Kategori: Byung – Chul Han

Dijital Çağın Sanatı: Özerklik, Gösteri ve Şiddetin Yeni Yüzü

Sanatın Özerkliği ve Kapitalizmin Girdabı Theodor Adorno’nun sanatın özerkliği fikri, sanatı kapitalist üretim ilişkilerinden bağımsız, kendi iç mantığına dayanan bir alan olarak tanımlar. Sanat, bu bağlamda, toplumsal baskılara direnen bir sığınak, insanın özgürleşme potansiyelini taşıyan bir ayna gibi görülür. Ancak NFT’ler ve dijital sanat, bu özerkliği sorgular. Bir dijital dosyanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yansımaların Esareti: Byung-Chul Han, Instagram ve Narcissus’un Çağdaş Yankıları

Byung-Chul Han’ın şeffaflık toplumu eleştirisi, modern dijital çağda bireyin kendi imgesine olan saplantısını ve bu saplantının toplumsal, bireysel ve etik yansımalarını anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Instagram’ın beğeni ekonomisi, bireylerin kendi yansımalarını sürekli sergileyip onay aradığı bir platform olarak, Narcissus’un suyun yüzeyindeki yansımasına dalıp kendini kaybetmesi mitine çarpıcı bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hermes’in Dijital Yüzü: Zuckerberg ve Şeffaflık Çelişkisi

İletişimin Tanrısal Habercisi Hermes, Yunan mitolojisinde iletişimin, ticaretin, hilenin ve sınırlar arasında gezinen bir tanrı olarak belirir. Hızlı, kurnaz ve her yere sızabilen bir figür olan Hermes, mesajları taşır, sınırları aşar ve insan ile tanrılar arasında köprü kurar. Mark Zuckerberg, Facebook’un yaratıcısı olarak, modern çağda bu arketipin dijital bir yansıması

OKUMAK İÇİN TIKLA

Narcissus’un Dijital Yüzü

Kendi Görüntüsüne Âşık Olmak Narcissus, mitolojide kendi yansımasına tutulan ve bu tutkuyla yok olan bir figür. Bugün, Instagram’da selfie çeken birey, bu eski hikâyenin modern bir yorumcusu mu? Freud’un narsisizm kavramı, kişinin kendi benliğine yönelik libidinal yatırımını tanımlar; bu, öz-sevgiyle başlar, ancak patolojik bir hal aldığında öz-yıkıma yol açabilir. Selfie,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gündemin Toksik Ritmi: Bugün Ne Unutacağız? Bölüm 2 “Bize Ne Oluyor?”

🧠 Duyguların Çöküşü ve Toplumsal Yorgunluk Sabah uyanıyorsun, haber akışı başlıyor:💥 Yeni bir linç🩸 Yeni bir ölüm🚨 Yeni bir siyasi kriz🥀 Yeni bir doğal felaket🧊 Ve… sende sadece donukluk. Tepki yok. Göz kırpmadan geçiyorsun.Çünkü artık sadece bilgiye değil, hissetme gücüne de yabancısın.Bu, bilgi yorgunluğu değil.Bu, duygu tükenmesi. 💣 Byung-Chul Han:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Her Gün Yeni Bir Olayla Uyanmanın Şoku : İktidarların Tekinsizlik Halleri

Her sabah yeni bir olayla uyanmak, modern dünyanın sıradan bir ritüeli haline geldi. Bir gün skandal, bir gün kriz, bir gün felaket haberi… Ancak bu sadece bir haber akışı değil; iktidarların kurguladığı bir psikopolitik rejim. Bu rejim, yalnızca bilgiyi değil, zihinsel ritmimizi, duygularımızı ve algılarımızı şekillendiriyor. Her gün yeni bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumunun Çelişkileri

Görünürlüğün Vaadi Şeffaflık toplumu, bireylerin ve kurumların her hareketinin, düşüncesinin ve eyleminin görünür olduğu bir düzen olarak sunulur. Bu, bir iyilik vaadiyle pazarlanır: daha açık bir dünya, daha dürüst ilişkiler, daha az gizem ve daha çok güven. Ancak bu vaat, bireyleri bir yanılsamaya sürükler; görünürlüğün özgürleştirici olmaktan çok, bir denetim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumunun Derinlikleri

Dil ve Anlamın Görünür Yüzü Şeffaflık, dilin anlam üretim süreçlerini derinden etkiler; çünkü dil, bir toplumu bir arada tutan en temel araçlardan biridir ve şeffaflık ideali, bu aracı saydamlaştırma vaadiyle ortaya çıkar. Byung-Chul Han’ın şeffaflık kavramı, dilin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda güç ilişkilerinin, ideolojilerin ve toplumsal düzenlemelerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumu ve Tarihsel Dönüşümleri

