Bazarov aşkı nasıl ele alır?
Bazarov’un aşka karşı tavrı, onun nihilist dünya görüşüyle şekillenir. Başlangıçta, aşkı romantik bir zayıflık ve gereksiz bir duygu olarak görür. Ona göre aşk, bireyi mantıksız ve güçsüz hale getiren, bilimin ve aklın önüne geçen bir yanılsamadır. Bu yüzden romantizmi küçümser ve duygusal bağlılıklardan kaçınmaya çalışır.
Ancak Anna Sergeyevna ile tanıştığında bu tavrı sarsılmaya başlar. Ona karşı hissettiği duygular, kendi inançlarıyla çelişir ve içsel bir çatışma yaşar. İlk başta hislerini bastırmaya çalışsa da, sonunda Anna’ya aşkını itiraf eder. Fakat Anna, Bazarov’un bu duygusal açılımına tam anlamıyla karşılık vermez ve aralarındaki ilişki gerçekleşmez. Bu da Bazarov’un nihilist bakış açısını daha da güçlendirir, çünkü aşkın da hayat gibi anlamsız ve hayal kırıklığına yol açan bir şey olduğunu düşünmeye başlar.
Yine de, ölüm döşeğindeyken Anna’yı görmek istemesi ve ona duyduğu aşkı kabullenmesi, onun aşka karşı tamamen katı bir tutum içinde olmadığını gösterir. Sonuç olarak, Bazarov aşka karşı başlangıçta alaycı ve küçümseyici olsa da, kendi deneyimleri onun bu görüşünü bir ölçüde değiştirir, ancak bu değişim çok geç gerçekleşir.