Yazar: Özgür Atlas

“Anne Şefkati” Bakış Açısını Sorgulamak

Herhangi bir otizm veya engellilik yazısını okuduğunuzda mutlaka böyle bir cümle karşınıza çıkar. Hatta son dönemlerde otizmin farklı olduğu ve hak temellilik vurgusu kabul görünsede arka planda yine içeriye henüz kapsanması gereken, keşisimci pratiklerden oldukça uzak görülen ve eşit yurttaş olduğu henüz kavranamamış bir bakışın içeriye sindiğini görürüz. Bu ifadelerden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pozitif Psikoloji ve Otizm

“Integrating Positive Psychology and Autism: A Roundtable” başlıklı bir makale pozitif psikoloji alanını otizm topluluğuyla (otistik bireyler, aileleri ve hizmet sağlayıcıları dahil) nasıl entegre edilebileceğini keşfetmek için düzenlenen bir yuvarlak masa tartışmasının dökümünü sunmaktadır. Bu yazının konusu ve tartışma konuları/soruları şunlardır: Bu yazının ana konusu, pozitif psikolojinin otizm topluluğuyla entegrasyonu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Galtoncu Psikiyatrinin Geri Dönüşü – Beyin On Yılı

“Normallik İmparatorluğu” kitabının yedinci bölümü, “Galtoncu Psikiyatrinin Geri Dönüşü” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm, 1970’lerin sonlarından itibaren psikiyatride yaşanan önemli dönüşümleri ve Freudian modellerden biyomerkezci yaklaşımlara geri dönüşü ele almaktadır. İşte bölümün ana noktaları: “Normallik İmparatorluğu” (Empire of Normality) Robert Chapman

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fordist Normalleşme

“Normallik İmparatorluğu” kitabının altıncı bölümü, “Fordist Normalleşme” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemi ele alarak, Keynesyen ekonomi ve Fordist ekonomik modelin zihinsel sağlık ve nöronormativite üzerindeki etkilerini incelemektedir. İşte bölümün ana noktaları: Kaynak : “Normallik İmparatorluğu” (Empire of Normality) Robert Chapman

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizm: Psikiyatrinin tipik “ne yanlış” odağından “ne güçlü”ye doğru radikal bir değişim

Otizmde güç odaklı yaklaşım, pozitif psikoloji alanının otizm topluluğuyla entegrasyonu bağlamında ele alınan ve “neyin yanlış olduğuna” odaklanmak yerine “neyin güçlü olduğuna” odaklanan bir paradigma değişimidir. Bu yaklaşım, otistik bireylerin ve otizm topluluğunun (otistik bireyler, aileleri ve hizmet sağlayıcıları dahil) refahını artırmak amacıyla onların doğuştan gelen olumlu özelliklerini, güçlü yönlerini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Antipsikiyatri Hareketinin Mitleri

“Normallik İmparatorluğu” kitabının beşinci bölümü, “Antipsikiyatri Hareketinin Mitleri” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemden başlayarak, psikiyatrideki değişimleri, Sigmund Freud’un psikanalizinin yükselişini ve Thomas Szasz’ın önderlik ettiği antipsikiyatri hareketinin eleştirilerini ve etkilerini ele almaktadır. İşte bölümün ana noktaları: Kaynak : “Normallik İmparatorluğu” (Empire of Normality) Robert Chapman

OKUMAK İÇİN TIKLA

Öjenik Hareket

“Normallik İmparatorluğu” kitabının dördüncü bölümü olan “Öjenik Hareketi” (The eugenics movement), Francis Galton’ın “patoloji paradigması”nın politik ve kültürel etkilerinin Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Nazi Almanyası’nda nasıl tezahür ettiğini detaylandırmaktadır. Bu bölüm, öjenik ideolojisinin ortaya çıkışını ve modern psikiyatrinin altında yatan “normallik” anlayışıyla ilişkisini inceler. Bölümün ana noktaları şunlardır:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Galton’ın Paradigması ve Normallik

“Normallik İmparatorluğu” kitabının üçüncü bölümü olan “Galton’ın Paradigması” (Galton’s paradigm), modern psikiyatrinin ve “normallik” anlayışının temelini oluşturan “patoloji paradigmasının” nasıl ortaya çıktığını ve Francis Galton’ın bu süreçteki merkezi rolünü incelemektedir. Bu bölümün ana noktaları ve içeriği şunlardır: Sonuç olarak, bu bölüm, Galton’ın modern psikiyatrideki patoloji paradigmasının kurucusu olarak konumlandırılmasını sağlar.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Normalliğin İcadı

“Normallik İmparatorluğu” kitabının ikinci bölümü olan “Normalliğin İcadı” (The invention of normality), sağlık ve insan sağlığına dair anlayışların, geleneksel uyum/denge kavramından istatistiksel normalliğe nasıl kaydığını detaylandırır. Bu değişim, yalnızca bilimsel bir ilerleme olarak değil, aynı zamanda çağın ekonomik ve ideolojik dönüşümlerinin bir yansıması olarak sunulur. Bölümün temel noktaları şunlardır: Sonuç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Makinelerin Yükselişi ve Normalliğin icadı

