîne, gelo ew dikare tundûtûjiya ku li ser “yê din” dike rewa bike?

Têgihîştina mirovan ji xwe wekî “aliyê baş” dikare bibe mekanîzmayek ku ji bo rewakirina tundûtûjiya li dijî “yê din” tê bikar anîn, lê divê aliyên exlaqî, felsefî û mirovî yên vê rewşê bi tevahî werin lêkolîn kirin. Cûdahiya Em û Wan: Dema ku mirov hîs dikin ku ew aîdî komekê

OKUMAK İÇİN TIKLA

If a person sees herself as “belonging to the good side,” can she justify the violence she inflicts on the “other”?

People’s perception of themselves as the “good side” can be a mechanism used to justify violence against the “other,” but the moral, philosophical, and human dimensions of this situation must be thoroughly examined. The Us vs. Them Distinction: When people feel they belong to a group (“we”), they may exclude

OKUMAK İÇİN TIKLA

Buddha için “şimdi’de olmak” ne anlama gelir?

Buddha için “şimdi’de olmak”, sadece bir yaşam tavsiyesi değil, varoluşun doğasına dair radikal bir farkındalık halidir. Bu kavramın arka planında, Budist öğretiye özgü zihin, acı, zaman ve benlik anlayışları vardır. Aşağıda ayrıntılı biçimde bu kavramı felsefi ve psikolojik yönleriyle ele alalım: 🪷 I. “Şimdi’de Olmak” Nedir? Buddha’ya göre insanlar acı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eğer Descartes bir Amerikan yerlisi Lakota yaşlısıyla konuşsaydı, “Düşünüyorum öyleyse varım” önermesine nasıl bir yanıt alırdı?

Eğer René Descartes bir Lakota yaşlısıyla karşı karşıya gelip “Cogito ergo sum” – “Düşünüyorum, öyleyse varım” önermesini dile getirseydi, Lakota yaşlısı büyük ihtimalle şu soruyla ya da cevapla karşılık verirdi: “Düşünüyorsun, peki ama bu düşünce tek başına seni var kılar mı? Toprağın, rüzgarın, atalarının ve topluluğun seni tanımıyorsa, gerçekten var

OKUMAK İÇİN TIKLA

Marx’ın doktora tezinin “sükût suikastına” uğraması ne anlama gelmektedir?

Karl Marx, Kasım 1837’de Berlin’de Hukuk Fakültesi öğrencisiyken babasına yazdığı mektupta ağırlıklı olarak Kant, Fichte, Schelling, Hegel ve Aristo okuduğunu yazar. 1839 tarihinde sonradan Epikuros’un Felsefesi Üzerine Notlar adıyla yayımlanacak elyazmasını tamamlamış olmasından anlıyoruz ki, Marx 1838-41 yıllarında idealizme sırtını dönerek materyalizme olan ilgisinin tarihsel kökenleri üzerine yoğunlaşmıştır. 1841’de henüz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Soytarılar, toplumsal düzenin kırılganlığını teşhir eden felsefi aktörler mi?

1. Gülmenin Altındaki Kriz: Soytarı Bir Tehdit midir? Soytarı yalnızca güldüren değildir; o, düzenin görünmeyen çatlaklarını dillendirir. Saraylarda, kürsülerde, ekranlarda ya da sokaklarda boy gösteren soytarı, çoğu zaman iktidarın aynasıdır ama bu ayna kırık, yamuk ve çarpıtıcıdır. Bu çarpıtma, gerçekliğin ta kendisini daha açık hale getirir. Gülünç olan, aslında çürümüş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ma palyaço aktorên felsefî ne ku lawaziya rêziknameya civakî eşkere dikin?

Masûlke ne tenê tiştekî henekê ye; ew dengê şikestinên nedîtî yên di rêzikê de dide. Çi li qesran, li ser podyuman, li ser ekranan, an li kolanan xuya bibe, masûlke pir caran neynika desthilatdariyê ye, lê ev neynik şikestî, çewt û tahrîfker e. Ev tahrîfkirin rastiyê bi xwe eşkeretir dike.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jean-Paul Sartre göre neden “İnsan özgürlüğe mahkûmdur” ?

Jean-Paul Sartre’ın “İnsan özgürlüğe mahkûmdur” tezi, onun varoluşçu felsefesinin temel taşlarından biridir. Burada “mahkûm” sözcüğüyle kastettiği, özgürlüğün insan için kaçınılmaz bir yazgı olmasıdır. İşte Sartre’ın bu radikal savının ardındaki nedenler: 1. Varoluş Özden Önce Gelir Sartre’a göre insan, önce “var olur”, sonra kendi özünü (kimliğini, değerlerini) seçimleriyle yaratır. Diğer nesnelerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

According to Jean-Paul Sartre, why is “Man condemned to freedom”?

Jean-Paul Sartre’s thesis that “Man is condemned to freedom” is one of the cornerstones of his existentialist philosophy. What he means by “condemned” here is that freedom is an inevitable destiny for man. Here are the reasons behind Sartre’s radical assertion: According to Sartre, a human being first “exists” and

OKUMAK İÇİN TIKLA

Li gorî Jean-Paul Sartre, çima “Mirov mehkûmî azadiyê ye”?

Teza Jean-Paul Sartre ya ku dibêje “Mirov mehkûmî azadiyê ye” yek ji kevirên bingehîn ên felsefeya wî ya ekzîstansiyalîst e. Tiştê ku ew li vir bi “mehkûmkirin” mebesta wî ev e ku azadî ji bo mirov çarenûsek neçar e. Li vir sedemên li pişt vê îdiaya radîkal a Sartre hene:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Her halkın emekçi sınıfının farklı dillerde konuşması kapitalistlere karşı ortaklaşmasına engel midir?

İnsan, dili aracılığıyla düşünür, diliyle dünyayı kavrar ve diliyle başkalarıyla ilişki kurar. Ne var ki, bu iletişimsel çoğulluk, tarihsel olarak emekçi sınıfın dayanışmasını bölmenin de aracı hâline getirilmiştir. Farklı dillerde konuşan halkların emekçileri arasında bir bariyer doğar; fakat bu bariyer doğal değil, sosyo-politik olarak inşa edilmiş bir engeldir. Bu bağlamda

OKUMAK İÇİN TIKLA