Şeffaflık, insanlık tarihinin farklı dönemlerinde hem bir ideal hem de bir tartışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bilginin, iktidarın ve toplumsal ilişkilerin görünür kılınması çabası, birey ile toplumu, akıl ile otoriteyi, gizlilik ile açıklığı yeniden tanımlayan bir güç olmuştur. Aydınlanma ve Şeffaflığın Kökenleri Aydınlanma, akıl ve bilginin insanlığı özgürleştireceği inancıyla şeffaflığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Byung-Chul Han’ın Şeffaflık Toplumu

Byung-Chul Han’ın şeffaflık toplumu kavramı, modern dünyanın görünürlük, erişilebilirlik ve açıklık taleplerini merkeze alarak bireylerin, toplumların ve kurumların nasıl dönüştüğünü sorgular. Şeffaflık, yüzeyde güven, eşitlik ve özgürlük vaat ederken, derinlemesine incelendiğinde bireysel özerkliği, toplumsal bağları ve hatta varlığın anlamını tehdit eden bir yapı olarak ortaya çıkar. Güvenin İnşası ve Yıkımı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumunun Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri

Sürekli Görünürlüğün Zihinsel Yükleri Şeffaflık toplumu, bireylerin her an görünür ve erişilebilir olmasını talep eden bir düzen yaratır. Byung-Chul Han’ın perspektifinden bakıldığında, bu sürekli görünürlük, bireyin zihinsel sağlığını derinden etkiler. Kişi, sosyal medyada, iş yerinde ya da kamusal alanda kendini sürekli sergilemek zorunda hisseder. Bu durum, bireyde kronik bir kaygı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şeffaflık Toplumu Üzerine Derinlemesine Bir İnceleme

Gözetimden Şeffaflığa Geçiş Byung-Chul Han’ın şeffaflık toplumu kavramı, Michel Foucault’nun panoptikon modeliyle kıyaslandığında, gözetim toplumunun dönüşümünü anlamak için önemli bir zemin sunar. Foucault’nun panoptikonu, bireylerin merkezi bir gözetim kulesinden sürekli izlendiği bir disiplin toplumu modelini ifade eder; burada bireyler, görülme ihtimaliyle kendi davranışlarını düzenler. Ancak Han, şeffaflık toplumunda gözetimin daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Dindarlık Azalıyor, İnançsızlık Artıyor” Söyleminin Bedensel, Tarihsel, Politik, Etik ve Varoluşsal Katmanları Bölüm 2

🌍 1. Bedenden Kopuş: Tanrıyı Ararken Toprağı Kaybetmek İnanç sadece Tanrı’ya değil, yaşama, bedene, doğaya ve başkasına duyulan bir bağdır.Dindarlık azalırken, yalnızca Tanrı figürü değil; ritüelle gelen bedensel düzen, toplumsal zaman, tekrarın sağaltıcılığı da dağılır. 👉 Bugün postmodern birey bedeniyle bağ kurmakta zorlanır çünkü bir ritüel dizgesi yoktur.Yoga’yı da, meditasyonu

OKUMAK İÇİN TIKLA

FOUCAULT’NUN iktidar kuramının ana tezi

FOUCAULT’NUN iktidar kuramının ana tezi şudur: İktidar 17. yüzyıldan beri artık bir hükümdarın kelle alıp-veren iktidarı şeklinde değil, disiplin ve biyo-iktidar biçiminde tezahür etmektedir. Hükümdarın gücü kılıçtan gelir ve tebayı ölümle tehdit eder. “Hayata, yok etmek amacıyla el koyma ayrıcalığı’yla zirveye ulaşır.” Buna karşın disiplin iktidarı, “tabi kıldığı güçlerin kışkırtılması,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Palyatif Toplum / Günümüzde Acı – Byung-Chul Han

Günümüzde her yerde genel bir algofobi, acı korkusu hâkim. Acı toleransı da hızla düşmekte. Algofobi sürekli bir anesteziye yol açtı. Acı yaratacak her durumdan kaçınılıyor. Aşk acılarına bile şüpheyle bakılmaya başlandı artık. Algofobi toplumsal alana da uzanır. Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına ve çatışmalarına giderek daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eros’un Istırabı – Byung-Chul Han “Her şey düzleştirilerek tüketim nesnesine dönüştürülüyor.”

Düşünme ancak Eros’la artırılabilir. Düşünebilmek için bir dost, bir âşık olmuş olmak gerekir. Eros olmadan düşünce bütün canlılığını, bütün huzursuzluğunu kaybederek tekrara düşer, gerici bir hal alır. Eros Başka’ya duyulan arzuyla düşünceyi cesaretlendirir. Narsisizm, sanılanın aksine, kendini sevmek değildir. Kendini seven özne, Başka’yla arasına kendi lehine işleyen negatif bir sınırlama

OKUMAK İÇİN TIKLA