“Normallik İmparatorluğu” kitabının birinci bölümü olan “Makinelerin Yükselişi” (Rise of the machines), sağlık ve insan bedenine dair kavramlaştırmaların feodalizmden kapitalizme geçişle birlikte nasıl köklü bir değişime uğradığını açıklamaktadır. Bu bölümün ana başlıkları ve içeriği şunlardır: Bölüm, “normallik imparatorluğu”nun başlangıcını, yani bedensel ve zihinsel yeteneklere göre sistematik sıralamaların ve bu sıralamaları

OKUMAK İÇİN TIKLA

Normallik İmparatorluğu

“Normallik İmparatorluğu” (Empire of Normality) olarak adlandırılan kavram, Robert Chapman’ın eserinde, “normal” ve “anormal” arasındaki kavganın sadece yüzeysel bir tıbbi veya bilimsel tanımlama olmadığını, aksine kapitalist tahakkümün derinliklerine işlemiş, tarihsel, ekonomik, sosyal ve ideolojik bir aygıt olduğunu ortaya koyar. Bu kavganın derinliği, aşağıdaki unsurlarla açıklanır: Bu nedenle, “normal ve anormal”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Neurodivergent

“Neurodivergent” terimi, 2000’li yılların başında Kassiane Asasumasu tarafından ortaya atılmıştır. Bu terim, “tipik olandan farklı” (divergent from typical) kabul edilen her türlü nörolojik işleyişe atıfta bulunur. Bu, ister uyumsuz bir toplum tarafından engellenen basit farklılıklar olsun, ister epilepsi gibi tıbbi durumlar olsun, her türlü nörolojik atipik kişiyi kapsar. Asasumasu’ya göre,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Autistic Self Advocacy Network (ASAN): Otizm Öz Savunma Ağı Neyi Savunuyor ?

Uzun süredir takip ettiğim ve anlamaya çalıştığım otizm savunuculuğunu örneği olan otizm alanındaki en önemli ve otistik bireyler tarafından bizzat yönetilen kuruluşlardan biri olan Autistic Self Advocacy Network (ASAN)‘ın neyi savunduğunu ve ne istediğini ele alalım. ASAN, sadece bir engelli hakları kuruluşu değil, aynı zamanda kapitalist sistemin dayattığı normlara ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tam ve Bütünsel bir Kendiliğe Ulaşmak ile Diğerlerinden Ayrışan Özgün ve Otantik bir Birey Olmak

Bu iki kavram—tam ve bütünsel bir Kendliğe ulaşmak ile diğerlerinden ayrışan özgün ve otantik bir birey olmak—birbirine yakın görünse de, aslında hem kuramsal hem de deneyimsel düzeyde belirgin farklar taşır. 🌀 1. Tam ve Bütünsel Bir Kendiliğe Ulaşmak  (Jungiyen anlamda Self) Kendlik (Self), Jung’a göre bireysel bilinç ile kolektif bilinçdışını kapsayan, kişinin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kooperatif İlişkiler, Dayanışma Ekonomileri, Radikal Bakım Ağları: Sevginin Yeniden Politikleşmesine Alan Açmak

Bir önceki yazımızda * ( aşağıdan okuyabilirsiniz. ) kapitalizmin sevgi üzerindeki gölgesini ve ilişkilerin nasıl metalaştığını ele aldık. Şimdi ise, bu durumu tersine çevirme potansiyeli taşıyan, umut vadeden ve sevginin yeniden otantik ve politik bir güç olarak yükselmesine olanak sağlayabilecek yaklaşımlara odaklanalım. Kooperatif ilişkiler, dayanışma ekonomileri ve radikal bakım ağları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Klüjokrasi’nin Gölgesinde Otizm Hizmetleri: Yamalı Sistemler Otizme Çare Olabilir Mi ?

Otizm alanındaki politika ve hizmet sunumunun karmaşık ve çoğu zaman verimsiz yapısını ifade eden “klüjokrasi” (kludgeocracy) * kavramını mercek altına almaktan önemlidir. Bu kavram, uyumsuz, yamalı ve parçalı sistemlerin, otistik bireylerin ve ailelerinin hayati hizmetlere erişimini nasıl sekteye uğrattığını anlamak için kritik bir anahtar sunar. Klüjokrasi’nin Gölgesinde Otizm Hizmetleri: Yamalı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Farklı Ülkelerde Otizme Yönelik Damgalama Pratikleri

“Understanding Stigma in Autism: A Narrative Review and Theoretical Model | Autism in Adulthood” başlıklı makaleye göre farklı ülkelerde damgalama biçimleri nelerdir? Otizmde damgalanmayı etkileyen önemli faktörlerden biri kültürel faktörlerdir. Kültürel farklılıklar, otizm damgalanmasının hem kamusal ve mesleki anlayışı hem de otistik özelliklerin ifade edilme biçimleri üzerindeki etkisini değiştirebilir. Farklı

OKUMAK İÇİN TIKLA

David Rosenhan’ın “Akıl Hastanesinde Akıllı Olmak” Deneyi (1973)

David Rosenhan’ın 1973 tarihli “Akıl Hastanesinde Akıllı Olmak” (Being Sane in Insane Places) deneyi, psikiyatri teşhislerinin güvenilirliğini ve akıl hastanelerindeki koşulları sorgulayan çığır açıcı bir çalışmadır. Bu deney, bilimsel dergi Science’ta yayınlanarak büyük yankı uyandırmış ve zihinsel sağlık alanında önemli tartışmaları tetiklemiştir.Deneyin Amacı ve MetodolojisiRosenhan’ın temel amacı, akıl hastanelerinde ruhsal

OKUMAK İÇİN TIKLA